Kül 3/ Sürpriz Gala Çiçeği

23 9 4
                                    

BTS- The Truth Untold

Ufak yer yatağımdan kalkmıştım. Sihirbaz'ın bu küçük kulübesinde 1 tane bile yatak olmadığı için, beni buraya postalamıştı. Doğruyu söylemek gerekirse pek de postalamak sayılmazdı. Yatak yoktu ki evde.

Kendisi kanepeyi açmış, uyuyordu.
Ayağa kalkıp yatağı topladım. Köşedeki dolabın içine tıktıktan sonra banyoya doğru ilerledim.
Saklı Kulübe'de ki 3. günümdü. Fakat kendimi çabucak alıştırmıştım buraya. Yabancılık çekmiyordum.

Banyoda ki rutin işlerimi hallettikten sonra duvardaki küçük aynaya baktım.
Çillerim sabah daha da belirginleşiyordu.
Kahkülümü elimle düzelttikten sonra banyodan çıktım.

Sihirbaz uyanmıştı. Fakat hala yatıyordu.
Tavanı izliyordu. Geldiğimi belirten bir mırıltı çıkardığımda, kafası sabit bir şekilde kaldı.
Yüzüme bakmadan "Günaydın, küçük." dedi.

"Günaydın." Dedim ben de. Yanına ilerlemeden önce mutfak tezgahına ilerledim. Hazır pet şişelerden birini aldım ve Sihirbaz'ın yanına ilerledim.

"Bugün ne yapacağız?" Diyerek yerdeki minderlerin birine oturdum.

"İlk önce güzelce yemeğimizi yiyelim. Bugün çok yürüyeceğiz." Dedi kanepeden kalkarak.

Çekik gözleri yeni uyanmışlığın verdiği sersemlikle birkaç saniye etrafa bakındı. Gözlerinin çevresi kızarmıştı. Sarı irisleri koyulaşmıştı.

"Sihirbaz, gözlerin sarı. Nasıl?" Dedim hala gözlerine odaklanırken.

"Doğuştan." Diyerek omuz silki.

Doğuştan? Cidden mi?

*

Hazır paketlerden bir şeyler atıştırmıştık. Ben üzerime Sihirbaz'ın bana verdiği koyu gri, bol kapşonu geçirdiğimde Saklı Kulübe'den çıktık.

Sihirbaz bu sefer hızlı gitmeden yanımda yürüdü.
Saklı Kulübe'nin arkasından dolanarak ormanın daha da derinine doğru yürümeye başladık.

"Bugün ne yapacağız?" Diyerek sabah ki sorumu tekrarladım.

"Seni Sihirli Bahçe'ye götüreceğim." Diyerek gülümsedi.

"Sihirli Bahçe de ne?" Diyerek kaşlarımı çattım.

"İçinde çeşitli bitkiler ve birkaç doğal yetişen meyvenin olduğu bir bahçe."

"Merak uyandırıcı." Diyerek gülümsedim.

Bitkileri severdim. Daha doğrusu çiçeklere ilgim fazlaydı. Lavanta ve papatya en sevdiğim çiçeklerin başını çekiyordu.

"Lavanta ve papatya var mıdır orda?" Diyerek bakışlarımı ona çevirdim.

Sarı irisleri parlıyordu. Gülümseyerek bana döndü.
"Daha fazlaları var. Hayatında belki de hiç göremeyeceğin bitkiler, çiçekler göstereceğim sana."

"O zaman," diyerek Sihirbaz'a dönüp geri geri gitmeye başladım.

"Hadi hızlanalım. Oraya gitmek için sabırsızlanıyorum!"

KÜLWhere stories live. Discover now