Söyledikleri içimi dağlarken bir süre bekledim. Üzülmüştüm çünkü en yakın arkadaşımı tanımamak bana oldukça koymuştu. "Demek ki çok da yakın arkadaşın değilmiş." İç sesimden de tekme yediğime göre artık rahat ölebilirim. Gerçekten utanmış ve üzülmüştüm çünkü emindim ki Aslı benim hakkımda her şeyi biliyordu. "Bir sorun mu var?" Melisa tebessüm edip elini omzuma koyduğunda kafamı olumsuz anlamda salladım. Peki inanmamıştı ama yine de gülümsemekle yetinmişti. 

Daha sonra ise zil çaldı. Melisa yanımdan kalkıp giderken bakışlarımı Aslı'ya çevirdim. Zilin çalması onu rahatlatmış olacak ki hızla kalkarak yanıma geldi. "Sanırım o bakışmanın altında ölecektim." Eliyle yüzüne yelpaze yaptığında gülemedim. Gerçekten gülemedim çünkü ona baktığımda kendime kızıyordum. Aslı'yla ilgili hiçbir şey bilmememin tek sebebi benim bencilliğimdi. Hep ben anlatırdım Aslı'ya. Sadece o arada konuşurdu ki o konuşurken ben sormuş olmazdım. Araya sıkıştırmaya çalışırdı. O ise bana hep sorardı. Hayatımla ilgili her şeyi sorar benimle sohbet etmekten mutlu olurdu. Dertlerimi paylaşmakta gerçekten mutlu olurdu. Ben ise ona hiç sormamıştım. "Sorun mu var?" Bana içten bir gülümseme sunduğunda kafamı olumsuz anlamda salladım. 

"Lavinya bir şey sorabilir miyim?" Bunu daha çok kendisine sormuş gibiydi. Kendi kendine çelişiyordu sanki. Ya da bilmiyorum bana öyle gelmişti. Kafamı onaylayarak salladım. Konuşacak gücü kendimde hissetmiyordum çünkü. Kendime kızgındım, çok kızgındım. "Dün akşam Asya için mi öğrendin benden Sarp'la olan hikayemi." Ne? Bu da neydi şimdi? O kadar sakin sormuştu ki sanki normal bir şeydi onun için. "Gelmek isteyen ve anlatacağını söyleyen sendin Aslı."

Söylediğim şey tebessüm eden yüzünün düşmesini sağlarken kendime bir küfür savurdum. Cidden bu cevabı vermiş miydim? "Haklısın aslında. Sen ne zaman benimle ilgili bir şey öğrenmek istedin ki. Kusura bakma, sormam hataydı." Hızla yanımdan kalktığında gözlerinin dolduğunu görmemek saçma olurdu. "Aslı dur, özür dilerim ya." Dinlemedi. Öylece çıktı gitti sınıftan. Gerçekten her şeyi batırmıştım. Kötü bir niyetle sormadığı açık ve netti. Neden ters bir cevap vermiştim ki? Resmen fevri davranmış düşünmeden hareket etmiştim. Her zaman yaptığım şey yani.

"Tartışmış gibi görünüyorsunuz." Asya birden yanımda belirdiğinde ona çevirdim bakışlarımı. Gerçekten ona kırgındım. Bugünkü bana 'Aslı'yla görüşme' demesi canımı o kadar sıkmıştı ki. Bencillik etmiş ve beni kırmıştı. "Tartıştık." Kırgın olduğumu anlaması gerekiyordu. İnsanlara sana kırgınım diyebilen bir insan değilim ben. Hissettirmeye çalışırım sadece. Bu da yapımdan kaynaklanıyor sanırım. Ya da... Bu zamana kadar çok bir insanla iletişim kurmamamla ilgili de olabilir. 

"Kulak misafiri oldum da. Sana bir şey diyeyim mi çiçek bozuntusu tamamiyle duygu sömürüsü kasıyor. Amacının aramızı bozmak olduğu açık ve net değil mi?" Ben kırgın olduğumu anlasın diyordum o hala Aslı diyordu. Gerçekten ben mi fazla düşünüyordum her şeyi yoksa insanlar mı umursamazdı? "Aslı'dan bahsettiğimize emin miyiz? Haksız olan bendim. O kadar sert çıkışmamam gerekiyordu." 

"Senden başından beri her şeyi gizleyen bir kızı mı savunuyorsun?" Asya yapma kafamı karıştırıyorsun. "Asya bu konu güzel bir yere gitmiyor, başka bir şeyden bahsetsek olur mu?" Başıma giren ağrı beynimdeki damarları zorluyordu. Damarın attığını ciddi anlamda hissediyordum. Bir ağrı kesici içsem iyi olacaktı. "Hayır tam da bu konuyu konuşacağız. Bir şeyleri gör artık."

"Ben her şeyi görebiliyorum Asya." Sinirlenmemem gerekiyordu ama bu elimde değildi. Aramızda bir kırgınlık vardı ama hala o Aslı'nın davasını güdüyordu. "Göremiyorsun. Söylesene bana Aslı o kadar iyi bir insan olsaydı neden ilk gün Atakan'ı ve diğerlerini tanımıyormuş gibi davrandı. Onların içinden biri olduğu halde?" Sorduğu soru yüzüme tokat gibi çarparken sadece baktım. Bu soru benimde kafamda dolaşıp duruyordu ama çok takmamaya çalışıyordum. Böyle bir gerçek vardı ortada. Görmezden gelmeye çalıştıkça da üzerime geliyordu. Şaka gibi.

ŞAHWhere stories live. Discover now