35

32.6K 2.2K 1.1K
                                    

"X buradan 45 geliyor.Anladın mı?"Ardıl soruya dönük bakışlarını Oğuz'a çevirdi.Oğuz soruya bir saniye olsun bakmamış,sürekli Ardıl'ın dudaklarını izlemişti.

"Bir gün bana geometri anlatacağını hayal bile edemezdim."dedi Oğuz gülerek.Ardıl da tebessüm etti.

"Hiçbir şeyden anlamayacak kadar mı aptal duruyorum?"Oğuz başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır.Dudaklarını böyle boş bir ders için yormana izin vermek büyük israf sadece."Ardıl kaşlarını çattı.

"Başka ne için kullanacaktım ki?"Oğuz'un yüzüne sinsi bir gülümseme yayılırken Ardıl anlamak zorunda kalmış,sonucunda kıpkırmızı kesilmişti.

"Anlaşma yapmıştık!"diyerek Oğuz'un yanından kalkmaya yeltendi boş sınıfta.Oğuz kollarını sevgilisinin beline sıkıca sarıp güçlü bir şekilde tuttu.

"E bozmadım ki zaten anlaşmayı."dedi başını sevgilisinin ensesine yaklaştırmış,ensesine minik öpücükler bırakırken.

"Hani benimle dalga geçmeyecektin?Ben de Kaan'la konuşmayacaktım bunun karşılığında?"Oğuz şeytani gülümsemesini takınırken bunu Ardıl'ın görmeyeceğini bilmenin rahatlığıyla kulağına yaklaştı.

"Dalga geçmiyorum."Kollarını iyice sıkılaştırıp Ardıl'ın bedenini kendine çekerken,sırtı kendisine dönük bedenin kulağındaydı nefesi.
"Ne kadar ciddi olduğumu göstermemi ister misin?"

Ardıl her utandığında olduğu gibi hafifçe dolmuş olan gözlerini Oğuz'a çevirdi.Oğuz bir süre hakaret ya da kaçış tepkisi olmayınca düşünemeden ona doğru hafifçe dönen bedenin dudaklarını kavradı.

Sonunda özlediği tada kavuşmanın hazzıyla kısık bir mırıldanma çıkarıp iyice utanmasına sebep oldu Ardıl'ın.Yine de yumuşak dudaklardan lezzetli bir karşılık aldı.

Derken,

"Oğuz!"Yüksek sesle açılan kapının ardından gelen Aslı'nın sesine büyük küfürler eden Oğuz,onun varlığını kesinlikle reddedip Ardıl'ı öpmeye devam etti.Ama Ardıl çekingen bir ifadeyle ayrıldı ondan.

Şimdi Oğuz sahiden çok sinirliydi.

Bakışlarını Aslı'ya çevirirken,en azından utanmış,güzel sevgilisini izlemesine engel olduğu için en yakın arkadaşından nefret ediyordu.

"Umarım yarım saat sonra öleceksindir ve veda etmeye gelmişsindir Aslı."Bu soğuk ses ve tavra alışık Aslı göz devirirken kocaman gözlerle ciddiyetini ölçen sevgilisini fark etti.Yüzüne bakarken istemeden gülümsedi.

"Dalga geçiyorum bebeğim."Ardıl tekrar önüne dönerken Aslı uzatmadan konuya girdi.

"Abi eşit ağırlıktan bir çocuk var ya...Kaan."Aslı'nın bakışları tereddütle Oğuz ve Ardıl arasında dolaştı.

Kendisinden pek haz etmeyen Ardıl da Oğuz gibi dikkat kesildi Aslı'ya.

"Eee...?"dedi Oğuz açık bir öfkeyle.

"Bizim Görkem'e bulaşmış.Arka bahçedeler.Kavga çıkacak muhtemelen."Oğuz bir an düşünmeden Ardıl'a orada kalmasını söyleyip fırladı sınıftan.

Kaan'ın Görkem'le sorununu biliyordu çünkü düşman iki arkadaş grubunun üyeleriydi ikisi de.Şimdi,bahanesi varken,arkadaşımı koruyorum ayağına bir güzel benzetebilirdi Kaan'ı.Aslında tek derdi Ardıl'a yılışık davranışlarıydı.

O sırada sınıfta bıraktığı Ardıl bir süre sonra Aslı'yı atlatıp peşine takıldı.Oğuz'un canının yanmasını asla istemiyordu.

Oğuz kavganın henüz kızıştığı ortama girince küçük bir sessizlik oldu.Görkem'i tutup temkinli bir ifadeyle gevşek gevşek sırıtan Kaan'ı süzdü.

"Ne dönüyor burada?"Görkem bastırdığı endişeyle kolunu çekip uzaklaştırmaya yeltendi Oğuz'u.

"Abi boş yapıyor işte,takma."Fakat Kaan bu kadar soğukkanlı olmadı.

"Oo ibnemiz de gelmiş."Oğuz'un damarları gerilse de güldü.

"Ne bu,lise klişesi mi?Gökkuşağı bayrağına mı asayım istiyorsun seni yoksa?"

Kaan sarhoş gibi garip bir gülüşle cıkladı.

"Yok,benim saygım var.Sonuçta Ardıl güzel çocuk,zamanında az faydalanmadım vücudundan."Oğuz sakin olmak için son demlerini kullandı.Ona istediğini vermeyecekti.

"Takıldığın yer olursa sor,zevk noktaları falan.Yardımcı olurum."

Fakat Kaan sabrının sınırını aştı.

Birkaç saniye içinde üzerine atıldı Oğuz.Yüzüne defalarca geçirdi yumruklarını.Kimse de ayırmak için uğraşmadı.Sonuçta güzel dedikodu çıkmıştı.

Fakat erkeklerin çoğuna göre daha küçük olan Ardıl,geldiği ilk an Oğuz'u çekti üzerinden Kaan'ın.

"Ne yapıyorsun sen?"dedi fısıltıyla.Oğuz Ardıl'ı sarıp sarmalamak istedi.Onca çirkin sözden sonra artmıştı onu koruma arzusu.Fakat kana bulaşmış elleriyle dokunmaya utandı.Sadece boş boş suratına baktı.

Ardıl başını sallayıp yerdeki Kaan'ı kaldırdı.İnsanlar anında fısıldaşmaya başlarken birkaç kişi Kaan'ın durumunun ağırlığını fark edip endişeyle süzdü.Genç çocuk hafifçe titriyordu,oysa ki sadece burnundan hafifçe akan kan vardı ortada.

Oğuz gururu ve merhameti arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı o an.Ya gururunu seçer,ardına bakmadan giderdi.Ya da,

Ardıl'ın tek başına kaldırmakta zorlandığı bedenin kolunun altına girip revire taşıdı onunla birlikte.

Merhamet,Ardıl'dan öğrendiği en önemli histi Oğuz'un.Diğerleri gibi olmamalarını sağlayan şey buydu.

Aralarındaki ince hüzünle Kaan'ı bıraktıkları revirden çıktıklarında ikisinin de yüzünde suçluluk duygusu vardı.

"Senin hakkında konuştu,dayanamadım."Ardıl başını salladı.

"Biliyorum."Yere dönük bakışlarını kaldırıp Oğuz'a baktı.

"Bilmediğin şeyler var."Oğuz'un yüzü ilk kez yoğun bir şüpheyle dolarken Ardıl alışık olduğu göğüse yasladı başını.Oğuz yine de soğuk yapamadı ona,kedisi yerini bulurken saçlarını okşadı.

Ardıl tam kaburgalarının üzerine bastırdı dudaklarını,sonra tekrar Oğuz'un yüzüne döndü.

"Sen zaten öğreneceksin ama...Öfkeni attığında konuşalım olur mu?"Oğuz itiraz edemedi çünkü kendisini de beklediğini bilmiyordu.Ardıl bakış açısından ayrılırken göğsünde müthiş bir sızı hissetti.Şüphe ve hayal kırıklığıyla olduğu yerde kala kaldı.

Bu onların ilk ciddi sınavı olacaktı.

Homofobikmişsin | ⚣Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz