Bölüm 6 (Hazır Mısın?)

185 29 6
                                    


Uzun bir aradan sonra işte yeni bölüm. Şu sıralar çok yoğunum ve içimde yazmaya güç bulmak için beğeni ve yorumlarınıza ihtiyacım var :) Keyifli okumalar..


Saatler sonra yoldan çıktığımızda yine gözlerim bağlandı. Bu defa ellerim bağlanmamıştı ama yanı başımdaki kişinin varlığı en küçük bir yanlış hareketimde bir tavuk gibi boynumun koparılacağı mesajını sessizce veriyordu.

Girdiğimiz taşlık yollarda araba yaylandıkça biz de içinde aşağı yukarı hafif hafif hareket ediyorduk. Arabanın içinden çıt ses çıkmıyordu. Bu sessizlik öyle uzun zamandır sürüyordu ki araba hareket etmese bulunduğum ortamda yalnız olduğumu düşünebilirdim. Tek duyduğum arada duyulan gök gürültüsünün sesiydi. Araba sonunda hızlı bir manevra ile durduğunda sarsıntıdan kusacak gibi olduğumu hissettim. Ancak korkum diğer bütün duygularımı sindirdiği için isyan etmek ya da hal durumumu arz etmek yerine sessizce durup bekledim. Vakti tam olarak bilemesem de kuşluk vakti olduğunu düşünüyordum. İki gece üç gündür yoldaydık ve sonunda gelinmek istenen yer her neresiyse oraya gelmiştik. Araba durunca ilk konuşan Sevinç oldu:

"Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu."

Bu defa duyulan ses Asım'ın oldu. Sevinç'e cevaben konuştu:

"Evet, bıraktığımız gibi durmasa da hala yerli yerinde duruyor"

Sevinç ile Asım'ın diyalogları merakımı kamçılamıştı. Tam olarak nasıl bir yerdeydik ve neden hala yerli yerinde durup onları bekleyen şey neydi? Arabanın kapısı açıldığında ve ön taraftan inme seslerini işittiğimde olduğum yerde sessizce beklemeye devam ettim. Zira yanımdaki kişinin komutu dışına çıktığımda canımın yanacağının dün gece acı bir şekilde tecrübe etmiştim. Ben sessizce gelecek komutu beklesem de saniyeler geçmesine rağmen karşı taraftan herhangi bir kıpırtı ya da bir komut gelmedi. 'Acaba o da mı arabadan indi? Arabada yalnız mı bırakıldım?' diye düşünürken sonunda tüylerimi ürperten o ses kulaklarıma erişti:

"Dün gece yaşadığımız macera aramızda sır kalacak! Bundan diğerlerine sakın bahsetme! Ve bir daha sakın öyle bir aptallıkta bulunma! Gerçi geldiğimiz yeri gördükten sonra aklın varsa böyle bir girişimde bulunmazsın. Şimdi, gözündeki bağı açıp araçtan inebilirsin"

Dün geceki kaçma girişimimi diğerlerine duyurmak istememe sebebini tahmin edebiliyordum. Beni elinden kaçırmış olması diğerlerinin gözünde onu beceriksiz ya da dikkatsiz gibi gösterecekti ve bunun olmasını istemiyordu. Bunu sebebi ise ya itibarını korumaktı ya da Sevinç'e karşı bazı hisleri vardı ve onun gözünde bu şekilde görülmek istemiyordu. Sert bir üslupla aldığım komuttan sonra anladığımı belirtmek için hızla baş salladım ve gözümdeki bağı çekip aldım gözümden. Uzun süredir bağlı olan gözlerim karanlıktan aydınlığa geçince sancıdı. Açmakta zorlandığım gözlerimi ovuşturarak acısını dindirmeye ve ortama adapte olmasına yardımcı olmaya çalıştım. Gözlerimi ovmaya devam ederken ikinci komut ile irkildim.

"İn arabadan!"

Hala gözlerimi açmakta zorlanırken korkudan araba kapısını açıp hızla dışarı çıktım. Dışarısı arabanın içine nazaran daha aydınlık olduğu için gözlerimi açmakta daha da zorlandım. Saniyeler sonra ortama adapte olan gözlerimi tamamen açabildiğimde meraklı bakışlarımı etrafımda gezindirdim. Burası ormanlık alandı. Etrafta sıralanıp giden çam ve meşe ağaçları vardı. Ağaçların ortasında ise ilk bakışta seçilemeyen, kamufle edilmiş, harabe görünümlü bir ev vardı. Dün gece hiç durmadan yağan yağmurdan sonra yerler çamura bulanmıştı. Ortalık buram buram toprak ve çam kokuyordu. Bu iki keskin koku daha iyi hissetmemi sağlamıştı. Bu yüzden derin derin soluyarak bu kokuyu daha fazla almaya çalıştım. Diğerleri biraz ilerimde benim duymamı istemedikleri bir şeyi sessiz konuşurlarken ben etrafı gözlemlemeye devam ettim. Ayaz'ın 'Aklın varsa burada kaçmaya yeltenmezsin!' demesinin sebebi anlamaya çalıştım. Neden böyle demiş olabilirdi? Acaba burası şehir merkezine çok mu uzaktı? Ya da burada vahşi hayvanlar mı vardı? Veya bu sadece beni sindirmek için kurulan kuru bir tehditten mi ibaretti? Sebebi ne olursa olsun bir şeyden çok emindim. Bana bir şey için ihtiyaç duyuyorlardı ve onu benden alıncaya dek öldürülmeyecektim.

ŞİFREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin