51. Bölüm: Potansiyel-1

Start from the beginning
                                    

Çağan koşarak sarayda William'ı aramaya giderken Alper kendine söylenenleri büyük bir hızla yapmaya başlamış ardından Adelina'nın yanına çökmüştü. Yaşlı kadın büyük bir ciddiyetle önünde duran kaseye çeşitli şeyler dolduruyordu. Kaseyi yerde sürüyerek genç kahinin önüne itti ve gözlerini gözlerine dikti.

"Alper, bunları birbirine iyice karıştır. William gelince kızın yatağını da çıkaracaksınız. Zor olduğunu biliyorum ama dayanmak zorundasın." Alper kendine söyleneni dinginlikle yaparken odaya rüzgarlarını da katarak William ve Çağan girdiler.

"Anne? Geldiğini haber almadım."

William'ın saçları ilk defa serseri bir şekilde dağınıktı. Üzerinde ise takım elbise yerine basit siyah bir eşofman takımı vardı. Abirana'yı yine ve yine koruyamamak onu yıpratmıştı. Kendini suçlamaktan bıkmıştı ama yapacak başka bir şey bulamıyordu. Elinden bir şey gelmemesi onu deli ediyordu.

"Çünkü haber vermedim. Kızın yatağı ve dolap da dışarı çıkmalı, burada hareketli şeyler olacak."

Çağan ve William cevap vermeden dolapları dışarı taşımaya başlamışlardı. Sarayın kuytu bir yerinde olan bu geniş odada onları rahatsız edecek bir şey olmamalıydı. Sıra son olarak yatağa geldiğinde Çağan örtüyü kızın üzerinden çekerken William onu nazikçe kucağına aldı, zaman kaybetmeden yatak da dışarı çıkarılmıştı.

"Onu yere yatır."

William annesinin söylediğini yaparak eşyalar da çıkarılınca iyice genişleyen odanın ortasına yatırdı Abriana'yı. Kızın yüzü son günlerde iyice solmuş, saçları koyulaşmıştı. Solan yüzünün aksine gittikçe kırmızılaşan dudakları onu ölüm uykusuna yatmış birine benzetmişti. Uyuyan güzel.

"Hazır ol Çağan geçenki gibi ona suyun rahatlatıcı enerjisini iletmen gerekecek. Sen de kardeşine ulaşmaya çalış Alper."

Odaya şimşek gibi çakan sessizlik herkesi yaptığı işten alı koyarak Adelina'ya bakmaya zorlamıştı. Çağan ve William oldukları yerde donarak Alper'e bakmaya başladılar, Alper ise mavi gözlerinden taşan öfke ile yaşlı Adelina'ya bakıyordu. Odayı saran gerilimden etkilenmeyen tek kişi yerde yatan zihin ustasıydı. O kendi derdinden bihaber, olmaması gereken dünyalardaydı.

"Adelina! Bunu neden gizlediğimi biliyordun! Benim için önemini de!"

Ellerini boynunun arka tarafına götürüp sıkmaya başladı Alper, sık ve yüzeysel nefesler alıyordu. Sırtındaki pelerini çıkarıp öfkeyle bir kenara fırlattı. Diğerlerine hala bakmamıştı, yaşlı bir kadına kızamıyordu ama öfkesini yönlendirebileceği biri lazımdı.

Adelina kırdığı pottan ötürü üzgün görünüyordu. Güçlükle ayağa kalkıp hüzünlü gözlerle Alper'e baktı. Onu bir süredir tanıyor ve gizlenmesine yardım bile diyordu ama ağzından çıkıvermişti bir anda. İyice yaşlandım diye düşündü.

"Onlara güvenebilirsin evlat, ben yaşlı bir kadınım, o benim oğlum ve Çağan da..."

"Çağan, Çağan, Çağan..." Hızla etrafında dönüp parmağıyla Çağan'ı gösteren Alper'in yüzünde öfkeli bir ifade vardı. Boynundaki damarlar kabarmıştı.

Su ustası ise hala ne tepki vereceğini bilemiyor bir kahine bir zihin ustasına bakıyordu. Yüz yapıları benziyordu, göz ve burun yapıları da... Benzerlik gerçekten açıktı ama sevdiğinin bir kardeşi olması fikri...

"Sana sırf Abriana güvendiği için güveniyorum. Bir yanlışını dahi görecek olsam işin biter su ustası! Ve bunu başka kimse bilmeyecek."

Çağan dudaklarını aralıyor ama tek kelime edemiyordu.

"Ben, benim yanlışım olmaz." Konuştuğu şeylere bakıp keşke ağzımı açmasaydım diye düşünürken yutkundu. "Onun bir kardeşi olduğunu bilmiyordum." Hala konuşuyor olmasına şaşırdı. Her zaman asla boş konuşmayan birisi olarak tanıtılmışken şu an sevdiğinin kardeşinin yanında saçmalamaktan öte gidemiyordu.

Zihin Oyunları: SınırWhere stories live. Discover now