19| "kucağıma aldım şimdi seni, bunu hiç böyle hayal etmiş miydin?"

2.5K 225 147
                                    

fool for you/zayn

Sabaha gözlerini araladığında ilk ne geçerdi insanın aklından?

Bugün hava nasıl diye mi sorardı ilk önce kendine, saate lanet mi ederdi, uykumu alamadım mı derdi, tatlı tatlı gerinir miydi?

Soruyordum bunu sürekli kendi kendime çünkü ben hiç ötekiler gibi değildim. Ben ötekileştirilmiştim.

Sabaha gözlerimi aralamam çok zor olurdu, ben geceleri uyumazdım. En basitinden günlük üç saatlik uykuyla ayakta dururdum, daha doğrusu uykuyu umursayan biri değildim. Vaktimden çalıyordu çünkü, ben her bir anımı, anılarımı Kim Taehyung uğruna harcayan bir aptal iken, uykunun tatlı bir sersemliği ile açmamıştım gözlerimi sabaha.

Her zamankinin aksine gün ışığı gözlerimi rahatsız ediyordu, perde sonuna dek açıktı. Kendi yatağımda bir başıma değildim, küçücük bir yatakta, Kim Taehyung'un kolları belime sarılı haldeydim, sırtım göğsüne yaslıydı. Değişik hissettiriyordu, hep bunu hayal ederken şimdi bu hayale sahip olmam çok değişik, farklı hissettiriyordu.

Bu hisse alışamazdım ben. Alışamayacaktım bile hiçbir zaman, yarın dokunduğum kumdan kale gibi yıkılacağına, yerle bir olacağına o kadar emindim ki, gerçek de olsa ben bu hisse asla alışamazdım. Bu âna sahip olabilmem için benim evden atılmam, babamın nefretini kazanmam, annemin korkusu olmam mı gerekiyordu? Küçük bir anı sahiplenebilmem için bu hale mi düşmem gerekiyordu?

Evrenin kanunu buydu demek ki. Birine sahip olmak istiyorsam diğer hepsini kaybetmeye gönüllü olmam gerekiyordu. ailemi kaybettiysem, Kim Taehyung'a tutunmam gerekiyordu.

Peki ya tutunamayacağım bir dala sımsıkıca sarılıyorsam?

Onun bana karşı acımaktan başka bir gözle baktığını düşüşünmüyordum. Gözlerinde acıyı görüyordum, kendisine acırken bir yandan da bana acıyordu, onun gibi birini sevebildiğime inanamıyordu. Ağabeyime tutsak düşmüş iken, kardeşinin böyle hastalıklı bir duyguyla peşinden koşmasına dayanamıyordu. Belki de beni evine almasını ağabeyim rica etmişti, emin olamazdım.

Dün, berbat geceye rağmen Taehyung bana duş aldırmış, kıyafetlerinden vermişti. Islak kıyafetlerimi güneş alabilecek bir cam kenarına, kaloriferin üzerine bırakmıştı tek tek. Yıkanmış çamaşırlarım bile benim gibi çöp kokarken Taehyung buruk bir gülümsemeyle sermişti hepsini yerlere.

"Bence bunlara ihtiyacın yok," demişti işi bittiğinde bana döner dönmez. İç çamaşırlarımı bavulun içinde bırakmış, yatağa doğru yürümüştü. "Benim kıyafetlerimin içinde daha ilgi çekici duruyorsun."

Gülmüştüm. İstemsizce gülmüştüm, çok tatlı bir şekilde söylüyor olması o halimle bile güldürmüştü. Benim üzerimdeki siyah tişörtünün aksine beyaz bir tişört giyiyordu, bol ve uzun tişörtleri dolabından hiç eksik etmediğine emin olmuştum böylece. Ne giyse yakışıyor, aksesuarlarıyla kendisi bir bütün oluyordu, renkli saçlarıyla ise tadından geçilmez oluyordu. Biliyordum çünkü görmüş ve yaşamıştım.

İlk önce yatağın ucuna kurulmuştu. Ayaklarını sallıyordu, vücudu kaskatı kesilmiş gibiydi, teselli edecek cümleleri aklından geçirdiğinin farkındaydım. O da ötekileştirilmiş diğerleri gibiydi, kendini dışarıya kolayca ifade edemezdi, dışarıdan nasıl göründüğü ima edilirse o kişiye bürünürdü. Ona gönderdiğim maskelerin sebebi buydu, kendini düşünür durursa olmadığı kişiler gibi davranmaktan vazgeçer sanmıştım.

Vazgeçemediğini görüyordum. Ama bu karşımdakinin kendisi olmadığını da söyleyemiyordum. Kafam karmakarışıktı.

"Nasılsın?" diye sormuştu. Anlamsız bir soruydu, cevap beklediğini bile düşünmüyordum, bana dönmesini beklemiş, sorusuna cevabını geciktirmiştim. "Beni sevmekte nasılsın?"

fetish • vhope ✓Where stories live. Discover now