8☘️

857 83 59
                                    


Jongin'in dilinden

Sehun'un beni epey şaşırtan mesajının ardından hazırlanmaya başlamıştım. İstemsizce sürekli gülümsüyor ve kızarıyordum, bunu aynada kendime bakarken farketmiştim. Bilmiyordum, nedense Sehun'a dair her şey beni heyecanlandırıyordu. O benim gözlerimin içine kısaca baksa bile içimde yangınlar oluyordu. Anlatamıyordum ki. Anlıyordu beni. Ama anlatmama izin dahi vermiyordu.

Son kez aynada saçımı düzelttikten sonra ve siyah deriden dar pantolonum ve siyah desenleri olan beyaz tişörtümle bedenimi süzdükten sonra evden çıkmıştım.

Sehun'un evinin önüne geldiğimde dışarıda onu beklediğime dair kısa bir mesaj attım. Heyecanlıydım. Belki bir şekilde bana şans vermeye karar vermişti veya uzun bir zamandan sonra benimle tekrar eskiden olduğu gibi vakit geçirmeyi istemişti. Eğer ona, onu sevdiğimi itiraf etmeseydim arkadaşlığımız zarar görmezdi ama aksi takdirde benim, onu o gece, o odada o halde gördüğümde ne hissetmiş olabileceğimi anlayamazdı.

Beş dakikalık bekleme süresinin ardından yavaşça merdivenlerden aşağı inen Sehun'un görüş alanıma girmesiyle yutkundum. Gri dar pantolonunun üstüne geçirdiği beyaz ve siyah karışımı tişörtüyle harika görünüyordu. Aslında sade giyinmişti ama uzun bir zamandır tarzı gençliğini yansıtmıyordu, daha çok orta yaşlı adamlar gibiydi. Ayrıca, şekil verdiği ve hayallerimde süslediğim o güzel kokan sarı saçlarını görmek ve bu kadar seksi olması kesinlikle iyi gelmemişti bana. Bundan dolayı hem şaşırmış, hem etkilenmiş hem de sanırım fazla dalmışım ki Sehun beni kendime getirmek adına seslenmek zorunda kalmıştı. Tanrım! Bu çok utanç verici.

Rezil oluşumun sonrasında kendime gelip arabanın kilidini açmayı akıl edebildiğimde, Sehun'un gülümsediğine şahit olmuştum. Usulca gülüyordu ve utandığımı farkettiği içindi yüksek ihtimalle. Ama o kadar güzel bir gülüşü vardı ki, öyle özlem duyuyordum ki karşımdaki mükemmel gülümsemesi için sürekli rezil olmaya razı gelirdim.

☘️☘️☘️

Araba yolculuğu oldukça sessiz geçmişti. Zaten yol boyunca güzel gülüşüne dair hayaller kurduğum için, Sehun'un suskunluğunu dert etmeye fırsatım olmamıştı.

Barın içine girdiğimizde ikimizin üzerinde çift çift gözler hissetmiştim. Sehun çok güzeldi eğer ona bakmaya veya yaklaşmaya cüret ederlerse kavga çıkaracak kıskançlıktaydım. Bugün bana gülümsemesini bahşetmişti be! Başkalarıyla paylaşmak istemeyeceğim tarzda bir manzaraydı.

Ben etraftaki insanlara gözlerimle lazer ışınları gönderiyorken, Sehun beni geride bırakıp bir şişe bira ile herhangi bir masaya kurulmuştu çoktan. Yanımda olmayışını farketmemle anında yanına vardım.
Masada, karşısına oturduğumda bardağı önüme itelemiş ve bira doldurmuştu. Fakat kendisi bardak kullanmak yerine şişeyi fondip yapmayı tercih etmişti. Ben ise onun şişeyi ağzına dikişini seyrediyordum, hareket eden adem elmasını izliyor, ağzından çektiği şişenin ardından ıslanmış dudaklarına bakıyordum. Edepsiz düşüncelerin aklıma dolmasıyla bir hışımla önümdeki bardağı diktim.

Yine oluyordu işte, yine gülümsüyordu aşık olduğum, sarışın.

"Bu akşam çok güzel göründüğünü söylemiş miydim?" Sanırım gaipten sesler duymaya başlamıştım. Sehun bana neler söylüyordu böyle?

Yine oluyordu işte, yine utanmıştım. Utandırmıştı aşık olduğum, sarışın.

İlerleyen saatler birbirini yavaşça kovalıyordu. Sehun sürekli içiyor, ben ise genelde onu seyrediyordum. Fesatlaştığım zamanlarda bir kaç kadeh devirdiğim gibi bir gerçeği de inkar etmeyecektim. Ama uzaktan izliyordum işte sadece. Dokunmaya cesaretim bile yoktu.

Sevdiğim müziklerden biri olan "i feel it coming" çalmaya başlayınca ayağa kalkıp yavaş ve ritmik hareketlerle dans etme girişiminde bulunmuştum fakat ayağa kalktığım anda kolumdan çekiştirilerek Sehun'un yanına düşmüştüm. Sehun anbean bana yaklaşıyordu. Yaklaştığı her bir santimde ise nefesim kesiliyordu benim. Kalbim sıkışıyordu. Sarı tutamları yüzüme değecek kadar yakınımdaydı. Pembe ve hafif dolgun dudakları ise bir nefesten bile yakınımdaydı.

Gözleri, önce gözlerime uğramış ardından dudaklarımda sabitlenmişti.
Yumuşak pembeleri dudağımın üzerinde üstünlük kurunca tam anlamıyla nefesim ve dünya ile olan irtibatım kesilmişti. Kendimi dudaklarına adamaya hazır bir şekilde pembelerini tatmaya vermiştim.

Sert değildik kesinlikle, ikimizde yavaş ve yumuşak hamlelerle emiyorduk birbirimizin dudaklarını. Fakat şöyle bir sorun vardı ki ikimizde soluksuz bir öpüşme içinde sürüklenip giderken nefes almak için zorlukla ayrılabilmiştik.

Ayrıldığımızda Sehun alnını alnıma yaslayarak gözlerime bakıyordu, dolu gözleriyle. İkimizde nefes nefese kalmışken Sehun bana derinden bakarak konuştu.

"L-luhan.. Luhan.."

Sehun'un ağzından dökülen isim ile gözünden de bir yaş gelmişti. Ben ise olduğum yerde öylece şaşkınlıkla kalakalmıştım.

Anında biriken gözyaşlarımı bastırmakta güçlük çekerken koşarak barı terkettim.

☘️☘️☘️

Küfrettiğinizi duyar gibiyim :')

Üzgünüm

Bu şekilde olaylar bir süre trajik ilerleyecek.

Ama yine de yazdığım  bölümler arasında en çok içime sinen bu oldu.

Umarım siz de seversiniz❤

Oy verirseniz ve  yorum yaparsanız çok mutlu olurum 😘





into you // sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin