Keman Ağlıyor

1.3K 94 25
                                    

Vote ve yorumlarınız için teşekkür ederim :):) <3

Genel bölüm şarkımız

 Cem Adrian - Herkes Gider mi ?

flashback bölümünde ise 

Farid Farjad - Keman Ağlıyor 

dinlemanizi tavsiye ederim 

Ahmet Bey ortamda elle tutalacak derecedeki gerginliği fark etmişti.

" Siz tanışıyor musunuz ? "

Kerem alaylı sırıtışını yüzüne yerleştirirken ağzındaki cikleti tek tur döndürüp Aksel'in tam önüne dikilmişti.

" Tanışıyoruz tabi babacığım (!) tanışmaz olur muyuz ? " 

" Ya öylemi çok sevindim nereden tanışıyorsunuz ? " Sesinde bulunan imayı fark etmişti elbet ama Kerem hep böyleydi aldırış etmedi. 

" Dövüş Ku- " 

Lafın nereye gideceğini anlayan Ahmet Bey hafif öksürükler ile lafını böldü.

Aksel'in masa altından sıktığı yumruğu gördüğü zaman şirketin hiçte sıkıcı olmayacağını düşündü koltuğuna oturup geriye yaslandı.

Aksel içten içe lanet okuyordu buraya gelirken elbette biliyordu Sayerler ile çalışacağını Kerem'in işler ile ile ilgisi olmadığını hatta şirkete bile uğramadığını biliyordu en azından şu ana kadar bu böyleydi.Ringte kazanamadığı maçları kağıt üzerinde kazanacaktı.Kerem'in sonradan gelip kendi çöplüğünde horozlanmasına sinir olmuştu en çokta ukala tavırlarına onun o kadar öfkesine karşı kaşı gözü patlak olmasına rağmen sürekli gülmesi en sinir bozucu olandı Kerem ne yapıp ediyor onu ringe sermesini başarıyordu.Aklına gelen anılarla kalkıp yüzünün ortasına geçirme isteğini zor zaptetmişti.

Bu ikilinin arasında lise ve üniversite yıllarından beri üstünlük mücadelesi olmuştu hala da bu mücadele devam ediyordu başka menziller kapanırken yeni cepheler açılacaktı en zor cephe henüz daha açılmayandı.

**** 

Zeynep üzerini değiştirip evden çıkmıştı sahile yakın olan evlerinden uzaklaşmaya başlayınca derin bir nefes aldı o ev onu boğuyordu bu his hiç geçmeyecek gibiydi.

Adımlarını kordona giden yoldan çevirdi.Ara sokaklardan birine girdi o sokaklarda kaybolmayı ne çok isterdi.

Burnuna dolan yasemin kokusunu ciğerlerinin en ücra köşesine derin bir nefes yardımıyla gönderdi. Ellerini cebine yerleştirdi önüne gelen ufak taşı tekmeleyerek uzaklaştırdı yokuş aşağı yuvarlanan taş gittikçe hızlanarak  gözden kayboldu.Taşın hemen ardından kırmızı eski bir araba köşeyi dönmüştü  arabanın tanıdık hissiyatı tüm bedenini sarmıştı.Asla pis bir araba değildi temizdi hemde tertemiz bakımsızdı biraz.İçindeki insanları dikkatlice incelemeye başladı elli-ellibeş yaşlarında sakalları beyazlamış bir adam vardı senelerin yorgunluğuna bedel olan kırışıklıklara rağmen yüzündeki gülümseme kendine yer bulmuştu.

Üşüyen RuhlarWhere stories live. Discover now