38. Bölüm "Editör Buluşması"

Start from the beginning
                                    

"Bana kızmakta haklısınız. Sehun, öfkeni yatıştırır mı bilemem ama Tattoo da labradordu."

"Öfkemi yatıştırdı!" dedim. Diğer yandan Myulchi'ye bakarak salonun içinde volta atıyordum. "En azından yavruları sana benzemeyecek."

"Jongin, sevgilin yine melez oluşumla alay ediyor." demiş, ama Jongin'den destek yerine sert bakışlar aldığında dinginleşip tekrar arkasına yaslanmıştı. "Ama evet, komikti."

Jerry'yi evden postaladıktan sonra öfkemi dindirmek için kanepemde pinekliyordum. Jongin de laf salatalarını düzenlemek için yatak odasına, bilgisayarının başına geçtiğinde yalnızlıktan mayışıp 'kısa süreli' bir uykuya dalmıştım. Kısa süreliydi çünkü kabusla uyanmıştım.

Rüyamda Incheon'da geçirdiğim dönemde, haftasonu eve uğradığım günlerden birindeydim. Eve her gelişimde eşyaların değişmesi kısmı gerçekle örtüşürken, rüyamın eklediği birkaç detay daha vardı. Eve geldiğimde koca bir kap myulchinin etrafında sekiz tane yavru köpek beni karşılıyordu. İçeri girdiğimde manzaranın hesabını soramadan birkaçı etrafa dağılıp eşyalarımı kırıp dökerken, geri kalanı paçama yapışıp beni Jongin'in kapının önünde bıraktığı raflardan birine yapıştırdıktan sonra nefes almama izin vermeden yalıyordu. Jerry masada puzzle yapıyordu ve beni gördüğü halde yardım etmek yerine sadece gülüyordu. Jongin diye bağırsam da ortada ne Jongin vardı ne de beni salyalardan koruyan bir başkası. Nefes alamıyordum ve derin bir iç çektiğimde burnuma girmiş bir salon bitkisiyle uyanmıştım.

Kabustu.

Sadece uyuyakaldığımda gördüğüm şey değil, hayatım bir günde kabusa dönüşmüştü.

"Jongin!"

Uyanır uyanmaz burnuma girmiş otu yerinden söker gibi çekip bağırdım. "Jongin, ben iyi değilim!"

Yatak odasından yine gözlükleriyle çıkıp bana aval aval bakan çocuğa çevirdim ruh görmüş gibi bakan gözlerimi. "Etik değil ama kürtaj öneriyorum."

Boş gözleri daha boş bakmaya başlamıştı. "Susmanı öneriyorum."

Ellerimle kafamda gezinen otları iki yana itip kanepede doğruldum. "Ben ciddiyim. Jongin ortada sekiz tane yavru var. Şansımız varsa birkaçı bu hengameye dayanamayıp kordonunu kemirmiştir. Geri kalanlarını kime sahiplendireceğiz? Benim etrafımda köpek olsa da sevsek diyen biri yok, senin var mı?"

"Ne sahiplendirmesi?" Birkaç adım bana yaklaştı soran gözlerle. "Neyi sahiplendireceğiz?"

Kabus üstüne kabus görüyordum. Yo, hayır. Kesinlikle kabustu. Uyanmış olamazdım. Gerçek hayatım gördüğüm kabustan daha korkunç olamazdı!

"Yatak odasından içip mi geldin? Ne demek ne sahiplendirmesi?" Korkulu gözlerle ayağa kalktım. "Jongin şu eve bak!" Ellerimi salonun tüm duvarlarında gezdirerek ona evimizi gösterdim. "Sadece şu eve bak ve bokunda yuvarlanan sekiz tane yavru köpek hayal et."

Jongin ciddi ciddi söylediğim yerlere diktiği gözleriyle bunu hayal eder gibi bakıyordu.

"Bunlar büyüyecek. Dokuz tane Myulchi düşün. Bu eve sığamayız! Bekle... Ben ne anlatıyorum? Ben az önce o yavruları kabul ettim. O yavruların doğmasını kabul ettim ve tek sorun bizde kalmalarıymış gibi varsayımlarda bulundum. Ben en iyisi geri yatayım belki birkaç kabus görüp şimdikinden daha mutlu olurum."

Büyük kitaplığın yanında uyuklayan Myulchi benim sesime uyanıp sahibiyle birkaç saniyeliğine göz göze gelmişti. Jongin köpeğinin yanına oturup bakışlarını benden kaçırdı. "Bunları sonra konuşalım."

"Ne kadar sonra? 2 ay sonra yavrular doğunca mı? Ben şimdiden ilan veriyorum. Başlığı da seçtim: '14 yaşında dişi Labrador, 8'li avantaj paketiyle."

Channie Says SpecialWhere stories live. Discover now