"Sustuklarımı saymazsak söyleyeceklerimle dostuz."
~LENA GARCIA~
"Ah lanet olsun..."
"Yine ne var Helena" dedi annem homurtuyla.
"Duffy'i evde unuttum."
"Hâlâ aptal gibi o plastik ördeğe ilgi duyduğuna inanamıyorum...Eğer onu atmama izin vermiş olsaydın..."
"Kes sesini anne." dedim lafını bölerek. "O küçüklükten beri yanımda. Senin yanımda olduğun süreden daha fazla yanımda kaldı."
Hiç bir şey söylemedi.Söyleyemezdi tabii.Gaza daha şiddetle bastı ve direksiyonu sımsıkı kavradı.
Madrid'den ayrılalı yanlızca 2 saat olmasına rağmen sinirimi bozuyordu.Annem (!) onu severdim ama, o bana ilgi göstermezdi.
10 yıl önce trafik kazasında babam öldüğünden beri böyleydi. Ben küçükken mutluydum. Neden her şey benim başıma geliyordu sanki ? Şuan 18 yaşındayım ve üvey zavallım ( üvey babama böyle hitap ederdim ) yüzünden sürekli okul değiştirmek zorunda kalıyordum. Kendisi amatör ligde beyzbol oynuyordu ve sürekli yolculuk yapıyordu.Bu durumdan sıkılmış ve yatılı olmasına rağmen bu okula gitmek istemiştim.Darkwood Kamp Koleji...
Nasıl bir yer olduğuna dair bir fikrim yok. Yalnızca kaçmak istediğimden ve evet o sürtük yüzünden.Ona böyle hitap ederim.Ama kendisi en yakın arkadaşım olur. Marianna...
6 yaşımdan beri en iyi dostum, hatta tek dostum o diyebilirim.Kendisiyle bu okula gitmek eğlenceli olacaktı. Yani, umarım öyle olurdu. Çünkü bu okula gelmeyi en çok o istemişti.
Keyifli olmaya çalışıyordum ama son olay canımı sıkmıştı. 4 yaşımdan beri kullandığım minik plastik ördeğimi evde unutmuştum... Duffy.
Beni bir ahmak olarak nitelendirebilirsiniz, ama bu böyle. Sırlarımı bile onunla paylaşırdım ve küçükken su fobimi Duffy ile yenmiştim. Aslında tam olarak yenmiş sayılmam. Küvette birikmiş sulardan korkardım. Annem o yüzden banyoyu değiştirmiş,bir duşakabin yaptırmıştı.Suya girerken, Duffy yanımda olurdu hep. Bense çocukluğun verdiği heyecanla ona güvenir ve suyun altına girebilirdim böylece.
Duş almaktan korkmuyor olabilirim. Tabi Duffy olduğu sürece... Ama denizlerden,göllerden kısacası su birikmiş her yerden hâlâ korkarım.
Buna rağmen göl kıyısında bulunan bir kamp okuluna gitmek dahice öyle değil mi ?
Dediğim gibi Anna ısrar etmemiş olsa bu okula gitmezdim. Üvey zavallım beni bu özel okula kayıt ettirmişti ve şuan arabada hava alanına gidiyorduk. Okul New York'ta bir yerdeydi. Hangi şehire daha yakın olduğunu dahi bilmiyordum. Her şey Anna yüzünden.
Hava alanına geldiğimizde Anna, o mavi gözlerini dikmiş yolu gözlüyordu. Mükemmelliyetçi şey her yere erken gelirdi zaten...Arabadan indiğimde mini, kot şortuyla koşar adım yanıma geldi. Hemen nasıl görmüştü 10 metre öteden..?
"Helena hayatım nerdesin sen ?" dedi ufak bir sitemle. Sonra güldü ve uzun kollarını,boynuma sımsıkı doladı.
"Lanet olası bana Helena deme.Sana Marianna demekle aynı şey bu." dedim aceleyle.
Lena ismi daha sempatik geldiğinden onu kullanıyordum. Helena sevimsiz ve resmi geliyordu bana. O da aynı nedenle Marianna yerine Anna'yı tercih ediyordu.
"Tatlım gitmem gerek." dedi annem.
O adama koşa koşa geri döneceğini biliyordum. Neydi adı ? Imm Scott. Adını sikeyim. Üvey zavallı ona daha çok yakışıyor.
YOU ARE READING
MY SEXY HANDSOME | Z.M (FROZEN 1) #Wattys2016
Fan fikciaGözlerinin ışıltısı bitmek bilmeyen bir özlemle, elanın en hoş tonunu aldığında, kusursuz kirpiklerini kırpıştırdı... *** "Tanrım..." diye mırıldandı. Gözlerini bir şeylerden kaçırıyormuş gibi kırpıştırırken sözlerine devam etti : "Bu içtiğim bilme...
