20

8K 659 89
                                    

Araba sonunda durdu.

Taehyung pencereden tabelaya baktı.

Blackwood Mezarlığı.

Taehyung'un omuzlarından bir titreme düştü.

"Cidden mi Jungkook? Karanlıktan korktuğumu biliyorsun ama şimdi beni gece yarısından sonra bir mezarlığa getiriyorsun. Eğlenmek için bir yerlere gideceğimizi sanıyordum."

Jungkook gülümsedi.

"Sadece bir dakika. Burada durmak zorundaydım."

Taehyung isteksizce mezar taşları ve ölü bedenler boyunca Jungkook'u takip etti.

Sonunda, üstünde ölü çiçekler bulunan bir mezarda durdular.

Taehyung üstündeki ismi okuduğunda az kalsın ağlayacaktı.

Jeon Jung Hee.

Mezarın önünde diz çökmüş Jungkook'a baktı.

"Bu senin-"

"Evet. Benim annem."

Jungkook ölü çiçekleri topladı ve yerlerine cebinden çıkardığı yenilerini bıraktı.

"Merhaba anne. Üzgünüm, son günlerde sana fazla çiçek getiremedim. Senin beğeneceğin hiç çiçek yoktu."

Jungkook Taehyung'un kolunu çekti, böylece o da Jungkook'un yanında diz çöktü.

"Bu Taehyung." tanıttı.

"Onunla birkaç hafta önce tanıştım. Beni çok mutlu ediyor." Jungkook Taehyung'a baktı.

"O beni korudu."

Bu defa, Taehyung gözyaşlarını tutamadı.

-❤️

special delivery; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin