6. Bölüm

6.4K 435 4
                                    

Umarım güzel gidiyordur. Bu bölümü çok olmasa da biraz uzun yazmaya çalıştım. Keyifli okumalar ^_^

  Büyük binadan ayrılarak yürümeye başladı Yekta. Arkasından gelen ses onu durdurdu.

"Yekta, bekle."

Arkasına baktığında Akay ona el sallıyordu. Olduğu yerde gülümseyerek arkadaşının yanına gelmesini bekledi. 

Akay elini Yektanın omzuna atarak "Kaç gündür görünmüyorsun. Unuttun bizi. Aradım birkaç defa ona da cevap vermedin. Nerelerdesin oğlum sen?" Yekta arkadaşına düşünceli bir şekilde cevap verdi. "Ya gördüm aramalarını da geri dönmeyi unutmuşum kusura bakma. Ben hep aynı yerdeyim asıl sen nerelerdesin ?"

Akay cevap verirken yürümeye başladılar.

"Iş güç işte ne olsun. Hayırdır düşünceli görünüyorsun. Bir şey mi oldu?" Babasıyla arasındaki münasebeti bildiği için hafif endişeli bir sesle sormuştu bu soruyu.

"Bir şey olduğu yok. Işin yoksa gel seni bir yere götüreyim."

Akay arkadaşının, sorusunu geçiştirmeye çalıştığını farketmişti ama üstelemeyerek cevap verdi. "Nereye götüreceksin?" Yekta arkadaşının kitaplarla pek arası olmadığını bildiği için kurnaz bir bakış atıp alayla,"Çok seveceğin bir yer" dedi.

Kitapçıdan içeri girdiklerinde Akay yüzünü buruşturdu, " Ahh hayır, bunu yapmamalısın. Burası... sıkıcı görünüyor." dedi sıkıntılı bir sesle. Yekta gülerek karşılık verdi.

Gözlerini arkadaşının gözlerine dikerek, "Hemen önyargılı olma. Herkesin seveceği bir tarz vardır. Hadi geç bütün bu kitaplar seni bekliyor. Istediğin herhangi birisini seç"

Akayın verdiği olumsuz tepki karşısında ısrar etti Yekta. Akay buna daha fazla dayanamayarak kabul etti ve rafların önüne geçti.

O kitaplara bakarken Masal bay yeşil gözün yanında gelen bu adama yardımcı olmak için yanına yaklaşmıştı. Yüzündeki büyük gülümsemeyle içten bir merhaba diyerek nasıl yardımcı olabileceğini sordu karşısındaki gence. Akay kızı gördüğünde rahatlamışa benziyordu. "Şey... aslında ben pek kitap seven biri değilim. Yani bilirsiniz bazen arkadaş zoruyla falan..."

Genç kız gülerek Akayın sözünü kesti. "Bilirim bilirim. Hatta çok yapmışlığım var." dedi. Akayın gözleri parladı, "Heh o zaman beni anlıyorsunuz değil mi? kurtarın beni bundan ne olur" diyerek Yektayı gösterdi. Genç kızın yüzü Yektayı görünce birden değişti. Konuyu değiştirerek, "Imm, aslında sizi anladığım pek söylenemez. Biliyor musunuz?" biraz duraksadı. Sanki bir sır veriyormuş gibi sessizce konuşarak "Kitapların arasına soktuğum arkadaşlarım genelde istediklerini bulamazlardı. Ben de uğraşmanın anlamsız olduğunu düşünürdüm hep. Ama onlar hep önyargıyla yaklaşanlardı. Bugüne kadar kaç kere elinize bir kitap alarak belki de sevebilirim dediniz ? Ya da hadi bunu yaptınız, kaç kere bu düşünceye gerçekten inanıp hoşunuza gidebilecek şeyler seçtiniz?"

Akay düşünmeye başladı ama bir şey söyleyememişti. "Siz hep 'ben kitap okumayı sevmiyorum ki zaten' deyip kestirip attınız değil mi? Maalesef çoğunluk böyle düşünerek kitapların bambaşka dünyalarına karışamıyorlar." 

Genç kız bunları anlatırken kendini çok kaptırmış elleri ve kollarını kullanarak yaptığı hareketlerle sözlerini destekliyordu.

Akay Masalı dikkatlice dinlerken Yekta karşı raflara yaslanmış onları izliyordu. Arkadaşının bu kızla böylesine rahat konuşabilmesine bakıyordu daha çok. Kendisi bir cevap bile vermemişken Akay onunla sohbet ediyordu. Böylesine etrafına neşe saçan bir kızı neden terslemişti ki? Sorun kendisinde miydi? Bütün müşterilere güler yüzle yaklaşan, hepsiyle samimi olmaya çalışan bu kız kendisine gelince buz kesiliyordu. Nedenini anlamak çokta zor değildi. Kendisi de tanımadığı biri tarafından terslense ona iyi davranmazdı herhalde. 

Aşkın GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin