1.BÖLÜM:KURŞUN

15 0 0
                                    

Soğuk.

Yıllardır unutamadığım bir cehennemin parçasıydı. Beni yakmıyordu. Beni yavaş yavaş öldürüyordu. Ruhumu kemiren bir acı gibiydi ve buna rağmen ona muhtaçtım. Onu hatırlamak için ona muhtaçtım. Kendimi bulabilmem için tek haritam oydu.

Bir insanın ruhu acılarının haritasıydı ve ben hala acı çekmeme rağmen haritamı kaybetmiştim.


Rüzgar uzun saç tellerimi çekiştiriyor ve bedenime geçirdiği pençeleriyle ara sıra durmama sebep oluyordu. Uçuşan saçlarım durmadan yüzüme çarparken kaldırımlardan kalkıp uçuşan toz tanelerinden korunmak için boğazıma doladığım şala doğru durmadan sürekli eğiliyordum. Gözlerimi kapatmak, gerçeklerden kaçmaya benzemiyordu. Ya da sürekli arkanda bir hayalet gibi seni takip eden geçmişinden kaçmaya da benzemiyordu. Sadece gözlerimi kapatıyordum.

Adımlarımı hızlandırarak çalıştığım kafenin önüne geldiğimde, bir yılan gibi tenime sürtünen soğuk rüzgarın damarlarıma diktiği acıyı tanıdım ve buna rağmen içeri girdim. Kapı geldiğimi haber vererek küçül zil sesini çıkarttı ve bir saniyeliğine de olsa tüm bakışlar bana döndü. Bu sahne tanıdıktı. Bir kurbanın katilleri ile yüzleştiği ama hiçbir şey yapamadığı çaresizliğiyle aynıydı.

Aynı hızla bütün herkes işine geri döndü. Onları umursamayarak yoluma devam ettim. Çalışanların üstünü giyinmesi için ayrılmış odaya hızlıca girdim.

Kapattığım kapı beş saniye sonra açıldı ve içeri Aleyna, patronun biricik kızı, girdi. Ben montumu çıkarmış askıya asarken Aleyna çoktan konuşmaya başlamıştı. Her zamanki gibi kendini tutamamıştı.

"Bugün neler oldu?" diye sordu merakla. Aleyna tanıdığı insanların neler yaptıklarını hep merak ederdi. Dinlemeyi çok severdi ve her zaman bir şeyler anlatmam için beni sıkıştırırdı.

"Kayda değer bir şey yok." Dedim üstümdeki kazağı çıkarıp yerine başka bir siyah kazak giyerken. Altımdaki etek de siyah olduğu için uyumlulardı ama uyumlu olmasaydı bile umrumda olmazdı.

"Hadi ama." Dedi mızmızlanarak. Dudaklarını büktü ve bir şey anlatmam için yalvaran gözlerle bana baktı. Bir yandan üstümü düzeltirken diğer yandan Aleyna'yı süzüyordum. Daha yeni boyattığı bebek sarısı saçlarıyla, yüzünde en çok dikkat çektiği yeşil gözleriyle her zaman güzel olan bir kızdı. Ona bir kere baktığınızda dönüp tekrar bakıyordunuz çünkü yüzünde, bütün ayrıntıları görmek isteyeceğiniz bir güzellik yatıyordu.

Aleyna yüzüme bakarken merak ettiği şeyin hayatım olmadığını biliyordum. Onun dikkatini bu hayatta en çok çeken şey, abimdi. Evet, bir şeyler dinlemeyi seviyordu ama asıl sevdiği şey, abimdi.

"Bugün Yağmur ile tartışmış olabilirim." Derin bir nefes verdim ve zihnimde yarım saat önceki kavga belirdiğinde dişlerimi sıktım.Aklıma geldikçe hala sinirleniyordum. Atışmalarla başlamış ve bağırarak devam etmiştik.

Sorun benim kazandığım parayı saklamamdı. Her şeyimi onlarla paylaşmak zorundaymışım gibi davranmaları sinirlerimi bozuyordu. Abimin sevgilisine göre her şeyi, yaptığım her hareketi ona hesap vermem gerekiyordu. Ve ben hiçbir zaman itaatkar bir kız değildim.

Olmayacaktım da.

"Neden?Çabuk anlat bakalım."

"Para sakladığımı öğrendiler.Kartımı gerizekalı gibi ortada bırakmışım. Yağmur da gördü durur mu, hemen gitmiş abime yetiştirmiş." Dedim kaşlarımı çatarak.

Aleyna'nın yüzüne öfkenin bir parçası tünediğinde bu sinirle gidip Yağmur'u dövebileceğini biliyordum çünkü ona göre Yağmur abimin sevgilisi olamazdı. Ona karşı olan kinin bir parçasının sebebi bendim. Diğer parçası ise abimle sevgili olmasıydı.

İNFİLAKWhere stories live. Discover now