bir

5.5K 390 34
                                    

Bana bağıran kişi karşımdaydı açıkçası yaptığı kaba karşılama için biraz afallamıştım.

Uzun boylu çocuk ışıklandırmanın yetmediği karanlık yere çökerek başını ellerinin arasına alıp "Sana kapıyı kapatma demiştim." diye mırıldanmaya devam etti.

Hava kapalıydı içeri zor giren ışık birde karartmalı cam engeline takılıyordu yani şu an onu neredeyse göremiyordum. Rahatsız edici karanlık görüş alanını sıfıra indirmek için ışık düğmelerini aradım ve kafenin tamamının aydınlanmasını sağladım.

Herşey netliğe kavuşurken uzun boylu çocuk ve benim dışımda kimsenin olmadığını anladım. Dürüst olmak gerekirse biraz paniğe kapılmıştım , bir şey olmamış gibi telefonumu yerden alıp kapıyı açmayı denedim.

Tüm denemelerim başarısızlıkla sonuçlanırken üzerimdeki küçümseyen bakışları hissedebiliyordum. Çocuk oturduğu yerden kalktı ve ellerini önünde birleştirip beni izlemeye başladı. Yüz ifadesi söylemediği şeyleri anlatıyordu mesela "Denemeye devam et zavallı." gibi.

İçimdeki panik ve korku ne tür boyutlara tırmanmıştı bilmiyorum ama en sonunda "Bana yardım etsene." diye patladım.

Sakince "Boşuna uğraşma çünkü bir saat önce ben de denedim." dedi. Şok içinde ona baktım " Bir saattir burada mısın ?" diye sordum.

"Evet ve tek çıkış şansımıda az önce elimden aldın." dedi yüzü eski sinirli haline geri dönmüştü. 

"Belki bana bağırmasaydın ve kapının önünde nöbet falan tutsaydın şimdi bu aptal konuşmayı yapmazdık." dedim. Durumum acınası olsada sonuna kadar kendimi bir yabancıya karşı savunacaktım.

Çocuk sırtını duvara yaslayıp "Camı kır belki kurtuluruz" dedi kendi kendine. Dalga geçtiği belliydi çünkü ikimizinde camı kırması en uç seçenekti.

Kapının önüne oturup bağdaş kurmadan önce sessizce iç çektim.

Sanırım biraz daha burada kalmak zorundaydım.

----

Tekrar merhaba !

Sanırım yazmanın zamanı gelmişti , önceki bölümdeki yorumlar için çoooook teşekkür ederim.

rainy mood ● hoodWhere stories live. Discover now