Yukarı doğru çıkarken karnına ve göğsüne birkaç öpücük bırakmayı da ihmal etmemiştim.

"Yatağa geç hadi."

"Seni ben soyabilir miyim?" Dedi masum bir ses tonuyla. Gerçi şu haldeyken ne kadar masum olabilirdi orası ayrı konu.

"Soyabilirsin." Dediğimde elleri tişörtümü kavradı ve hızlıca tişörtümü yukarı çekti.

Sonrasında eşofmanımı çıkardı ve tekrar benim hizama geldi.

Dudaklarıma birkaç öpücük bıraktığında onu yavaşça yatağa doğru itip sonrasında sakince üstüne uzandım.

"Başlamadan önce biraz alışalım olaya ne dersin?"

Başını tamam dercesine salladığında sakince onun göğüs uçlarına doğru indim ve dudaklarımı çevresinde gezdirdim.

"Bana ne hissettiğini söyle." Dedim yaptığım şey tekrarlayarak. Yüzünden hiçbir ifade alamıyordum, en azından ne hissettiğini duymalıydım.

"Bilmiyorum, tuhaf bir his... daha fazlasını istememe neden olan."

Bunu dediğinde dudaklarımı son kez göğüs çevresinden dolaştırıp aşağılara inmeye devam ettim.

Karın kaslarına ulaşınca, öncelikle karnında belirgin halde duran yara izlerine sayısız öpücük kondurdum. Sonrasında dilimi göbek deliği çevresinde gezdirdim.

"Bu hissi sevdim." Dediğinde ona bakmıştım. "Hoşuma gitti."

"Daha fazlasını ister misin?" Dediğimde kafa sallamıştı. Yüzüme arsız bir gülümseme yerleştirdim ve baksırını sakince aşağıya doğru çektim. "Utanmıyorsun değil mi?"

"Senden utanmam."

Onayı almamla birlikte kasıklarına da birçok ıslak öpücük bırakmıştım.

Çok uzun tutmayıp tekrar üstüne uzandığımda Alec'in tırnaklarını yatak çarşafına geçirdiğini görmüştüm.

"Zevkli miydi?" Dediğimde kafasını salladı.

"Tuhaf ve güzel bir histi."

"Artık başlayalım olur mu? Ama önce seni hazırlamam lazım, bu sayede canın fazla yanmayacak."

"Hayır sorun değil, daha fazla beklemek istemiyorum."

"Ama Alec..."

"Lütfen Magnus." Deyip dudağıma bir öpücük bıraktı. "Şu an istiyorum."

İtiraz etmek istiyordum ama onun her istediğini yapmayı isteyen tarafım ağır bastı ve bir çırpıda kendi baksırımdan kurtulup onun bacakları arasına girdim.

"Tamam şimdi... yavaşça içine gireceğim ve bunu daha önce yapmadığın için canın yanacak. Ama elimden geldiğince seni rahatlatmaya çalışacağım anlaştık mı? Canın yanarsa anlamayacağım bu yüzden bana söylemen lazım."

Ona iyice yaklaştım ve kendimi içine doğru ittim.

"Kendini kasma sakın." Deyip üstüne eğildim ve dudaklarına öpücükler bırakmaya başladım. Tam anlamıyla onunla bir bütün olduğumuzda anın verdiği hisle inledim ve hareket etmemeye özen göstererek onun kulağına yaklaştım.

"Canın yanıyor mu?" Dedim elimle yüzünü okşarken.

"Biraz ama devam edebilirsin."

"Zevk almaya başlayacaksın birazdan." Deyip yavaşça hareket etmeye başladım. Bunu yapmamla kolları ile bana sıkıca sarıldı.

"Canın mı acıyor?"

"Yalnızca devam et."

Dediğini yapıp devam ettim ve yavaş tempoda üstünde git geller yapmaya başladım.

"Magnus... kendimi iyi hissediyorum."

"Hızlanmamı ister misin?"

"İstiyorum."

Bir öncekinden daha hızlıydı şimdi hareketlerim. Ve arada sırada zevk yüzünden inliyordum.

Keşke onun da sesini duyabilseydim.

"Magnus bu çok güzel." Dedi bir eliyle saçımı kavrarken. "Seni hissediyorum resmen ve bu çok güzel."

Tekrar dudaklarına çıktım ve hareketlerimi biraz yavaşlatıp dudaklarıyla dudaklarımı birleştirdim. Dudaklarına doğru inlerken bir yandan da elimle bacağını okşuyordum.

"Magnus... elini tutmak istiyorum."

Hızlıca elimi bacağından çekip onun elini kavradım ve parmaklarımızı birbirine kenetleyip ellerimizi yatağa bastırdım.

Nefesim hızlanmıştı, alnımdan terler akıyordu ve bedenim yavaş yavaş sona yaklaşıyordu.

"Bitmek üzere."

"Bitmesini istemiyorum." Deyip dudaklarıma bir öpücük bıraktı. "Ahh... bu çok güzel Magnus..."

Onun sesindeki istekle sona daha da yaklaştım ve boştaki elimle saçlarını kavrayıp boynuna gömüldüm.

Son birkaç darbenin ardından kendimi ona bıraktım ve son kez inleyip içinden çıktım.

Resmen nefesimi kontrol edemiyordum şu an, kalbim göğüsümde atıyordu.

Onun yanına uzanıp "Seni de rahatlatalım güzelim." Diyerek elimi sertliğine yerleştirdim. "Utanmıyorsun değil mi?"

"Hayır." Dediğinde diğer elimi onun başının altından geçirip onu kendime doğru çektim.

"Kendimi çok kasılmış hissediyorum." Diyerek kolumu sıkmaya başlamıştı.

"Rahatla ve kendini bana bırak." Dedim elimle gelgitler yaparak.

(YA ÖLÜYORUM BEN UTANÇTAN KAFAMI DUVARA SÜRTMEK İSTİYORUM)

"Ben... ne yapmalıyım?"

"Sakinleş..." dedim kulağına yaklaşarak. Yavaşça kulağını emmeye başladığımda kendini sonunda bana bırakmıştı. "Güzel, böyle işte."

"Şu an utanıyorum." Demesiyle onu göğüsüme doğru çektim ve sıkıca sarıldım.

"Utanmana gerek yok, hoşuna gitti mi sen onu söyle."

"Gitti ama.... ben... niye utandım bilmiyorum."

"Utandıysan bir daha yapmayalım bunu." Dedim muzip bir tonda.

"Hayır yapalım, istiyorum. Bir daha utanmam söz veriyorum."

Başını kaldırıp bana baktığında alnına bir öpücük kondurmuştum.

"Beklediğin gibi geçti mi peki?"

"Beklediğimden çok daha iyiydi."

Sonra yüzünü tekrar göğüsüme yasladı, ben de ona tekrar sıkıca sarıldım.

Onun her şeyini çok seviyordum.

...

Kod: 18 Deney BaşarısızWhere stories live. Discover now