Yaklaşık bir saat süren kayıt işlemi bittiğinde her akşam üzeri olduğu gibi kitapçı boştu. Bu saatlerde hep boş olurdu. Yekta kasadan ayrılarak bir masaya oturmuş Masal da peşinden onun karşısına oturmuştu.

Yekta biraz öne çıkarak, "Ne zamandan beri patronlar müşterileriyle aynı masada oturuyor?" dedi. Amacı Masala takılmaktı. Masal düşünür gibi yaparak, "Imm peki ne zamandan beri müşteriler patronlara işlerinde yardım ediyor?" dedi zaferle gülerek. "Demek ki ediyormuş." dedi Yekta arkasına yaslanırken. Masal da, "Demek ki oturabiliyormuş"  diye karşılık verdi. Daha sonra ikisi de gülmeye başladılar.

Bahar, dükkanın boşluğunu fırsat bilerek elinde 3 kahve bulunan tepsiyle masaya yaklaştı. "Müessesemizim ikramı ve bir de arkadaş için yeriniz var mı acaba?" diye sordu sevecen bir tavırla. Masal arkadaşının oturması için bir sandalye çekti masaya. Bahar kahveleri masaya koyduktan sonra "Merhaba ben Bahar" diyerek elini uzattı. Yekta da aynı samimiyetle elini uzattı ve "Yekta" dedi.

Daha sonra sohbet edip birbirlerini tanıdılar. Ama müşteriler gelmeye başladığında sohbetleri malesef bitmek zorunda kalmıştı. Zaten hemen ardından Yekta da kendisine gelen acil bir telefonla ayrılmıştı.

####

"Bence sen ondan çok hoşlanıyorsun" diye kıkırdadı Bahar gece karanlığında yolda yürürlerken. Masal birden Yektanın içini ısıtan sesini hatırladı. Daha sonra yüreğine işleyen yeşil gözlerini. Tamam fazlasıyla ilgisini çekmişti. Hoşlandığını da kabul etmiyor değildi. Ama bunu dile getirmek çok zordu.

"Bence bu konuyu kapatmalıyız." diyerek kestirip atmak istedi Masal ama Bahar buna izin vermedi.

"Hayır tabiki bu gecenin asıl konusu bu." diye söylendi. Bu gece Bahar Masallarda kalacaktı ve Masal bu konunun kapanmayacağını çok iyi biliyordu.

Biz geldik diyerek kapıdan içeri girdiler. O sırada Ünal Bey ve Leyla Hanım konuşuyorlardı. Hatta öyle dalmışlardı ki kızları farketmemişlerdi. Masal sessizce onları dinlemeye başladı. Evet bu uygun bir şey değildi ama son günlerde evde bir şeyler dolanıyordu.

"Ne yani ihaleyi kazandığını mı söylüyorsun?" dedi kızın annesi şaşkınlıkla.

"Elbette. Hayatımızın karını yapacağız Leyla. Küçük bir şirketken bir anda büyüyeceğiz. Bu çok önemli bir iş ve ben bunu aldım." Ünal Bey sevinçten dört köşe olmuştu. Ama Leyla Hanım hala diken üstünde oturuyor gibiydi. "Ben yine de endişeliyim Ünal. Karşısına çıktığın adam çok tehlikeli biri. Kabadayı gibi. Önüne çıkan engelleri kendi yöntemleriyle kaldırıyor. Bunları biliyorsun değil mi? " Ünal Beyin yüzü birden soluklaşmıştı.

"Biliyorum. Ama iş hayatında riske girmeliyiz sende bunun farkındasın değil mi? Hem o adam kendisi katılmadı. Oğlu katıldı ihaleye. Çok efendi birine benziyordu." Kendi işleriyle olduğu kadar kocasının işleriyle de oldukça fazla ilglenen Leyla Hanım rahatsız bir tavırla, "Umarım bir sorun çıkmaz." dedi.

Masal duyduğu şeylerle endişelenmişti. Endişesini gizlemeye çalışarak salona girdiler. "Merhaba" dediler tekrardan.

"Ah hoşgeldiniz kızlar. Nasılsın Baharcım?" dedi Leyla Hanım. Bahar koca bir gülümsemeyle cevap verdi.

"Iyiyim Leyla teyzecim siz nasılsınız?" Onlarda aynı karşılığı verdikten sonra kızlar direk yukarı çıkıp üzerlerini değiştirdiler ve yatağa gömüldüler.

"Onlar da neydi Masal? Ünal amca cidden tehlikeli işlere mi girdi acaba?"

Masal endişeli bir tavırla, "Bilmiyorum Ama umarım bir sorun yoktur." dedi.

Aşkın GökyüzüWhere stories live. Discover now