Dördüncü Bölüm

301 92 94
                                    

İyi okumalar...
🌷🌷🌷

Tae' nin anlatımından,

Okulun çıkışı için çalan zilini duyan öğrenciler, bahçe kapısına yönelmişlerdi.
Saçma sapan bir uğultu ve müthiş bir şamata ile okulu terkediyorlardı.
Okul kapısından yavaş yavaş bahçe kapısına gidiyordum. Bir yandan da etrafı dikkatle tarayarak, MinSeo'nun okuldan çıkmasını bekliyordum.
Okul nerdeyse tamamen boşalmış olmasına rağmen, Min Seo'yu görememiş ve endişelenmiştim.

En son okul kapısını kapatan okul görevlisinin, MinSeo'yu servise binerken gördüğünü söylemesiyle tek başına evin yolunu tutmuştum.

Aramız da ne yaşarsak yaşayalım bensiz en azından, habersiz kesinlikle eve gitmezdi.
Bugün yaşadıklarımızda bu kadar büyütecek ne olmuştu?
Eve ulaştığım da kravatımı çantamın içine çantamı ise kapının önüne fırlatarak bir süre dinlendim.
Sokak hareketsizdi.MinSeo eve ulaşmış olmalıydı. Emin adımlarla evlerine doğru yönelerek kapıyı uzun bir süre çaldım.
Annesi gülümseyerek çıktığın da, şüphe uyandırmamak için MinSeo'dan bir şey almam gerektiğini söylemiştim.

Annesi ise hasta olduğunu ve okuldan gelir gelmez duşa girerek uyuyacağını belirttiğini söylemişti.

Çaresiz eve geri döndüğüm de ilk aklıma gelen ve ortalığı bulandıran kişi olan optik gelmişti.
Gerizekalı diye söylenerek eve girip kendimi yatağa attım.

Onu kırmış olduğumu düşünmek bile içimi tarifsiz bir acıyla kaplıyordu.
O anlamlı ve derin bakan ela gözleri, benim yüzümden hüzünle kaplandıysa,kendimi hiç affetmezdim.
Aniden yataktan kalktım. Onu beni okulda bırakarak gidecek kadar kızdırdıysam, bedelini ödeyerek ona kendimi affettirecektim.

İlk önce geç olmadan optiğin evine giderek, notları bıraktım. Evin bahçesinde bir süre havanın kararmasını bekleyerek odasında bir hareket olmasını izledim.
Karanlıktan korkması onu ele vermişti.
Üstelik yarın sınav vardı ve işte odasının ışığını sonunda yakmıştı.
Elime aldığım kalp şeklinde yaprakları olan mor çiçekle, odasının camına minik bir taş attım.

Elime aldığım kalp şeklinde yaprakları olan mor çiçekle, odasının camına minik bir taş attım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Min Seo buna alışıktı ve benim olduğum dan hiç şüphesi olmayacağından emindim.
Bir kaç defa daha onu görebilmek için şansımı denemiştim.
Çıkmamıştı.
Yaklaşık bir saat evinin etrafında dolandım. Uzun süre gözlerimi ayırmadığım penceresinde, en ufak bir kıpırtı dahi olmamıştı.
Sessizliğin ortasında çalan telefonumu, onun aradığını sanarak telaş ve heyecanla cebimden çıkarmıştım.

Büyükannemdi.
Her zaman beni anlayışla karşılayan Büyükannem, ses tonundan anladığım kadarıyla kızgındı.

Bugün değer verdiğim bütün kadınlar tarafından dışlanıyordum...
Geldiğimi söyleyerek telefonu umutsuz ve moralsiz bir şekilde kapattım.
Eve ulaştığım da anneme ve hatta kız kardeşimde bu saatte nerde ne yaptığım hakkında rapor verdikten sonra odama geçmiştim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 03, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

İçimizdeki Yangın | TAE |Where stories live. Discover now