2. Bölüm

291 31 26
                                    

❀ ❀ ❀

Sabah ezanının sesiyle gözlerimi açtım, uykulu gözlerle etrafıma bakınırken odanın verdiği yabancılık hissi beni biraz endişelendirdi. Buraya alışmam zaman alacak sanırım diye düşündüm... Pencereyi açıp ezanı dinlemeye başladım sanırım müezzin genç biri sesi çok güzelmiş diye içimden geçirdim... Ezan bittikten sonra abdest alıp sabah namazını kıldım. İçimdeki endişeler bir bir kayboldu, namazdan sonra ellerimi semaya açıp şöyle dua ettim:

"Beni benden daha iyi bilen Rabbim, hayırlı işler yapmak için çıktığım bu yolda, bu bilinmez kasabada bana güç-kuvvet ver, karşılacağım zorlukları aşarken ellerimi bırakma...

Rabbim, bilirim ki sen güzel işler yapan kullarının daima yanında olursun, gönülleriyle sana yönelen yüreklerin dualarını asla geri çevirmezsin. Bana insanların ilminden bolca faydalanacağı, onlardan daima hayır duası alabilecek bir öğretmen olmayı nasip eyle... Amin."

Dedem küçükken bana dua ile ilgili birçok hikaye anlatırdı. En çokta duanın devamlı olması hakkında öğütler verirdi. Teslimiyet nedir, nasıl Allah'a teslim olunur, yürekler duayla nasıl huzur bulur...

Ben bunların hepsinin onun sayesinde öğrendim. Hayatımızdaki bazı insanlar Allah'ın bize nimetidir, benim dedem de Rabbimin bana lütfettiği bir nimetti.

Duamı bitirdikten sonra üzerime bir şal alıp konuk evinin balkonuna çıktım. Karşı tarafta muhtar amcanın evi gözüküyordu, üst katta bir ışığın yandığını fark ettim her odanın penceresinde saksılar gözükürken sadece o odanın penceresinin boş olması dikkatimi çekti. Hafif serin havada oturup güneşin doğuşunu seyrettim...

Bir süre sonra içeri girip yolculukta bir türlü okuyamadığım kitabımı okumaya başladım, saatin ne ara 8 buçuğa geldiğini anlamadım kapının sesiyle irkilip kitabı sehpanın üzerine bıraktım. Pencereden gelen kişiye baktım. Rabia elinde kahvaltı tepsisi ile kapıda bekliyordu, gülümseyerek onu içeriye aldım... Beraber kahvaltı yapmak için erkenden bana kahvaltı hazırlamış bu davranışı istemsizce gülümsememe neden oldu. Sohbet etmeye başladık 2 abisinin birde ikizinin olduğunu, büyük abisinin evli olduğunu iki tane de yeğeninin olduğunu anlattı, ikiziyle ne kadar zıt olduklarından söz etti tam diğer abisinden söz edeceği sırada kapı tekrar çalmaya başladı.

Bu sefer gelen Halime teyzeydi. Onu kahvaltıya davet ettim. Gülümseyerek "Sana afiyet olsun güzel kızım Cemil Bey ile oğlana kahvaltı hazırladım Rabia'yı bir yere göndermem gerektiği için buraya uğradım, şimdi eve dönüp bizimkiler ile kahvaltı yapacağım" diyerek beni nazikçe reddetti. Rabia'dan amcasının evine uğrayıp birkaç bir şey getirmesini istedi, sonra beraber evden ayrıldılar.

Onlar gittikten sonra kahvaltımı tamamlayıp dünkü yıkadığım bulaşıkların yanına bu bulaşıkları da yıkayıp koydum. Bugün kasabayı gezmek istiyordum, görev yapacağım okulu, kalacağım lojmanı merak ettiğim için Cemil Amcayı aramaya karar verdim.

Cemil Amca yarım saat içinde müsait olacağını söyledi. Nihayet caminin orada buluşup yürümeye başladık. Sohbeti o kadar güzeldi ki ne ara okulun olduğu sokağa vardık anlamadım. Okulu görünce ufak çaplı bir şok geçirdim... Ben eski bir okul görmeyi beklerken, açık mavi boyası güzel pencereleri, geniş yemyeşil bahçesi ile yepyeni bir okul duruyordu karşımda. Cemil amca şaşkınlığımı fark etmiş olacak ki... "Kızım bizim kasabanın okulu çok eski olduğu için geçen yıl yıkılıp yerine bu okul yapıldı, ilk öğretmeni sen olacaksın okulun, birkaç güne temizliği bittikten sonra içini de gezeriz" dedi.

"Şimdi de kalacağım yeri görmek istiyorum Cemil Amca eğer sana zahmet olmazsa oraya da gidebilir miyiz?" dedim. Gülümseyerek kafa salladı ve yürümeye başladık. Okulun biraz ilerisinde camii ile sağlık ocağının arasında iki katlı küçük bir ev göründü, tahminlerim doğrultusunda yeni yapılan lojman burası diye düşündüm. Yaklaşıp kapısına kadar gelince yanılmadığımı anladım.

KIRLANGIÇ KASABASIWhere stories live. Discover now