31

3.4K 147 2
                                    

Yeni bir gün, yeni bir ben ve beni bekleyenler.. Güne bunları düşünerek ‘merhaba’ dedim. Karar vermiştim. Geçmişe sünger çekmeye ve bugün bu kararı uygulamaya koyacağım gündü. Önce güzel bir duş aldım, ailemle kahvaltımı yaptım ve odama çıkıp hazırlandım.”

Eve kapıcı Salih amcanın yardımıyla boyaları taşıdım. “Kızım bu boya işinin üstünden tek başına kalkabilecek misin?” dedi. “Sen böyle göründüğüme bakma. Birkaç saate bitiririm ben buraları” deyip “teşekkürler” dedikten sonra üzerime temizlik kıyafetlerimi geçirdim. Saçıma da bandanamı taktıktan sonra kolları sıvadım. Son ses müzikle sanki dans eder gibi evi boyamaya başladım.

Boya işini bitirdim ama kendimde bitmiştim. Yere boylu boyunca uzandım. Ve bahçemdeki seslere kulak verdim.. Köpek alsam komşular kızar mıydı acaba? Derken kapım çaldı. “Sürpriz” dedi elinde tuttuğu piknik sepeti ile Nilay. Gözlerini açıp “Evi sen mi boyadın?” dedi. “Evet” deyip elindeki sepeti aldım. “Ne oldu? Şaşırmış gibisin” dedim gülerek. “Tek başına altından kalkabildiğine inanamıyorum” dedi.

Sofrayı kurup zemine oturduğumuzda “Kusura bakma henüz eşyalar gelmedi” dedim elimdeki böreği yerken. “Tuhafsın. Gerçekten..” dedi. “Nasıl yani?” dedim anlamayarak “İyi mi kötü mü?” . “Fazla kibar ve çıtı pıtısın ama birazda ne bileyim” dedi. “Ama iyi manada” dedi onu çözmeye çalıştığımı fark ederek. “Bu arada herhangi bir ihtiyacın olduğunda yan dairede kardeşim var. Ondan çekinmeden isteyebilirsin” dedi. “Kardeşin mi?” dedim şaşırarak. “Yalnızlar apartmanında ne işi var” dedim. “Unutturmayacaksın o mevzuyu değil mi?” dedi gülerek.

Akınlarla buluşmak için eve gidip kendime çeki düzen vermeye karar verdim ve Nilay’ın yanından ayrıldım. Annemlerin kapısının önünde arabasının önünde kollarını kavuşturmuş bir şekilde duran İsa’yı gördüm. Beni görünce bana doğru birkaç adım attı. “Görüşmeyeceğimizi sanıyordum” dedim çantamdan anahtarımı ararken. “Asya… Dün olanlar ” derken “O konuda haklıydın. Başkalarını suçlayarak kendi günahımdan kaçamam. Büyük bir hata yaptım ve zarar gören ne yazık ki canının acımasını en son isteyeceğim adam oldu” dediğimde elimi tutup “Ona söyleyeceğim. Hatalı olan sadece sen değilsin” dedi. “Yapma” dedim sakince. “Eğer ufacık bir nedenden dolayı sana vurabiliyorsa ”    dedim gözündeki şişliğe dokunarak “söylersen daha fazlasını yapmaktan çekinmez” deyip elimi çektim. “Geçmiş, geçmişte kalsın. Artık o yarayı deşmeyelim” dedim. Eve doğru ilerlemeye başladığımda İsa arkamdan “Özür dilerim.. Olanlar ve bundan sonra olacaklar için” dedi.

Eve girdiğimden kapının arkasına çöktüm. Az önceki konuşmayı yapan ben miydim? Durmadan o yarayı sürekli eşeleyen olmadık yerlerde aklında onun hayaliyle konuşan ben.. Telefonum çalmaya başlayınca ”Asya geldin mi?” diyen annemin sesi ile olduğum yerden kalkıp salona geçtim. “Hazırlanayım çıkarız Dinç ailesi” deyip odama çıktım.

“Seni özledim”.. Bir gün bıkacak mıydı bana bu sözü söylemekten acaba? “Nasılsın Lucas?” dedim. Söylediğim mesafeli söze alınmışçasına “Şu telefonu bir kez olsun sevgi sözcükleriyle açamaz mısın?” dedi. “Şimdilik elimizde böyle bir Asya var. Eğer beğenmiyorsanız.. ”dedim hafif kızarak “Bu da kabülüm sen hayatımda ol da” dedi. İçimde o an bir şeylerin koptuğunu hissettim. “Lucas beni bu kadar sevmesen olmaz mı?” dedim ve devam ettim “Kendimi suçlu gibi hissediyorum“ dedim biraz kısık sesle “Suçlu hissetme. Hata benim. Seni bunca zaman kendime âşık edemediğim için” dedi. “Ben.. ben gerçekten üzgünüm. Kaçtığım için üzgünüm” dedim boğazımdaki yumruyu yok sayarak. ”Üzülme. Seni sevdiğim için ne üzgünüm ne de pişmanım. Her şeyin bir zamanı var. Ve bizim aşkımızın da biliyorum” dedi. “Ben şimdi gitmeliyim” dedim ve ağlamaya başlamadan önce telefonu kapattım.

Hazırlanıp aşağı indiğimde annemler baştan aşağı bir süzdüler beni. Babam “Bu özensiz mi olmuş biraz Zehra” dedi anneme. “Bende beğenmedim Asya. Git bir değiştir üstünü” dedi annemde. Bu giydiğim beşinci elbiseydi ve bir türlü geçer not alamıyordum. Sonunda dayanamayıp “Neden bu kadar özendiğimizi sorabilir miyim? “ dedim. “Kızım Meral ablanın ailesi falan da orada olacak. İlk kez görecekler seni malum düğüne bile gelememiştin” dedi hafif sitemli. Bunun üzerine patlayıp da kavga çıkmasını istemediğimden “Tamam anne. Bu olmuştur. Daha da değiştirmem” deyip isyan bayrağını çekip evden çıktım. Arabada kimse bir şey konuşmadı. Annem babamın kravatı ile ilgilenip durdu arada bana “Kızım oturmana kalkmana falan dikkat et. Az uçarı olma hanım ol emi” dediğinde bende yolda gördüğüm köpekleri saymaya başlamıştım.

Evde kendimi görücüye çıkmış gibi hissettim. Meral’de de ne kuzen varmış arkadaş demekten kendimi alamadım. 4 tane maşallah. Hepsi de boylu poslu, okumuş etmiş adamlar ama nedense beni beklemişler bu zamana kadar. Gidin kendinize başka yerde dükkan açın arkadaşlar diyemediğimden yemek masasında bana gülen suratlara sırıtmak zorunda kaldım. Sonunda Akın’ı kenara çekip “Kurtar beni. Sen nasıl ortak olursun böyle bir şeye” dedim. “Annemler zorladı. Senin artık İstanbul’da kalmanı istiyorlar eee kesin çözümde evlilikten geçiyor” dedi sırıtarak “Evlenemem biliyorsun” dedim kızarak. “Bana bırak” dedi.

Adamları kenara çekip ne dedi bilmiyorum ama gecenin sonuna kadar bana “ucube” gibi baktılar. Sırıtan yüzlerine nazaran bu görüntü daha mı iyiydi diye soran olursa kesinlikle öyleydi.                  Annemin babamın planları suya düşünce arabada “kaşla göz arasında ne yaptın çocuklara” sorularına maruz kaldım. Ben temizim dercesine elimi havaya kaldırdığımda “uğraşma şu deli ile hanım. Bırak ne hali varsa görsün. Kaçırdı mis gibi armatörü” dedi.

Ertesi gün valizi mi alıp evime geçtim. Çok geçmeden eşyalarım ve aldığım bir yığın kitabım evime ulaştı. Kutuları açmak için evde bir şeyler bakındım ama bulamadım. Nilay’ın yan dairede kardeşim var dediği aklıma gelince kapısını çalıp bıçak isteyeyim dedim. Ve gidip kapısını çalmaya başladım.

Yaşadığı Mehmet olayından sonra Eymen bir süre kulübe uğramış ve geç saatte eve dönmüştü. Saatin 11’inde kapısının çalışları ile uyandı. Üzerine bir şey giyinmeden kapıyı açtı. Karşısındaki kız “Ayy” diyip gözlerini kapattığında gülümsemekten alamadı kendini. Kapının arkasından bir tişört alıp üstüne geçirdi. “Tamam tamam sorun yok” dediğinde kız yavaşça ellerini gözünden çekti. “Bıçak isteyecektim” dediği sırada başını kaldırdığında göz göze geldiler.

“Yeni komşum sen misin?” dediler aynı anda….

Hala UnutamadımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin