Ben de yıllardır kafa tutmuştum herkese fakat şimdi çok boş geliyordu tüm yaşadıklarım. Yıllardır beni ayakta tutan Selim'e olan aşkımdı. Ve şimdi o aşkın yerini intikam duygusu almıştı. Asıl korktuğum ise intikamımı aldığımda o boşluğu nasıl dolduracağımdı. Selim benim hayatımda çok fazla yer kaplıyordu. Arkadaşlarımız ortaktı, birlikte çalışıyorduk, çocukluğumdu, yetişkinliğimdi, bu dünyada en çok onu seviyordum ben. Nefretimle doldurmaya çalıştığım boşluk kalbimin tamamıydı ve bununla nasıl baş edeceğimi bilmiyordum. Yerine koyabileceğim hiç kimsem yoktu.

Salondan yükselen adım sesleriyle derin bir nefes alıp Selim'i zihnimden uzaklaştırdım ve içeri girdim. Fırat tekli koltuğa oturmuş elindeki tablete bakıyordu. Ceketini çıkarmış, gömleğinin kollarını yukarı doğru kıvırmıştı. Kalçamı masaya yaslayıp tek ayağımı diğerinin üstüne attım ve beklemeye başladım. Kaşları çatıktı. Tüm dikkatiyle ekrana bakıyordu. Beş dakika kadar her ne yapıyorsa ara vermesini bekledim fakat bir saniye bile gözlerini ayırmamıştı ekrandan.

Telefonum çalmaya başladığında rahatsız etmemek adına aceleyle cebimdeki telefonu çıkarıp terasa doğru adımladım. Abim arıyordu.

"Efendim Abi."

"Nerdesin?" diye sordu doğrudan. Selam sabahla pek işi olmazdı.

"Ceren'leyim" dedim sessizce. Yalan söylediğimi Fırat'ın duymasını istememiştim.

"Tamam sen bu gece Ceren'de kal."

"Sebep?"

Sebebini biliyordum tabi ki. Yine toplamıştı arkadaşlarını, parti yapıyordu. Ve ne yazık ki parti anlayışları alkolden ibaretti.

"Uzatma Eylem, kal dedim işte!"

"Hiçbir yerde kalmıyorum abi! O kendini bilmez arkadaşlarının bir kez daha yatağımda sızıp kalmasına izin vermeyeceğim. Gidin başka yerde zıkkımlanın!"

"Eylem!" dedi uyarırcasına. Dişlerini sıktığını anlamıştım ses tonundan.

"Ne abi ne!!!" diye bağırdım "Ben evimde zom olmuş, beyni uyuşmuş adamlar istemiyorum, daha kaç kere söylemem gerekiyor?!"

"Uzatma dedim Eylem! Kal diyorsam kal işte, benim canımı sıkma!"

Arkadan gelen seslere bakılırsa beyinleri çoktan uyuşmuştu zibidi arkadaşlarının. Şu saatten sonra ne desem boştu.

"O Selçuk beyinsizi yine odama girerse evi başına yıkarım abi, söylemedi deme!!!" dedim ve telefonu suratına kapattım.

Selçuk, abime çaktırmadan bana yazıyordu ve en son parti(!) yaptıklarında odamda sızıp kalmıştı. Kıyameti koparmıştım sabahında ama görünen o ki pek etkili olmamıştı. Bir kez daha aynı şey olursa doğrudan abime söyleyecektim, kendi düşünsündü artık.

Elimdeki telefonu öfkeyle terastaki kanepeye fırlatıp Selçuk'a ithafen "Gerizekalı" diye mırıldandığımda Fırat dibimdeydi. Abimle konuşurken sesim hayli yükselmişti muhtemelen ve Fırat konuştuklarımı duymuştu.

Keşke duymasaydı.

Soran gözlerine karşılık "Abim" diye açıklama yapma gereği duydum. 'Anlıyorum' dercesine başını salladı. "Konuştuğum yani" dedim ikinci bir açıklama yapma gereği duyarak "gerizekalı olan değil."

İSYAN ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin