2 GECE

453 21 17
                                    

Gerçek hikayedir ve hikaye sahipleri bunları okuyacaktır. Yorumlarınızı lütfen bunu bilerek yapın. Keyifli okumalar.

Şimdiden hikayemi okuyan herkese teşekkür ederim.

İsmim Gece. Gecenin aksine güneş gibi parlayan bir yüze ve geceyi aydınlatan ay kadar parlak bir kalbe sahip birisiyimim. Keşke hayatım da benim gibi ışık dolu olsa diye düşünüp duruyordum. Orta halli tipik bir ailenin ortanca çocuğuydum. Benden 2 yaş büyük bir ağabeye ve aramızada yaş farkı olan bir kız kardeşe sahiptim. Buraya kadar herşey normaldi ama hayatımı asıl etkileyen kişiler annem ve babamdı.

Beni hayatın acımasızlığından korumak için aldıkları önlemler ne derece doğru, düşünüyordum. Arkadaş edinmeme, dışarı çıkmama hatta ellerinden gelse nefes almama karışacak kadar baskıcı bir ailede büyüyordum. Babam işi dolayısıyla hafta sonları eve geliyor, hafta içi ise şehir dışlarında çalışıyordu.

O olmasa da annem ve abim onun baskıcı hareketlerini aratmıyorlardı bana. Üzerimde bu kadar baskı olunca arkadaş edinmem de oldukça zorlaşıyordu. Çoğu okuldan olan arkadaşlarıma, sırlarımı bile anlatamıyordum. Anne ve babama bile hayatımdaki olan şeyleri anlatamazken, arkadaşlarıma nasıl anlatabilirdim ki ? Bu durum benim içime kapanık biri olmama neden oluyordu.

Tek çıkış yolum okumaktı. Zaten dışarıya çıkmak, arkadaşlarımla buluşmak neredeyse imkansız olduğu için, evde olan bütün vaktimi ders çalışarak geçiyordum. Fen lisesini kazanıp yeni okuluma başladığımda içimde kaybolmaya yüz tutan umutlarım tekrar filizlendi. Okumalı, bağımsız olmalı, kendi ayaklarımın üzerinde durmalıyım.

Lise demek umut demek, lise demek aşk demek, lise demek hayatımızı oluşturan en önemli yıllar demekti. Benim de hayatıma umut olan, gece gibi kararan hayatıma ışık olan kişiyi bulmuştum lisede. Barış . . . Aynı servisteydik. Benden iki yaş büyük olan Barış, benden hoşlandığını söylediğinde, hissettiğim hoşlantının karşılıklı olması hayatımda yaşadığım en büyük mutluluklardan biriydi.

Ailemin bu duruma sıcak bakmayacağını, az görüşebileceğimizi söylesem de umursamadı. Tek istediği benimle mutlu olmaktı. Ailemin kulağına gider diye arkadaşlarımdan bile gizledim bu ilişkiyi. Barış'tan da aynı şeyi rica ettiğimde anlayışla karşıladı beni. Birkaç aydır Barış'la güzel giden ilişkimizin arasına yaz tatili girmişti. Nadiren de olsa aileme yalan söyleyerek dışarı çıkmayı başarabiliyordum.

Yine bir gün tüm imkanlarımı zorlayarak evden çıktığımda geceme ışık olan Barış'la buluştum. Saatlerce özlem giderip gezmiştik. Birkaç mahalle aşağıdaki parkta son dakikalarımızı geçirirken ilk öpücüğümü vermişti bana. Öyle naif, öyle huzur dolu ilk öpücük. Dudağımın üzerindeki baskısı, kalbimin hızlı hızlı atarak patlayacak noktaya gelmesine sebep olmuştu.

Dudaklarımda başlayan kıvılcım vücudumun her yerine yayılmıştı. Öpücüğüne verdiğim karşıklık hayatımdaki en özel anlardan biriydi. İlk öpücüğümü hoşlandığım adama vermiştim bugün. Günlerce yüzümde oluşan gülümseyi silemedim. Eve gittiğimde aileme belli etmemek için ders çalışıyorum bahanesiyle, odama kapandım. Karşımdaki kitaplara bakarak Barış'ı düşündüm.

Barış'ı ve içimi ısıtan dudaklarını. Yaz tatilini Barış'la nadir olarak buluşarak, kimseye belli etmeden zar zor onunla mesajlaşarak ve ders çalışarak geçirdim. Sonunda okullar açıldığında, ben arkadaşlarımın aksine mutluydum. Evden bir nebze de olsa uzaklaşabiliyordum ve en önemlisi artık kalbimdeki kişiyi daha rahat görebilecektim.

Sınıfta yakın olduğum birkaç kız arkadaşıma, bu durumumu her ne kadar  anlatmak istesem de ailemin korkusu yüzünden, bu mutluluğu içimde yaşıyordum. Okulda Barış'la her tenefüs görüşemesem de onu görmek, bahçede birbirimize kaçamak bakışlar atmak bile yetiyordu. Arada arkadaşça denk gelmiş gibi yapıp konuşuyorduk ve kimse bizden şüphelenemiyordu.

HAYATTAN GERÇEK KESİTLER (ASKIDA)Where stories live. Discover now