"Yaniii, bazen ileriye gidiyorsun ama canımı yakmak için yapmıyorsun." Dediğinde yüzüm düşmüştü.

"Yani yakıyorum." Dediğimde bir şey demedi. "Bana söylemeliydin."

"Seks sırasında bazen insanlar kontrolü içlerindeki canavara bırakırlar. Bunu sen söylemiştin."

"Ama sen benim hiçbir zaman canımı yakmadın." Dediğimde beni süzdü ve gülümsedi.

"Nasıl yakabilirim ki? Senin canının yanması demek benim canımın yanması demek. Şaka yaptığımı biliyorsun Raphael, canın yansa hoşuma filan gitmez. Ben... seni kaybetmekten çok korkuyorum. Biraz aptalca davranıyorum ve bazen katlanılmaz oluyorum ama sen bana katlanıyorsun."

"Şu an kendimden nefret etmeme neden oldun." Dedim sessizce. Bunu derken sesimin titremesi yüzünden kendime küfür etmiştim.

"Hey saçmalama, niye nefret edeceksin?"

"Senin düşündüğün şeye bak ve benim yaptığım şeylere..." dudaklarına sakince birkaç öpücük bıraktım. "Çok üzgünüm."

"Raphael saçmalama, sen bu değilsin." Deyip gülümsedi ve elini yüzüme çıkardı. "Ayrıca bazen, ileri gitmemizi seviyorum çünkü genelde daha fazlasını isteyecek kadar açık sözlü ya da cesur olamıyorum."

"Lütfen ol. Fazla ileri gitmeyi istemiyorum. Bir daha senin canını yakmak filan da istemiyorum. Şu an kendime aşırı sinirlendim."

"Sinirlen diye söylemedim Raphael. Ya da üzülmen için. Bana şöyle bakmayı kes!"

"Üzgünüm ben... seni çok fazla seviyorum ve canının yanmış olma düşüncesi beni delirtti."

Bu şekilde düşününce Magnus'un neden bu kadar delirdiğini anlamak daha kolay olmuştu.

Sevdiği adama orada neler yapmışlardı. Sakin kalması bile tuhaftı.

Simon'a bunların yüzde biri yapılsa dünyayı yakardım.

"Sen bunu fazla söylemezsin, bugün sende bir tuhaflık var Raphael." Eliyle yavaşça yüzümü okşadığı zaman eline küçük bir öpücük bırakmıştım. "Bana anlatabilirsin."

"Yalnızca... Alec zamanında kötü şeyler yaşamış ve Magnus ona karşı fazla korumacı. Bir an için senin canının yanması düşüncesi delirmeme neden oldu hepsi bu."

Elini tutup tüm parmaklarını teker teker öptüm.

"Elinde bile bir çiziğe neden olsa bıçakla kavga ederim ben." Deyip elini tekrar yüzüme yasladım.

"Biliyorum Raphael, lütfen kendini bir şeyler yüzünden suçlama. Şu dünya üstünde, şüphe duyacağım son şey senin bana olan hislerindir."

"Magnus ve Alec'i görünce bir an için belli edemiyor muyum acaba dedim kendi kendime."

"Onlar normal değiller. Alec fazla takmış ve Magnus fazla babacan davranıyor. Onlarla kıyaslama yaparsak birbirimizden nefret ediyor bile olabiliriz." Demesiyle kahkaha atmıştım.

"O kadar haklısın ki sevgilim, şu an seni parçalamak istiyorum. Ama nazik bir şekilde."

"Yap o zaman." Demesiyle yavaşça elimi onun boynuna indirdim ve dudaklarımı boynuna yaklaştırıp beyaz tenine küçük öpücükler bırakmaya başladım.

Bunu ne kadar sevdiğini bildiğim için genellikle ön sevişmeyi uzun tutup onun boynu ile fazlaca ilgileniyordum. O da genelde omzuma ya da sırtıma iz bırakırdı.

Ama şu an için sırf onunla ilgilenmek istiyordum.

Dudaklarımı hırçınlaşmamaya dikkat ederek boynunda gezdirirken kulağıma doğru inlemişti. Yukarı doğru sıyırmaya çalıştığım tişörtü elimi yumruk yaparak sıktım ve dişlerimi sakince boynuna geçirdim.

Eliyle saçıma tutunduğunda tişörtünü başından çekip aldım ve yana fırlattım.

"Vücuduna aşığım." Deyip elimi göğüsünde sakince gezdirdim ve adım adım dudaklarımı omuzlarına doğru indirdim.

Ellerim daha aşağılarla ilgilenirken omuzlarını dilimle sakince ıslatıp sonrasında dişlerimi baskın tutarak emiyordum. Bu sayede sanki vampir ısırmış gibi küçük izler oluşuyordu omzunda.

Acıtmaktan çok zevk verdiği için bunu yapmamı seviyordu Simon. Tabii ben yaptıktan sonra bir hafta boyunca aynaya bakıp izi geçmedi diye sövüyor orası ayrı.

Artık saçlarımı daha çok çekiştirmeye başladığında mesajı almıştım.

Kendi tişörtümü de sakince çıkarıp yana attım ve Simon'ı koltuğa doğru ilerlettim.

Üçlü koltuğa uzandıktan sonra hemen üstündeki yerimi almıştım. Aşağıya doğru kayıp dudaklarımı bu sefer karın kaslarına bastırmaya başladım. Elini tekrar saçıma attığında dişlerimle sakince kaslarına izler bırakmaya başlamıştım.

"Artık... başlasak."

Sabırsız bir halde kıpırdanmaya başlandığında zor durumda olduğunu anladım ve hızlıca altında duran pantolonu çıkardım.

Kasıklarına küçük bir öpücük bıraktığım zaman beni hızlıca kendine çekmişti. Daha fazlasını yapmama da izin vermiyordu yapmayı da istemiyordu. O kadar sevimli gelmişti ki uzanıp dudaklarını öpmeye başladım.

Sakince bana karşılık verdiğinde onu bir süre en masum şekilde öptüm ve bir yandan da kendi pantolonumu çıkarmaya çalıştım.

Sonunda pantolonumu aşağıya sıyırdığımda onun bacaklarını hızlıca belime çekmiştim.

"Seviştiğimiz ilk günü hatırlıyor musun?" Dedim onun üstüne sakince uzanarak. Simon ile bir barda tanışmıştık ve ikimizin de kafası fazla güzeldi. Sonunun yatakta biteceği kesindi ve zaten öyle de olmuştu.

"Beni içirip içirip yatağa attığın günden mi bahsediyorsun?" Demişti muzipçe gülerek.

"Öyle bir şey olmadı. İçip üstüme atlayan sendin."

"Onu geçtim, eve kadar sabredemeyip arabada sevişmiştik." Demesiyle kıkırdadım.

"Yanlış, sen eve kadar sabredemeyip üstüme atlamıştın. Sonra eve gelip ikinci tura geçmiştik."

Bacaklarını yavaşça okşarken kendimi nazikçe onun içine itmiştim. Bunu yapmamla dişlerini sıktı ve hafifçe inledi.

"Sabah sana kahvaltı... hazırlamıştım ve sen bana... sen hala burada mısın demiştin."

Söylediği şey aklıma gelince kendime yine sövmüştüm. Simon'ın o anki yüz ifadesi çok üzücüydü.

"Salaktım." Deyip kendimi ona biraz daha ittim.

"Ah.. e..evet salaktın."

"Sonra yine aynı bar...da karşılaşmış olmamız..." eğilip dudaklarına bir öpücük bıraktım.

"Ve senin beni.. ihmm... yanımdaki arkadaşımdan... kıskanman..."

"Çünkü aklımdan hiç çıkmamıştın ve o bara sırf seni tekrar görmek için gelmiştim."

"Be...ben de..." deyip kollarıyla boynuma tutundu ve destek almaya çalıştı. Hızlıca üstüne uzandım ve boynuna öpücükler bırakırken hareketime nazikçe devam ettim.

Bir elim saçlarını okşarken diğer elimle belinde daireler çiziyordum.

Şu hayatta sahip olduğum çok fazla şey yoktu ama en güzel şeye zaten sahiptim ve bu yüzden kendimi fazlaca şanslı hissediyordum.

...

Ya bu nasıl mükemmel bir bölüm böyle 😍😍

Kod: 18 Deney BaşarısızWhere stories live. Discover now