Hoş Mu Geldin Yeni Yıl?

778 59 39
                                    


Bu çalışmayı yıllar önce yazıp sonra beğenmeyerek taslaklara kaldırmışım. Bugün tekrar okuduğumda gözüme fena gelmedi ve yeniden yayınladım. İlgi olursa devamını yazmayı düşünüyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.


Şifre Bölüm 1



Güneş çoktan batmış, şehir derin bir karanlığa gömülmüştü. Gökyüzünde kümeler halindeki gri bulutlar şehri esir almış gibiydi. Salondaki açık televizyonun sesi odamın aralık kapısından içeriye sızıyordu. Bu gece yılbaşı olduğu için geceye özel yapılan yarışmalardan birinin sesiydi gelen. Genç spiker düzgün diksiyonuyla kelimeleri ardı ardına sıralıyor ve herkesi yarışmaya katılmaya davet ediyordu. O sıralarda gözüm bilgisayarımın ekranında gidip gelirken hemen önümde duran çerez kâsesinden bir çerezi daha ağzıma attım ve ardından içeceğimden bir yudum aldım. Bu gece birçok insan için özel olsa da benim için bir anlam ifade etmiyordu. Herkes bir şekilde bu kapitalizmin oyununa dâhil olurken ben her gece yaptığım gibi yine bir uygulama geliştirme üzerinde çalışıyorum. Parmaklarım klavye üzerinde seri bir şekilde dans ederken çıkan ritmik sesler televizyonun sesiyle birlikte harmanlanarak odanın içinde yankılanıyordu. Sonunda düzenlemeyi bitirdikten sonra son tuşa da basıp koltuğumda arkama yaslanarak ekrana baktım. Artık yapmam gereken tek şey programın güncellemeyi tamamlamasıydı. Bunun için yine gece boyunca ayakta kalmam ve ufak tefek çıkacak pürüzlere karşı ara ara ekranı kontrol etmem gerekiyordu. Kolumdaki saate baktığımda vakit gece yarısına yaklaşıyordu. Acıktığımı hissedince oturduğum yerden doğrulup odamdan dışarı süzüldüm. Tahmin ettiğim gibi babam açık televizyonun karşısında uyukluyordu. Onu görmezden gelerek yönümü mutfağa çevirdim. Buzdolabını açıp bir süre anlamsız boş raflarını süzdüm. Eve uzun süredir alışveriş yapılmamıştı ve dolapta sadece içinde birkaç tane olan yeşil zeytin kavanozu ile renk değiştirip sertleşerek kayaya dönüşmüş biraz kaşar peyniri vardı.

Tam bir haftaya yakındır odamdan dışarı adımımı atmadan bir program üzerinde çalışmıştım. Sonuç evde yiyecek tek bir şey kalmamış. Babam mutfakla pek ilgili değildi. Ya da ev ile mi demeliydim? Geçen yıl annem elem bir trafik kazasına kurban gittiğinden beri babamla hayatım boyunca zaten pek yakın olmayan aramızda şimdi uçurumlar açılmıştı. Bizi birbirimize bağlayan tek şey annemdi ve şimdi onun gidişiyle babamla birbirimizden tamamen kopmuşuz gibi hissediyordum.

Yirmi üç yaşında genç bir kıza göre omzumda fazla sorumluluk yüklüydü. Mesela bir evi geçindirmek gibi... Bilgisayarda bu kadar iyi olmam annemden bana kalan son hediyeydi. Annem bir bilgisayar şirketinde işlemci olarak çalışıyordu. Bilgisayara ilgimi fark edince ilkokul çağlarımda bana bildiği şeylerden öğretmeye başladı ve sonuç bugün bu sayede kimseye muhtaç olmadan hayatımı devam ettirebiliyorum.

Babam bütün zamanını ya köşedeki kahvehanede arkadaşlarıyla okey oynayarak ya da televizyonun karşısında uyuklayarak geçiriyordu. Bense evin kirasından bütün giderlerine kadar her şeyi karşılayabilmek için gece gündüz çabalıyordum. Ve bunu bildiğim tek şey ile yapabiliyordum. Bilgisayar üzerinden çalışarak para kazanıyordum. Şanslıydım ki bu işte gerçekten iyiydim ve iş aramama gerek bile kalmadan birçok iş ayağıma kadar geliyordu. Bana kalan ise zamanla yarışmaktı. Bazen bir hafta neredeyse hiç uyumadan çalıştığım oluyordu. Bazen altmış metrekarelik evden hiç çıkmadan birkaç ay geçiriyordum. Çoğunluğu donmuş olan gıda ihtiyaçlarını fazlaca stoklayıp fatura gibi işlemleri hep net üzerinden yapınca evet, evden aylarca çıkmadan yaşanabiliyormuş.

ŞİFREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin