Zeynoo Bölüm9

82 12 20
                                    

    Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir tavanla karşılaştım. Ama benim tavanım beyaz değildi ki, maviydi. Tanıdık bir koku geldi burnuma evet hastanedeydim. Başımı sağa çevirdiğimde koltukta uyuklayan bir adet Rüzgar beklemiyordum tabiki.  Dudaklarımı aralamaya çalıştım ama nafile sanki bantlamışlar anasını satayım! Biraz uğraştıktan sonra - 5 dakika sürdü en az- dudaklarımı araladım
"Rüzgar"
Rüzgar sıçrayarak uyandı ve kafasını iki yana salladı. İnleyerek boynunu tuttu ve başını sola doğru büktü bana baktı ama sonra boynunu düzeltti sonra beni ilk defa görüyormuş gibi bir hışımla bana döndü. Kalkıp yanıma oturdu, telaşla

"Ecem nasılsın?? Bir yerin acıyor mu?"
Gülümsedim

" Su... Sadece su istiyorum."

Hızla dışarı çıktı bir dakika falan beklemiştim ki. Odaya birisi daldı. Hay ama bu çocuk ben Zeynep'le birlikte bara gittiğimde gördüğüm çocuktu

"Merhaba Ecem!"

"Sana da merhaba da niye buradasın??" Diye sordum merakla

" Hastanede olduğunu duydum ve seni ziyarete geldim"

Ağzımı açmış ona cevap vereceksen Rüzgar odaya girdi ve

"Su... Suyunu getirdim Ecem"

O anda gözleri Can'a takıldı ve suyu bana fırlatarak soluğu Can'ın yanında aldı. Onu yakasından kavrayarak ne işin var lan senin burada?!?!?"

Zeynep'ten
    Sabah alarmımın lanet sesiyle uyanmadım çünkü ben alarmsız uyanabilen bir kızdım. Üzerimi giyinip kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim. Krep'i yaparken  telefonum çaldı ve ben kim olduğuna bakmadan açtım.
+ Efendim?
-Efendim mi? Sana kabalık daha çok yakışıyor güzelim.
Arayan Kerimdi.
+Numaramı nerden buldun lan! İt herif!!
-  Hah işte böyle.
+ Niye aradın lan sen beni?
- İyi hatırlattın, sana anlatmam gereken önemli bir şey var Zeynep!
+ Ne istiyorsun Allah'ın cezası piç herif
- Bir şey istemiyorum güzelim, şimdilik. Anlatacaklarım Ecem'le alakalı. Sana atacağım konuma geleceksin!

Deyip telefonu suratıma kapattı.  Kerim benim eski sevgilim di bana sahip olmak istediğini söylediğinde ondan ayrılmıştım, ciddi anlamda Benin'le birlikte olmak istiyordu. Kapattığı anda bir konum gönderdi. Oraya gitmek istemiyordum ama Ecem hakkında konuşacağını söylemişti değil mi işte şimdi gitmem gerekiyordu.

Ama bir şeylerin yolunda gitmediğini Ecem'e bir şekilde göstermek zorundayım. Aklıma gelen dahiyane fikirle hemen odama girdim ve  yapışkanlı not kağıtlarımdan birinin üzerine yazmaya başladım.

    Ben bugün okula gelebilceğimi
düşünmüyorum tatlım. Okula git ve bol
bol not al. Konuları sen okuldan gelince dinleyeceğim. ;-) Zeynoo

Yazdım  ve kapıma yapıştırdım Ecem'in bu nottan anlaması gerekirdi çünkü onun bana Zeynoo diye seslenmesinden pek haz etmiyordum doğrusu

Odama girerek uygun bir kıyafet giyinmek için dolabıma bakındım siyah deri taytımla  siyah deri ceketimi buldum fakat ben bu ceketin içine ne giyecektim. Genelde elbise ve etek kombini yaptığım için bunları bulduğuma şükretmiştim zaten...

    Buldum! Ecem'in beyaz bir sporcu atleti olacaktı hani şu yarım olanlardan. Kapısını sessizce açtım ve içeri girdim. Allahtan uyanmamıştı da... Dolabının kapağını açıp nerede acaba diye bakınmaya başladım. Tam vazgeçecektim ki  beyaz askılı sporcu atleti buldum.

Bulur bulmaz sessizce odadan ayrılarak kendi odama geçtim ve atleti
de giydikten sonra dolabımın arkasındaki gizli bölmeyi açıp içindeki silahlara ve bıçaklara bakmaya başladım en sonunda sütyen banka küçük ama keskin bir bıçak koydum küçük olduğu için anlaşılamayacaktı bu iyi bir avantaj olabilirdi. Daha sonra çantamı alıp yanıma silah getirdiğimi anlamasın diye içini makyaj malzemeleriyle doldurup evden çıktım. Bana attığı konuma gitmem yaklaşık yarım saatimi almıştı. Depo gibi eski bir yerin önündeydim şuan. İçeri girdiğimde Kerim telefonda konuşuyordu ve bana oturmam için işaret vermişti.

"Evet yanımda"
Dedi göz ucuyla bana bakarken daha sonra benden biraz uzaklaşıp devam etti konuşmasına. Sonunda telefonu kapayıp yanıma geldi. Sağ elinin baş parmağıyla yüzüme dokunacaktı ki

" Sakın o lanet -@ 001amine- olası ellerinle bana dokunma!!"  Dedim adeta Tıslarcasına. İçimdeki Amerikalı ortaya çıkmıştı... Başka zaman buna gülerdim ama gülmek hiç de içimden gelmiyordu. Niye mi? Çünkü karşımdaki piç yüzünden sinirden kuduruyordum.

Sırıtarak konuşmaya başladı

" Seni buraya gerçekten Ecem için çağırdığımı sandın değil mi??"

"Seni pislik!" Diye bağırarak atıldım çünkü onu dövebilirdim box biliyordum ben bikere...

Ama ben atıldığım anda kollarımda eller hissetmiştim.

Ama bu sorun değildi.

" Oha o Arda değil mi??" Dedim inandırıcı olduğunu düşündüğüm ses tonumla Kerim hemen arkasını dönmüş Arda arıyordu beni tutan adamlar da ellerini gevşetmişlerdi. Bu durumdan faydalansam iyi olacaktı sanırım

Adamlar ellerimi bol bir şekilde tutarken zıpladım ve bacaklarımı iki yana açarak adamların bacaklarına birer tekme savurdum. Tam kapıdan çıkacakken karşımda silahlı bir adet Can beklemiyordum tabii

Benim Karanlığım #watty2018Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora