/29\

886 58 7
                                    

■■

Finn, arabasını Sophia'nın evinin önünde durdurdu ve hızla arabadan inip koşarak eve doğru yürümeye başladı.

Evin ışıkları yanıyordu. Finn buna sevindi. Eğer Sophia uyuduysa onu uyandırmak istemezdi.

Kapının önüne gelince kapıyı çalmak için elini kaldırdı ama ondan önce kapı açıldı. Sophia, kızaran gözleriyle Finn'e baktı. Finn, sertçe yutkundu, derin bir nefes alıp verdi. Ardından kendisine hakim olamayarak kollarını sıkıca Sophia'ya doladı. Sophia, başını Finn'in göğsüne yasladı ve ona karşılık verdi. Finn, büyük bir adım atıp içeri girdi ve bir eliyle kapıyı itip kapattı.

"Nasıl olduğunu sormayacağım."

"Evet, sanırım en iyisi bu." dedi, Sophia. Pozisyonunu bozmadan, boğuk sesiyle cevap verdi Finn'e.

Birbirlerinden ayrılmadan salona geçip büyük koltuğa oturdular.

"Neler oldu?!" diye sordu çatılan kaşlarıyla, Finn. Sophia, titrek ve derin bir nefes alıp verdi. Finn'den ayrıldı ve arkasına yaslanıp boğazını temizledi.

"Sinir krizi."

"Aman Tanrım, Soph. Sen iyi misin?!"

"Ben değil, Finn. Jaeden."

Finn'in çatık olan kaşları normale döndü ve bedenini öfke ele geçirdi.

"Sana bir şey yaptı mı?"

"Hayır. Buna izin vermem." diyerek başını iki yana salladı, Sophia.

Salon katliam alanına dönmüş gibiydi. Vazolardan sağ kalan yoktu. Salon perdesi yırtıktı. Tekli koltuklar yerinden oynamıştı. Vitrin yere devrilmişti. Sehpa üzerindeki dergiler darmadağın bir şekilde yerde duruyordu. Yemek masasının üzerindeki şamdanlar kırılmıştı ve sandalyeler salonun dört bir yanına atılmıştı. Vitrin aynası ise paramparça olmuştu. Ayrıca yerde birkaç damla kan vardı.

"Şu hâle bak," dedi Finn, dişlerinin arasından sinirle.

"Onu öldürmem gerekiyor. Bunu biliyorsun, değil mi?!"

"Finn," diyerek Finn'in kolunu tuttu ve tam gözlerinin içine baktı, Sophia.

"Bunu konuşmayalım."

"Şu an konuşabileceğimiz başka bir şey olduğunu sanmıyorum, Soph. Sana zarar verebilirdi!"

"Hayır, Finn. Anlamıyorsun,"

Finn, meraklı bakışlarla Sophia'ya baktı. Sophia, burnunu çekerek buruk bir tebessüm etti ve derin bir iç çekti.

"Ben seni konuşmak istiyorum."

■■

AdolescentsWhere stories live. Discover now