"Ne oldu?" Melisa merakla Sarp'a baktığında Sarp yeniden gelen içeceği eline aldı. Bardağı elinde sallarken sinirli bakışları da bardaktaydı. "Dün mü neydi bir çocuk girdi benim mekâna. Bizim Taner'in adamı. Çocuğun ebesiyle samimi dakikalar geçirdim ama bugün aklı evvel hatta beyinsiz adam toplayıp mekâna daldı. Tamam, kavgadan hoşlanırım ama boş insanlarla hiç çekilmiyor." Kavga ettiği için ne kadar da gururluydu öyle. Kavgadan hoşlanırım dediğine göre üç öğün birilerinin boğazını sıkıyordu. Kesinlikle eniştem olamaz. Gider sinirlendi mi Asya'nın da boğazını falan sıkar sonra uğraş dur...

"Hala canını sıkan bir durum bulamadım?" Atakan kaşlarını kaldırıp sorusunu sorduğunda Sarp homurdanarak bardağını adeta yine boğazına soktu. Bardak bittiğinde masaya çarparak iki elini kafasının arkasında birleştirdi. "Yanımdaki hatunu kaçırdı şerefsizler. Canım ona sıkıldı." Buğra ve Atakan kahkaha attığında Melisa da gülerek arkasına yaslandı. Ne yani canını sıkan bu muydu? Yanındaki kızın kaçması falan mı? Gözlerimi devirdiğimde bacak bacak üzerine attım. Sarp'ın bakışları bir süre üzerimde gezindikten sonra bakışlarını Atakan'a çevirdi. "Senin sevgilin yok mu dingil? Hatta sevgili önemli değil sevdiğin yok mu?"

"Ne var? Senin de sevgilin var?" Sarp tek kaşını kaldırıp sorusunu sorduğunda Atakan yüzünü buruşturdu. Olivia aklına gelmişti herhalde. Ben olsam ben de yüzümü buruştururdum çünkü gerçekten sevgili değillerdi. Zorla sevgili olduğu bir kıza ne kadar katlanabilirdi ki? Şahsen ben bir erkekle zorla sevgili olsam gerçekten katlanamazdım. "Cidden bunu söyledin mi?"

"Abi aradaki fark ne ki? Senin ki sahte benim ki gerçek. Ama sonuçta sevgili mi sevgili." Bir saniye asıl benim odaklanmam gereken şey bir sevgilisi olduğuydu. Ama sevgilisini sevmiyordu başka birisini mi seviyordu. Ay birde buradan yak! Bunun sevgilisi mi vardı? Asya bunu öğrenirse kahrolurdu. Sarp'la asla görüşmezdi ama görüşmediği için de kendini yiyip bitirirdi. Yapmam gereken tek bir şey vardı. O da Sarp'ı sevgilisinden ayırmak. Şaka şaka be. Ne ayıracağım! Dua edeceğim sadece. Umarım o Sarp bu Sarp değildir diye.

"Sevgilin varken başkasını mı seviyorsun?" Yüzümü buruşturarak sorduğum soruyla umursamaz bakışlarını yolladı ve elindeki içeceği tekrar kafasına dikti. "Evet. Kıskandırmak için sevgiliyim ama hanımefendi beni görmüyor bile." Görülmeyecek gibi değilsin pü maşallah demek istesem de bastırarak gülümsemekle yetindim. "O zaman kıskandırmaya çalışmanın da bir anlamı yok."

"Arada kudurması hoşuma gidiyor. Ya olay karışık Lavinya. Kızın sevgilisi var çok seviyormuş gibi davranıyor ama aslında sevmiyor falan. Karışık işler." Söylediği şeyden zerre bir şey anlamasam da kafamı onaylayarak salladım. O da bir daha bir şey demeyerek elindeki bardakla ilgilenmeye devam etti. "Kızıl tanıdın mı beni bari?" Atakan'ın kulağıma fısıldamasıyla düşüncelerden sıyrılıp kafamı yüzüne çevirdim. Yüzlerimiz birbirine o kadar yakındı ki yüzüme çarpan nefesi ürpermemi sağladı. Kafamı hafif geriye çekerken kendime gelmek adına gözlerimi kırpıştırdım. "Atakan bu şekilde seni nasıl tanımamı bekliyorsun?" sorduğum soruyu umursamadığında sinirle yüzüne baktım. Sinirli bakışlarımı fark ederek güldüğünde alnını kaşıyarak yan bir gülüş attı. "Ne yapayım kızıl? Ne istiyorsun?"

"Ne bileyim böyle kendinden bahsedebilirsin. Sonra işte ailenden bahsedebilirsin. Yani bir şeylerden bahsedebilirsin." Söylediklerim hoşuna gitmemiş olacak ki kafasını çevirerek önümüzdeki bardağa uzandı. O da Sarp gibi içtikten sonra bardağı masaya çarparak "Tanımak için zaman lazım kızıl. Öyle bir anda tanımaz kimse kimseyi. Ben sana desem ki şu bok limonlu soğuk çayı değil de mangoluyu seviyorum diye sen sadece bunu öğrenirsin. Benim hakkımda tek bildiğin bu olur. O yüzden bence sen beni seyrederek tanımaya bak." Sen ne saçmalıyon dingil hiçbir şey anlamadım demek istesem de bu isteği bastırarak limonlu soğuk çayıma laf ettiği için yapmacık bir gülüş attım. "Sen ona bok diyemezsin."

ŞAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin