Kül 5/ Davetsiz Misafirler

39 8 4
                                    

Bölüm şarkısı: Delacey - Dream It Possible

Sarışının bana göz kırpmasıyla daha da saklandım Sihirbaz'ın arkasına.

"Sihirbaz! Tanıştırmayacak mısın beni arkandaki güzellikle?" diyerek sırıttı.

Sihirbaz ise bana döndü. Gözleri yine sarı halini almıştı. Gülümseyerek konuştu. "Korkma, küçük. Onlar benim arkadaşlarım. Davetsiz misafirler diyelim." Daha sonra kulağıma doğru eğildi. "Dün sana anlattığım hikayeyi hatırlıyor musun? Ordaki meleğimin yanında 3 kardeşim daha vardı. İşte onlar şu an burdaki adamlar."

Sihirbaz'ın söylediği şey ile Sihirbaz'ın arkasından çıkarak adamları inceledim.

Sarışın, siyah gözlü olan çapkın birine benziyordu. Fakat samimi bir yapısı vardı.

Arkasındaki siyah saçlı turuncu gözlü olan ise
sadece konuşmanın bi an önce bitmesini ister gibi bir hali vardı. Umursamaz bir yapısı vardı sanırım. Fakat gözlerini çok sevmiştim. Turuncu renge her zaman zaafım olduğunu belirtirdim.

Siyah saçlı çocuğun yanında ise bir tane daha sarışın çocuk vardı. Onun da gözleri turuncuydu. Hiç konuşmamıştı. Masum gülümsemesi ile sadece bana bakmıştı.
Gözüme çok masum gelmişti bu çocuk.

"İncelemen bittiyse artık bana aşkını itiraf edebilirsin. Çünkü bir kızın bana baktıktan sonra aşık olmama gibi bir seçeneği yok." diyerek şirince sırıttı önde olan sarışın. Daha sonra kendini gösterdi. "Bakar mısın lütfen şu yakışıklılığa?"

Ben de gülümsedim. Sihirbaz gülümseyerek çapkın  sarışının yanına gitti. "Hoş geldin Anka." dedi sıkıca sarıldıklarında. Adının Anka olduğunu öğrendiğim çocuk Sihirbaz'a sarıldıktan sonra benim yanıma geldi.
Elimi uzattığımda bileğimi çekip sarıldı.
"Böyle samimiyetsiz tanışmalara gerek yok. Ben Anka. Masal kuşu, daha doğrusu siz kızlar 'hayallerimin kuşu' da diyebilirsiniz." diyerek göz kırptı.

"Ben de Andaç. Sadece Andaç." diyerek ben de sırıttım. İfademi gördükten sonra Sihirbaz'a döndü. "Sihirbaz, eğer Andaç senin değilse ben kesinlikle kapıyorum bu kızı. Hem güzel, hem de bana ayak uydurabiliyor."

Sihirbaz yanımıza geldi. "Bırak zevzekliği Anka. Hadi içeri geçelim."

Hep birlikte içeri geçtiğimizde esmer olan çocuk elini uzattı. "Ben Leo." dedi kısaca.
Yanındaki sarışın çocuk karnına dirseğini geçirdi. Ufak bir inilti döküldü esmer olanından. "Ne var?" diyerek ona baktı.
"Biraz kibar ol bebeğim." diyerek kaşını oynattı.
Daha sonra Leo denen esmer çocuk bir şey demeden omuz silkiğinde diğeri yanıma geldi.

İlk önce hiçbir şey demeden etrafımda döndü.
Daha sonra arkama geçip ellerini belime yerleştirip bedenimi kendisine çekti. Boyun girintimi kokladığında sertçe geri çekildim.

"Ne yaptığını zannediyorsun?!" diyerek bağırdım.

"Bir şey yapmıyorum. Ufak bir test sadece." diyerek iki elini havaya kaldırdı teslim olurmuşçasına. Daha sonra elini uzattı. "Ben Tilki." eline bakıp başımı olumsuzca salladım.

"Daha fazla şamata yok. Hadi geçin bakalım." diyerek kanepeye ilerledi Sihirbaz.

Leo ve Tilki denen çocuk kanepeye oturdu yan yana. Sihirbaz da onların yanına oturdu. 3 kişilik olan kanepe çoktan dolmuştu.

"Gel Andaç'ım, biz de minderlere otururuz." diyerek elimden tutarak minderlere ilerdi.
Ben de onunla birlikte ilerledim.

Şu an tanıştığım bu üçlü arasında sadece Anka'ya ısınmıştım.

KÜLWhere stories live. Discover now