SAPKIN #WATTYS2015

4.Her Kahramanın Yardıma İhtiyacı Vardır.

Merhabalar sevgili SAPKIN okurları :) çok kısa kesiyorum. Medyada ki videoyu bölümü okumadan önce izleyin aksi taktirde bu bölümü pek anlamanız mümkün değil :) iyi okumalar...

~

Bölüm Şarkısı: Never Say Never (Don't Let Me Go) - The Fray

~

Medya :Eva Price

~

Ölümlere sebep uyandıran rüyalar üretiyordum. Benim suçumda buydu...

-Bak tahmin edebileceğinden daha çok param var ve bu evlerden hiçbiri beni tatmin etmiyor. Anlatabildim mi?

Yaşlı olmasına karşın oldukça dinç görünen adam;

-Bu elimde olan bir şey değil. Burası bir kasaba daha lüks bir ev bulmak için uygun bir yer değil.

Aiden çaresizce omuz silkti. Yapabileceği bir şey olmadığını anlamaya başlamıştı. Kabullendi ve;

-Pekala bari kasabadan biraz uzakta daha sakin bir yerlerde ev bulun bana. 

Adam;

-Bu isteğinizi yerine getirebilirim. Bu arada neden kasabamıza geldiğinizi öğrenebilir miyim?

-Bir süre şehrin gürültüsünden kaçmaya geldim desem yalan olmaz.

Sesinde ki özgürlükçü tını emlakçının sık rastladığı bir şey değildi.

-Pekala bayım. Öyleyse doğru adrestesiniz. Benimle gelin.

Eski püskü bir arabaya bindiler ve kasabanın yaklaşık 15 km uzağında ormanın içinde sayılabilecek bir yere geldiler.

-Hadi ama şaka yapıyorsun. Burası bir ev dışında her şeye benziyor.

Adam bir türlü bir şey beğendiremediği Aiden’a baktı ve;

-Elimde daha iyisi yok. Ayrıca (adam sevimli bir tavır takınarak) sadece biraz tadilat gerektiriyor ve sende genç bir adamsın.

Aiden tek bir kelime bile etmeden arabadan indi. Adam Aiden’ın peşinden gitmedi ve camdan;

-Kararını ver. Ben genelde ‘’Birahane’’ de olurum. Beni orada bulabilirsin.

Ve hurda sayılabilecek arabasını tozutarak kasabaya yöneldi. Genç adam tarifsiz bir ifade ile evin kapısının önünde durdu ve derin bir nefes aldı. Aptal bir kızı öldürmek için bu kadar zahmete girmek ona oldukça saçma görünüyordu. Fakat bu sefer kurbanından vazgeçmek Aiden için kabullenilemezdi. Evin kapısı büyük gıcırtılar eşliğinde açıldı ve Aiden’ın yüzüne çarpan evin eskimiş kokusu yüzünün asılmasına sebep oldu. İlk defa bu kadar eski bir ev ile karşı karşıyaydı. Derin bir nefes aldı. Halledilemeyecek bir şey değildi ve o Aiden Butler’dı. Doğruyu söylemek gerekirse onun için imkansızlar daha çekici olmuştu. Genç adam tahtaları gıcırdatarak evde yürümeye devam etti. Evin salonunda tozlu bir perde ve eski bir kanepeden başka hiçbir şey yoktu. Korku filmlerine uygun olacak bu ev Aiden Butler’ın hoşuna gitmeye başlamıştı. Bazen psikopatlık konusunda Oscar alabileceğini düşünür ve gülerdi ve işte bu o anlardan biriydi. Salondan sola dönünce küçük bir mutfak ve karşısında iki tane oda vardı. Odalardan biri Aiden’ın kendi evinde ki şarap mahseni ile aynı görevi görecekti. Bunu düşünmek tüm vücudunun kasılmasına ve kendini o odada bulmasına sebep olmuştu. Öldürmenin kendinde bir hastalık haline geldiğinin farkındaydı. Artık durduramayacağını biliyordu. Bu oda oldukça ışıklı ve sevimli bir odaydı. Pencere çerçeveleri küflü yeşil tonlarındaydı. Duvarlar ise yumuşak bir renkti. Aiden istemsizce ilk kahkahasını bu odada attı. Sesi tüm evde yankılandı ve Aiden bu evi alma kararını tamda şuanda verdi. Nefesinin ve kahkahasının değdiği bu evi almak bir gereklikti. Evin her karışını gezdikten sonra evden çıktı oldukça geniş bir bahçesi vardı.Yaşlı bir ağaç ve gölgesinde dinlenmeye çekilmiş yeşil çimenler… Aiden başladığı oyunun zevkli bir hale geldiğini düşünüyordu. Emlakçı ile buluşmak üzere ‘’Birahane’’nın yolunu tuttu. Kasaba oldukça sevimli ve yeşillikti. Genellikle şehrin olumsuzluklarından kaçan bir birine bağlı aileler buraya yerleşmiş ve hayatlarını aile dizilerinde ki gibi sürdürüyorlardı. Küçük bir kız çocuğu babasının elinden tutmuş neşe ile bir şeyler anlatıyordu. Genç bir baba sayılabilecek adam küçük kızın ağzından çıkan tek bir kelimeyi bile kaçırmamak çabasında onu dinliyordu. Adamın elinde bir uçurtma vardı. Çoğu insanın hoşuna gidicek bu görüntü Aiden’ın saç diplerine kadar gerilmesine sebep oldu. Kafasını başka bir yöne çevirdiğinde 7-8 yaşlarında erkekli kızlı bir grup bisiklete biniyor ve birbirleri ile gülüşüyorlardı. Tanrı şehirden kaçan bu insanları unutmuş ve rahat bırakmış olmalıydı. Şakaklarında ki damarları belirginleşen Aiden ‘’Birahane’’nin önüne geldiğinde oldukça gergindi. İçerisi orta yaşlı ve bir birini seven adamlar ile doluydu. Kart oyunu oynayanlar, siyasetten konuşanlar hatta torunundan bahsedenler bile vardı. Genç adam sesleri duymazdan geldi ve gözleri ile emlakçıyı aradı. Sonunda onu bulduğunda kendi yaşlarında 6 adam ile oturuyordu. Aiden emlakçının yanına gitti ve istemeyerek sohbetlerini böldü;