28.Bölüm

5.1K 335 24
                                    

Berkanın göğsüme sokulmuş bedeni içimi ısıtıyor, kalbimin ritmini düzensizleştiriyordu. Bu çocuk hiçbir şey yapmadan sadece varlığıyla bile beni çok fazla etkiliyordu. Mutluluğumun anahtarını elleri arasında tutuyordu resmen. Tek bir gülümsemesiyle bile beni ne olursa olsun mutlu hissettirmeyi başarıyordu.

Berkan benim her şeyimdi diyemezdim ama Berkan benim yaşamamı kolaylaştıran, hayatı sevmeme büyük bir etkendi. Onunla her şey çok kolay geliyordu bana. Yanımda olacağı sürece her şeyi atlatacak güce sahip olduğumu çok iyi biliyordum.

"Kalbin çok hızlı atıyor."

Göğsüme bastırdığı başını kaldırmadan çatallaşan sesinin odada yankılanması yüzümde büyük bir gülümsemenin belirmesine neden olmuştu.

"Yanımda sen olduğun zaman her zaman böyle atıyor."

Göğsümdeki başının yerini çenesi aldı ve uykudan yeni kalktığı için hala uyuşuk olan gözleriyle yüzüme baktı.

"Bunun hep böyle olmasını istiyorum. Kalbinin böyle hızlı atmasını seviyorum."

Belinde duran elimi saçlarını çıkartıp hızla onları dağıttığımda suratını buruşturarak kendini benden kurtarmaya çalışıyor ve aynı zamanda kızdığını belli etmek istercesine sesini ciddi tutmaya çalışarak konuşuyordu.

"Poyraz, bunu sevmediğimi biliyorsun ve inatla yapmaya devam ediyorsun. Saçlarımı rahat bıraksana."

Kollarımı bedenini doladım ve çırpınışlarını umursamadan başına birkaç öpücük bırakarak sakinleşmesini beklediğim sırada dudaklarımdan birkaç kelime döküldü.

"Sevmediğini biliyorum ama öyle yapınca kokun sanki her yere dağılıyor."

"Gerizekalı istediğin zaman zaten kokluyorsun. Burnun saçlarımın arasından çıkmıyorki."

Çırpınışlarına tamamen son verip vücudunu üstüme bıraktıktan sonra huysuz bir şekilde konuşması beni güldürmüştü.

"Yoksa bundan hoşlanmıyor musun?"

Burnunu boynumu sürttüğünde kıkırdadım.

"Sorumdan kaçma. Cevap ver."

Boyun girintimden büyük bir nefes aldıktan sonra fısıldadı.

"Hoşlanıyorum. Kokumu sevdiğini bilmek mutlu hissettiriyor."

Yüzünü gömdüğü boynumdan çıkardığında beni öpeceğini bildiğim için kendimden bile habersiz bir gülümse yerleşmişti dudaklarıma. Dudakları aynı benim gibi yukarı doğru kıvrıldı ve gülümsemesini bozmadan dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

"Bir rahat yok be."

Telefonumun zil sesine olan nefretini kusarken kendini üzerimde yana atarak söylenmeye devam etti.

Komidinin üzerindeki telefonu alarak bana resmen fırlattığında bu haline gülmeden edememiştim.

Ekranda "Anne" yazısını gördüğümde cevap verip vermemek arasında kalmıştım. Şu an Berkan'ı bırakıp hiçbir yere gitmek gelmiyordu içimden.

"Neden açmıyorsun?"

Sorusuna cevap olarak omuzumu oynattığında telefonu elimden aldı ve meşgule atarak yeniden dudaklarımızı birleştirdi ama yeniden zil sesi odaya doldu. Berkandan ayrılmak için bulunduğum girişim onun ellerini ensemden bastırmasıyla son bulmuştu. Dudaklarımızı ayımadan ağzımın içinde doğru konuşması her şeyi siktir etmeme neden oluyordu.

"Hafta sonunu burada geçirelim, boş ver evi. Annemlerde yokken birlikte vakit geçirelim."

Aceleyle sırtını yatağa yaslayarak üzerinde yerimi aldım ve ellerimi tişörtünün içine sokarak alev alev yanan belinde dolaştırmaya başladım. Bu hareketim hoşuna gitmiş olacak ki, kalçasını kaldırarak kendini bana bastırdı. İlk kez bu kadar çok yaklaştığımız için heyecandan titreyen vücudumu görmezden gelmeye çalışıyordum ama sadece çalışıyordum.

"Siktir."

Odada yeniden telefonun sesi yükseldiğinde Berkan dudaklarımızı ayırdı ve sinirle uzanarak komidinin üzerindeki telefonu bana uzattı.

"Galiba önemli."

Telefonun ekranına bakmadan huysuzlanan çocuğun dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

"Özür dilerim."

Önemli değil der gibi omuzunu oynattığı sırada ben telefonu cevapladım.

"Efendim anne."

Telefonun diğer tarafından annemin bıkkın sesi doldu kulağıma.

"Rüzgar yine çıldırdı ve benim işe gitmem gerekiyor. Neredeysen çabuk eve gel."

Rüzgar'ın adını duymamla hemen yataktan kalkmış, anneme bir şey söylemeden telefonu kapatmıştım bile. Berkan'ın bana verdiği eşofman altını hızla çıkarıp kendi pantolonumu giyindiğim sırada yatakta hala hiçbir şeyi anlamayarak bana bakan Berkan'a açıklama yapmaya çalıştım.

"Rüzgar yine kötüleşmiş. Benim hemen eve gitmem gerek. Çok özür dilerim."

"Saçmalama, ne özrü. Ben de geliyorum."

Yataktan kalakarak benimle birlikte aceleyle üstünü değiştirdiğinde ona bir kez daha hayran olmama engel olamamıştım.

Sorunlu | Texting | BxBNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ