"Neye gülüyorsun lan sen?"
Alper bana sorgular gibi baktığında anlam veremeyerek baktım. Nereden gördü beni? Zile basmamıştım ki.
"Sen nereden anladın kapıda olduğumu?"
"Dilay aradı, dışarı çağırdı. Onun için çıkıyordum. Dur lan ben niye sana hesap veriyorum ki. Sen neye gülüyordun kapının önünde durmuş?" Gülüyor muydum?
"Tam zile basacağım an bir arkadaşım bir şey attı ona bakıyordum."
"Yedim mi sence? Neyse sen Dilay'a dua et. Acelem var."
Beni umursamadan ayakkabılarını giyip yanımdan geçip giderken güldüm. Dilay onun nişanlısı. Aşık olduğu kız.
Eylül sesimi duyarak kapıya geldiğinde 'Noldu?' der gibi başını salladı.
"Ne olacak, anonim mesaj attı. Az daha da Alper'e yakalanıyordum."
"Ne yazdı bakayım." diyerek elimden telefonumu alıp mesajlara girdi. Mesajları okuduktan sonra telefonumu geri verdi.
"Bence bu seni sevmeyi geçti, psikopat bir sapık."
"Aynen, bunun için numarasını falan hep verdi."
"Numaradan başka bilgin var mı? Yok. Hattı kapattırdı mı birdaha o numaraya da erişilemez. Bence bu hiç sağlam birisi değil."
"Biliyor musun umrumda değil." dedim ve ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. "Hiçbir şey yapamaz. Takma kafana."
Eylül bana biraz sinirli bir şekilde odama geçti. Fakat siniri çok uzun sürmedi.
"Ay! Ayaz arıyor! Rüya Ayaz arıyor!"
Hızlıca yanına gittim. Yatağıma çıkmış zıplıyordu.
"Mal mal davranacağına açsana telefonu. Kapatacak göreceksin gününü."
Yataktan beni onaylayıp aşağı indiğinde hızlıca telefonu açtı.
"Alo? İyiyim, sen nasılsın? Gerçekten mi? Utandım, teşekkür ederim. Saat 4'te mi? Şey evet, müsaitim. Tamam orada olurum. Görüşürüz."
Telefonu kapatıp dans etmeye başladığında "Buluşuyoruz!" diye bağırdı.
"Vaay, olur bu iş."
Dediğime hızlıca başını sallayıp dansına devam ettiğinde "Ee ne giyeceksin peki?" diye sordum.
Birden durdu. "Ne giyeceğim ben? Saat 3 olmuş, bir saate buluşacağız. Eve gidemem ki, bizim ev buluşacağımız yere de uzak."
Kendimi göstererek, "Ben bugünler için buradayım." diyip dolabıma yöneldim. Sadece bir kere giydiğim pastel mavi tonlarında, diz boyunda ince askılı bir elbise çıkardım.
"Bu nasıl?"
Eylül hayran kalmış gibi elbiseye baktığında "Ay bu olur." dedi. Denemesi için uzattığımda hızlıca giyindi. Üstüne tam oturmuştu.
"Yaşasın kankanla aynı kiloda olmak." diyip aynadan kendime bakındı. "Ay bu çok güzel. Mavi ne güzel yakıştı bana."
"Evet yakışıyor."
Eylül, masama bıraktığım tarağımı alıp aynanın karşısına geçip saçlarını taradı. Taraması bittiğinde aynanın yanındaki makyaj malzemeleriyle hafif bir makyaj yaptı.
"Sence iyi miyim?"
"Taş gibisin kanka."
"Saat geçiyor, ben çıkıyorum." diyip çantasını almaya yöneldiğinde "Nerede buluşacaksınız?" diye sordum.
"Meydan tarafındaki yeni açılan yere gideceğiz."
"Oo güzel yer orası." derken kapıya ulaştığımızda Eylül'ü öpüp "Bol şans." dedim. Gülümsedi ve "Umarım." dedi.
Eylül'ü uğurladıktan sonra telefonuma gelen bildirimle telefonu açtım.
05** : Sevdiğimden görüldü yemekte varmış.
Rüya : Abime yakalandım çok riskli oldu
05** : Bir şey dedi mi
Rüya : Yazışmaları görmedi ki ğekflskf
05** : E nasıl yakalandın o zaman
Rüya : Senle yazışırken güldüğümü gördü neye gülüyorsun falan dedi
05** : Due
05** : Sen benimel yazışırken gğlüyor msun
05** : Bana bir şeymer oluypr
05** : Sdeni yeirm
Rüya : Ne bu kadar şey yaptın ki
05** : Tamam sakinleşiyorum
05** : Abin görse ne tepki verirdi
Rüya : Bilmem
Rüya : İlk önce hesap sorar kızardı
Rüya : Sonra sanırım pek takmazdı
05** : Ne kadar harika
05** : Tanışmam lazım abinle
Rüya : Ya demek tanışacaksın
05** : Evet
05** : Bir mahsuru mu var
Rüya : Yoo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain
Short Story•texting, tamamlandı 05** : Bugün gülerken gördüm seni. 05** : O kadar güzel gülüyordun ki. 05** : Masmavi gözlerin kısılmış, yanağındaki çukurlar belirginleşmişti. 05** : Sonra bir şey oldu, 05** : O gözlerin beni buldu ve birkaç saniye bana b...