On

22.8K 1.3K 374
                                    

"Neye gülüyorsun lan sen?"

Alper bana sorgular gibi baktığında anlam veremeyerek baktım. Nereden gördü beni? Zile basmamıştım ki.

"Sen nereden anladın kapıda olduğumu?"

"Dilay aradı, dışarı çağırdı. Onun için çıkıyordum. Dur lan ben niye sana hesap veriyorum ki. Sen neye gülüyordun kapının önünde durmuş?" Gülüyor muydum?

"Tam zile basacağım an bir arkadaşım bir şey attı ona bakıyordum."

"Yedim mi sence? Neyse sen Dilay'a dua et. Acelem var."

Beni umursamadan ayakkabılarını giyip yanımdan geçip giderken güldüm. Dilay onun nişanlısı. Aşık olduğu kız.

Eylül sesimi duyarak kapıya geldiğinde 'Noldu?' der gibi başını salladı.

"Ne olacak, anonim mesaj attı. Az daha da Alper'e yakalanıyordum."

"Ne yazdı bakayım." diyerek elimden telefonumu alıp mesajlara girdi. Mesajları okuduktan sonra telefonumu geri verdi.

"Bence bu seni sevmeyi geçti, psikopat bir sapık."

"Aynen, bunun için numarasını falan hep verdi."

"Numaradan başka bilgin var mı? Yok. Hattı kapattırdı mı birdaha o numaraya da erişilemez. Bence bu hiç sağlam birisi değil."

"Biliyor musun umrumda değil." dedim ve ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. "Hiçbir şey yapamaz. Takma kafana."

Eylül bana biraz sinirli bir şekilde odama geçti. Fakat siniri çok uzun sürmedi.

"Ay! Ayaz arıyor! Rüya Ayaz arıyor!"

Hızlıca yanına gittim. Yatağıma çıkmış zıplıyordu.

"Mal mal davranacağına açsana telefonu. Kapatacak göreceksin gününü."

Yataktan beni onaylayıp aşağı indiğinde hızlıca telefonu açtı.

"Alo? İyiyim, sen nasılsın? Gerçekten mi? Utandım, teşekkür ederim. Saat 4'te mi? Şey evet, müsaitim. Tamam orada olurum. Görüşürüz."

Telefonu kapatıp dans etmeye başladığında "Buluşuyoruz!" diye bağırdı.

"Vaay, olur bu iş."

Dediğime hızlıca başını sallayıp dansına devam ettiğinde "Ee ne giyeceksin peki?" diye sordum.

Birden durdu. "Ne giyeceğim ben? Saat 3 olmuş, bir saate buluşacağız. Eve gidemem ki, bizim ev buluşacağımız yere de uzak."

Kendimi göstererek, "Ben bugünler için buradayım." diyip dolabıma yöneldim. Sadece bir kere giydiğim pastel mavi tonlarında, diz boyunda ince askılı bir elbise çıkardım.

"Bu nasıl?"

Eylül hayran kalmış gibi elbiseye baktığında "Ay bu olur." dedi. Denemesi için uzattığımda hızlıca giyindi. Üstüne tam oturmuştu.

"Yaşasın kankanla aynı kiloda olmak." diyip aynadan kendime bakındı. "Ay bu çok güzel. Mavi ne güzel yakıştı bana."

"Evet yakışıyor."

Eylül, masama bıraktığım tarağımı alıp aynanın karşısına geçip saçlarını taradı. Taraması bittiğinde aynanın yanındaki makyaj malzemeleriyle hafif bir makyaj yaptı.

"Sence iyi miyim?"

"Taş gibisin kanka."

"Saat geçiyor, ben çıkıyorum." diyip çantasını almaya yöneldiğinde "Nerede buluşacaksınız?" diye sordum.

"Meydan tarafındaki yeni açılan yere gideceğiz."

"Oo güzel yer orası." derken kapıya ulaştığımızda Eylül'ü öpüp "Bol şans." dedim. Gülümsedi ve "Umarım." dedi.

Eylül'ü uğurladıktan sonra telefonuma gelen bildirimle telefonu açtım.

05** : Sevdiğimden görüldü yemekte varmış.

Rüya : Abime yakalandım çok riskli oldu

05** : Bir şey dedi mi

Rüya : Yazışmaları görmedi ki ğekflskf

05** : E nasıl yakalandın o zaman

Rüya : Senle yazışırken güldüğümü gördü neye gülüyorsun falan dedi

05** : Due

05** : Sen benimel yazışırken gğlüyor msun

05** : Bana bir şeymer oluypr

05** : Sdeni yeirm

Rüya : Ne bu kadar şey yaptın ki

05** : Tamam sakinleşiyorum

05** : Abin görse ne tepki verirdi

Rüya : Bilmem

Rüya : İlk önce hesap sorar kızardı

Rüya : Sonra sanırım pek takmazdı

05** : Ne kadar harika

05** : Tanışmam lazım abinle

Rüya : Ya demek tanışacaksın

05** : Evet

05** : Bir mahsuru mu var

Rüya : Yoo

rainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin