42. Bölüm "Karma"

Start from the beginning
                                    

Hemen bir cevap vermek yerine kendi kendine mızıltılar çıkarmayı, öfleyip püflemeyi seçmişti. "Sabah randevularını akşama aldım, işe gitmek istemiyorum, hiçbir yere gitmek istemiyorum, herhangi bir yerde olmak istemiyorum!" Ağlayacak gibi bir yüzle saçlarını çekiştirmesini aynadan izliyordum kendi saçlarımı spreylerken. Bir anda durup aklına harika bir fikir gelmiş gibi parlak gözlerle baktı ve hızlıca ekledi. "Sehun sanırım ben ölmek istiyorum."

"Kime niyet..." Fazla belli etmeden kendi kendime mırıldanıyor olsam da devam etmedim ve saçlarımın havaya kalkmış kısımlarını yapıştırdıktan sonra ayağa kalktım. "Ben çıkıyorum..." Ona bakıp ifadesizce haber verdim kapıdan çıkmadan önce. "Akşama kadar kafa dinlemek istersen klinikte takılabilirsin, ilk iş günüm ve kliniğim sana emanet, benim ne halde döneceğim hatta dönüp dönemeyeceğim belli değil."

"Kliniğe değilse nereye gidiyorsun?"

"Ecelime... Myulchi'ye mama koy."

Kendi derdinden benim son sözlerime fazla takılmamış ve sessiz kalmıştı. Dostumun cansız bedenini yatağımda bırakıp odadan çıkacakken Myulchi'yi evde bırakmaktan daha akıllıca bir fikir gelmişti aklıma.

"Myulchi! Benimle geliyorsun."

Salonu gözümle tarayıp tasmasını buldum önce. İsmini söylememle mutfaktan adeta suç işlemiş gibi yanıma gelen köpeğe baktım. Ben ona suçlayıcı gözlerle bakıyordum; o, ağzını şapırdatırken bakışlarını yerde tutuyordu.

"Myulchi, biliyor musun... Ben fazla sosis sevmem... Ve tam da yemememe rağmen evimdeki et ürünlerinin azalışı kafamı kurcalıyordu."

Tasmayla ona yaklaştığımda kendini biraz geri çekmiş ve aradan sıyrılıp kaçmaya yeltenmişti. "Ama şimdi konu bu değil..." dedim eğilip onu tuttuğum gibi bel tasmasını bağlarken. "Şu an seninle aynı safta yer alıyoruz Myulchi..." Sesimi biraz kısıp Baekhyun'un duyamayacağı bir tonda devam ettim merakla beni dinleyen köpeğe yaklaşarak. "Sahibin seni işlenmiş et yemene izin vererek öldürmeye çalışıyor. Biliyor musun? Bana da aynısını yapacak. Tam ona benzer bir şeyle..." İki yandan yüzünü tutarak göz teması kurdum ve gülümsedim. "Saflarımız aynı Myulchi... Eğer sahibinin öfkesini dindirir ve hayatımı korursan seninle ortaklık yapabiliriz." Daha gizemli ve heyecanlı bir fısıltıyla kulağına yaklaştım. "Sana dünyanın en lezzetli pirzolasını alırım!"

"Sehun bazen beni gerçekten korkutuyorsun."

Kafamı kaldırıp yukarı baktığımda Baekhyun'un boş bakışlarıyla karşılaşmıştım. Burnunu silerken daha fazla ikimize bakmayıp diğer taraftan dolandı ve hayalet gibi banyoya girip gözden kayboldu.

Evet... Ölüm çanlarını sahiden duyuyordum. Yolcu koltuğunda otururken camdan dışarıyı izleyen Myulchi de duyuyor olmalıydı. Yani arabadayken yola ve başımdaki belanın beni sevk ettiği düşüncelere öyle odaklıydım ki seslerin dış dünyadan geldiğini ilk seferde anlamamıştım. Sonradan fark ettiğime göre çalan şey telefonumdu.

"Efendim Jerry? Sen hala yaşıyor musun?"

"Sehun! Buraya gelme, buraya gelme Sehun!" Az önce Jongin'le konuşurken arkadan duyduğum gibi, sözünün bitiminde sesi hırıltı gibi çıkmış ve kesilmiş, sonrasında telefon yine yüzüme kapanmıştı.

Önüme çıkan ilk yoldan sapıp geri dönmekle, tıpkı Jerry'nin dün aklıma soktuğu gibi önce kliniğe gidip yanıma bir ağızlık alıp öyle gitmek arasında seçim yapmaya çalıştım. Korku filmi gibiydi. Jerry eğer onu soktuğum duruma rağmen beni uzak kalmam için uyarıyorsa gittiğimde beni asit havuzunda yüzen köpek balıkları karşılayacaktı. Bana cehennem azabı olacak tüm prodüksiyon kurulmuş olacaktı ve ben kurtulmak yerine ölmek için yalvaracaktım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 03, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now