İlk buluşma...

1K 37 19
                                    

Gelenler yaprağın anne ve babasıydı. Yaprağa yanında getirdikleri pekmez şurup vb. şeyler verdiler:

-"Yaprak aç ağzını hah. Ye şunuda oooh. Neden bize haber vermedin kızçem?!"

-"Anne bir sakin! Böyle yapardınız çünkü beni yoğun bakım ünitesine sokardınız!?"

Yaprak iyileştikten sonra

   Barış hala kendini suçlu hissediyordu ve bu yüzden Yaprağı karşısına alıp konuşmaya karar verdi:

-"Yaprak ben gerçekten kendimi çok kötü hissediyorum belki o gün beni kurtarmasaydın sen 1 ay hastanede uyanık kalmayacaktın..."

-"Benim yerime sen kalırdın, daha kötü... Bir düşünsene tam tersi olduğunu ben kendimi bu sefer hala iyi hissetmeyecektim..."

-"Aslında doğru söylüyorsun ama benim vicdanımı hala bu bile rahatlatmıyor bu yüzden... Yani eğer sen kabul edersen... Ş-şey ben seni yemeğe çıkartmak istiyorum işte o zaman vicdanım rahatlar..."

-"T-tamam, peki vicdanın rahatlayacaksa eğer... Akşama evden alırsın..."



Yapraktan

Sanki Barışla aramızda bir yakınlaşma olmuştu. Kalbim o an deli gibi çarpmıştı. Ve biri bana bu duygularımın ne olduğunu söyleyebilir mi?
Ve en sonunda son derste bitmişti, sanki onunla buluşacağım zaman gelmek bilmemişti ve o sırada arkadan bir elle irkilmiştim:

-"Yaprak başkan, neyin zamanıymış o gelmeyen!?"

Evet doğru duymuştum! Bu Gökkuşumun sesiydi.

-"Gökkuşum şey..."

-"Ney?!"

Ve yine arkamdan 1.92 boylarında sarışın birisi gelmişti, evet bu Barıştı, Yoksa o da mıduymuştu!!!

-"Hava almak... 45 dakika boyunca derste e doğal olarak sadece o değil herkes havasız durumda çıkışa doğru koşuyor..."

Gökkuşum pek inanmasa da serbest bıraktı beni sonrasındaysa Barış sırıtarak öne geçti ve bende gerizekalı olduğumdan takip ediyordum gerizekalı yaprak niye takip ediyorsun çocuğu!?
Ve Barışın motoruna bindik ikimizde, yolculukta sessizliği bozan bir o olmuştu:

-"Demek buluşacağın zaman geçmedi ha?"

-"Yoo sen d-dedinya işte h-havadan..."

Hala gülüyordu en son kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladı. Ama neyse ki bizim eve varmıştı ve ben hızla eve koştum o da kendi evine hazırlanmaya geçti. Ve ben bu sefer özel bir kıyafetimi giyecektim kot pantolon-kazak-hırka... bu üçlüyü en son 14. Yaş doğum günümde giymiştim...

Barıştan

Yaprağın heyecanlanması benim baya hoşuma gitmişti ve ben ise çok resmi olmayıp kot pantolon kazak ve hırka giyecektim...

Çeteden

-"Yaprak nerde?"

-"Size haber vermedi mi, bana numara yapmaya çalıştı ama yutmadım..."

-"N-noldu ki?"

-"Yaprak... Barışla beraber..."

-"Ne?!"

Yapraktan

Aşağı inmiştim, Barış gelmişti ama dur... Arkasında spor arabası mı var onun!? Ve aynı kıyafetler...
Şaşkınlıkla birbirimize bakarken ben çok geçmeden arabaya bindim. Kısa bir sürede restoranta vardık ve benim kapımı açark bana elini uzattı bende elini tuttum, hala kalp krizi geçirebilirdim, öyle ölmem Barış, füze at!
Bir masa seçip oturduk. Ve tam anlayamadığım şekilde yanımıza bir çift geldi. Restoran kalabalık olduğundan yer kalmamış ve yanımıza otumak istiyorlardı, izin verdik. Barış benim yanıma diğer çift de yan yana oturmuşlardı ve aniden bir garson geldi:

-"Ne alırdınız? Sushi, hamburger veya yemek öncesi caramel machiyatoya ne dersiniz?"

-"Anlayamadım?"

-"Yapraktı değil mi? Ama sizde çok cahilsiniz ya, bunların yazılısını yapsalar ben 192 alırım!" Dedi ve gülmeye başladı Barış beni korumak yerine o bile gülüyordu...
Benim gözümden bir damla yaş aktı ve çantamı alıp ağlayarak çıktım. Ve koşarak uzaklaştım ve her zaman ki mekana yani kafeye gitmiştim. Çetede ordaydı:

-"Babuş noldu, ne bu hal?"

-"İlk defa Oğuza hak veriyorum ne bu hal  Yaprak?"

-"Yaa... Sırık, beni yemeye davet etti vicdanı rahat değilmiş onu kurtardığım için e bende ne yapiym kabul ettim.

-"Sevgilin işte gezersin ağlarsın gülersin başkan hesap vermene gerek yok!"

-"Gökkuşum ne sevgilisi neden bahsediyosun sen?!"

Hepsi tek tek:

-"Anlamazdan gelmene gerek yok, herşeyi biliyoruz hatta sevgilin bizle olmana laf eder hadi sen git sevgiline... Karışan yok sana!"

Ve kovulmuştum... çete ilk defa beni kovmuştu ardımdan tanımadığım bir kız geldi ve hepsine sanki kendisi on iki yılını vermiş gibi onlarla açıka açık sohbet ediyorlardı... Ve ben tam o an karar almıştım, çete artık bensiz kalacaktı, varlığımın hissedilmediği yerde yokluluğum sevinci getirecekti ne de olsa...
Ve bir parka gitmiştim saat 9 civarıydı bir banka oturup öylece bekledim sonra tam oradan kalkacakken 1 kişi çıktı önüme:

-"Şşt gelsene bana hadi hadi zorluk çıkartma bana."

-"Belanı arama!" Dedim ve bana elindeki çakıyı gösterdi.

Bana birden:

-"Seni burda kimse duyamaz, bir daha düşün istersen!" dedi, bana doğru hızla koşmaya başladı ve bana çakıyı sapladı ben yere yığıldım ama bilincim hala açıktı. Arkadan aldıği darbe ile yere yığıldı, gelen Barıştı:

-"Yaprak!?"

YapBar-Zıt Kutuplar  {Tamamlandı}Where stories live. Discover now