a| kımıldayan kumlar

20 3 3
                                    

"kim olacaksın savaş başladığında?
kaçan mı olacaksın, her ne pahasına olursa
olsun sevdiklerini koruyan mı olacaksın?
kim kovalayacak seni? kim seni bu
karanlıkta esir tutacak?
hiç düşündün mü?"

- pamuk prenses ve savaşçılar.

üzerindeki izlenme hissini üzerinden atamıyordu yugyeom.
sahildeki fırtına akıl almaz bir dereceye dayanmış, şemsiyeleri kırıyordu geçtiği yollarda.

yugyeom eve girme vaktinin geldiğini anlamıştı, ceketinin içinden geçen soğuk rüzgar tüylerini diken diken ediyordu.

sonunda üzerini düzeltip kendine düzen verdi. saçlarını yana yatırdı ama nafile, rüzgar tekrardan meydan okumuştu perçemlerine.

"pekala, rüzgar! saçlarımla oynamana izin veriyorum!"

"ben de istiyorum saçlarınla oynamayı."

yugyeom o an adeta buz kesilmişti.
dondurucu soğuktan değil, duyduğu sesten bir anda sabit kalmıştı.

kımıldamıyordu.
daha önce hiç duymadığı bu yabancı sesi kulakları işitince tüyleri tekrardan diken diken olmuştu.
ama bu sefer, soğuktan değil, yabancının sesinden de değil.
kımıldayan kumlar ile gitmesi gerektiğini anlamıştı.

"dondun kaldın öyle, geç otur şu banka."

yutkunan genç çocuk özgüvenini toparlayamamış, arkasına dönecek gücü bulamamıştı.

çok şaşırtıcı bir olay değildi, her gün farklı insanlarla konuşabilirdi.

"sana diyorum."

ama bu ses onu rahatsız etmişti sanki.

sail¿ |myg×kyg| Tome 1 Where stories live. Discover now