Bana dokunmanı istiyorum

Start from the beginning
                                    

"Geçti Jackie, ben yanındayım."

"Teşekkür ederim Alec, teşekkür ederim."

Görüntü sonlanmıştı.

"Tarih 11 Ocak 2050'ydi."

"Anlamadım?" Dedi Raphael bana bakıp.

"Jackie adında çocuğun kayıtlarını bulabilir misin?" Dediğimde Raphael hızlıca kayıtları araştırmaya başladı. Sonradan küçük bir çocuğun kayıtlarına ulaştı.

"Gerçek adı Jackson Curtner'miş."

"Ve ölmüş." Dedim sessizce. "12 Ocak 2050 tarihinde."

"Hiç tesadüf durmuyor."

"Alec'e ceza vermek için öldürdüler onu." Dedim dişlerim arasından konuşarak. "Bunu tekrar yapmaması için."

"Yapmayı bırakmış gibi durmuyor." Dedi Raphael hızlıca.

"Belki de bıraktı, ama başkalarına yapılanlara karışmayıp kendine yaptıklarına tepki vermeye başladı ve sadece kendisi acı çekti. Ama onlara o kadar çok zarar vermek istiyordu ki, canını yakmalarını umursamadı."

"Dostum sen bu işi çok ciddiye almaya başladın, biraz sakin ol."

"Sana bunlar normal mi geliyor Raphael?"

"Hayır ama... kurcalamak da istemiyorum. Yani bunlar... boyumuzu aşan meseleler Magnus. Bırak da öyle kalsınlar."

"Seni bilmem Raphael ama bence ben bu işe çoktan bulaştım."

...

"Güzelim ben geldim." Diyerek eve girmiştim. Alec masayı kurarken elindeki tabakları yerine bırakıp hızlıca bana yaklaştı ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı.

"Hoşgeldin, ben de sofrayı kuruyordum."

"Ellerimi yıkayıp geliyorum, ayrıca enfes görünüyorlar her zamanki gibi."

Hızlıca ondan uzaklaşıp lavaboda ellerimi yıkadım. Sofraya döndükten sonra birlikte yemeklerimizi yiyip masayı topladık ve bulaşıkları makineye yerleştirdik.

Şu evde hiçbir zaman bulaşıkları zamanında makineye yerleştirmemiş birisiydim ama şimdi Alec'leyken bu iş bile güzel geliyordu.

"Ben yokken neler yaptın, Underhill geldi mi bugün?"

"Evet ama onu eve almadım. Onunla başka şekilde görüşmek istemediğimi ama arkadaş olabileceğimizi söyledim. Benle arkadaş olmak istemediğini, daha yakın olmak istediğini söyleyince ben de öyle bir şey olmayacak diyerek kapıyı kapadım. Şey... doğru yapmışım değil mi?"

"Evet çok doğru yapmışsın." Dedim onun yüzünü elimle okşarken. "Bir daha gelirse aynısını tekrar söyle ama sevgili olduğumuzu söyleme. Çünkü bizi kuzen sanıyor."

"Söylemem ama başkası var aklımda derim. Bu bence daha uygun olur."

"Zeki sevgilim benim." Deyip onun dudaklarına yöneldim ve dudaklarına bir öpücük bıraktım. Ama sonra bunun yeterli olmasına karar verip hafifçe gülümsedim. "Koltuğa uzansana."

Dediğimi ikiletmedi ve hızlıca koltuğa uzandı. Koltuktan kalkıp bacaklarını da koltuğa uzatmasını bekledikten sonra hemen üstüne yerleştim.

"Şu yastığı da başının altına koyalım." Dedim yanda duran yastığı onun başının arkasına koyarak. "Biraz öpüşmeye ne dersin?" Deyip dudakları ile oynadım.

"Hayır diyebilir miyim sanıyorsun?" Demesi ile gülmüştüm.

"Kesinlikle diyemezsin." Diyerek dudaklarına bir öpücük bıraktım. Artık eskisinden daha iyi karşılık. veriyordu bu yüzden bekletmeden dudaklarını araladı ve anında dilimi de işin içine kattım.

O dilini kullanamıyor olsa da ben yeterince iyi yapıyordum işimi. Evet, belki birazcık sürtükvari bir insan olabilirim. Bir yıllık bir ilişkim olmuştu ama onun öncesinde tek gecelik şeyleri birçok kez yaşamıştım.

Ama Alec'le karşılaşacağımı bilsem tüm o geçmişi çöpe atardım.

O geçmişin tek iyi yanı karşımdaki kişiye nasıl zevk vereceğimi iyi biliyor olmam.

Bu yüzden dilimle ağzının içini yeterince keşfedip sonrasında dudaklarından ayrıldım ve ıslak bir yol izleyip kulak memesine ulaştım. Yavaşça kulak memesini dişlerken bir yandan da kulağına doğru kısık kısık inliyordum.

Göremesem bile bunun onu delirttiğine adım gibi eminim.

"Hoşuna gidiyor mu Alec?" Dedim kulak memesini hafifçe yalayıp dudağımı kulak çevresinde dolaştırırken. Nefesinin hızlandığını hissediyordum ve kalp atışı da hızlanmıştı.

"Çok hoşuma gidiyor." Dedi bir elini saçıma götürerek. Saçlarımla oynamaya başladığında istediğimi almıştım. Artık bedenen de karşılık veriyordu.

Ondan biraz uzaklaşıp iki kolumun dirseği üstünde yükseldim.

"Bana dokunmanı istiyorum Alec. Eğer sen de istiyorsan bana dokunur musun?"

Başını olumlu anlamda sallayıp ellerini enseme çıkardı ve yavaşça ensemde dolaştı elleri.

"Gömleğime in ve düğmeleri çöz." Dediğimde elleri gömleğime indi ve yavaşça ilk düğmeyi açtı.

"İkinciyi de aç, sonra üçüncüyü ve sonra sonuna kadar hepsini aç."

Gözlerini gözlerimden çekip düğmelerime yönlendirdi ve yavaş yavaş düğmeleri açtı. Son düğmeyi de açmasıyla gömlek serbest kalmıştı.

Dizlerim üstünde yükselip hızlıca gömleği üstümden çıkarıp attım ve tekrar Alec'in üstüne uzandım.

"Sevdin mi?" Dedim gözlerinin üstümde dolandığını fark ederek. Kafasını olumlu anlamda birkaç kez sallayıp tekrar gözlerime baktı.

"Sana dokunmaya devam edebilir miyim?" Dediğinde yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.

"Devam edebilirsin." Dediğimde eliyle kaslarıma dokunmaya başladı. Parmakları yavaş yavaş bedenimde dolaşırken inlememek için büyük bir çaba sarf ediyordum.

Ama bu çabam, Alec'in koltukta biraz yükselip göğüs ucuma küçük bir öpücük bırakması ile son buldu.

Öyle derinden inlemiştim ki bir süre odada yankılandığına yemin edebilirim.

"Üzgünüm, yanlış mı yaptım?" Dedi Alec geri koltuğa uzanırken. Lanet olsun şu an onu o kadar çok istiyorum ki...

"Aksine çok doğru yaptın." Dedim onun üstüne kendimi tamamen bırakarak. "Ama ilerisi için henüz hazır değilsin, ne demiştik. Yavaş yavaş adımlayacağız."

Yüzünü okşayıp boynuna başımı dayadım. Bunu yapmamla kollarını belime sarması bir olmuştu.

"Olsun, ben senin kucağımda yatmanı daha çok sevdim. Sana sarılmayı her şeyden çok seviyorum çünkü."

Bunu demesi ile boynuna bir öpücük bırakıp mümkünmüş gibi boynuna daha çok gömüldüm.

"Sen tanıdığım en harika şeysin." Dedim gözlerimi kapatarak.

"Sen de sahip olduğum en mükemmel şeysin Magnus."

...

Son kısımlar beni bitirdi arkadaşlar...

Kod: 18 Deney BaşarısızWhere stories live. Discover now