Sophie

1 0 0
                                    

(Medya Sophie)

Tanrım! Gerçekten güzel bir kız vardı karşımda. Toplasan, kasabadaki benim yaşımdaki 10 erkeğe karşın, sadece 1 kız vardı, ki o da bizimle takılırdı. Kızın kızıl saçları şapkasından fırlamıştı. Lacivert, insanı donduran gözleri vardı. Normal bir boyu ile gerçekten güzeldi. 

-İşte ben buna ilk görüşte aşk derim Luke.

Benim yanaklarım kıpkırmızı olurken, kız ise içeri girmişti.

-ŞEREFSİZ JACK

-Öyleyim galiba.

Ahıra girdiğimde (Ki normalde burası sadece ben ile Jack'in yeridir) içeride nereden baksan 10 kişi vardı. Yani köyün tüm gençleri de sen ona.

Bir borazanla bu kadar popüler olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Birden beklemediğim bir şekilde Dört Göz yanıma geldi ve elindeki kağıdı uzattı. Kendisi geleceğin profesörüydü, buna şüphemiz yoktu. Gerçekten bir dahiydi. Elindeki kağıdı açtığımda, yine yapacağını yapmıştı Dört Göz. Harika bir kardan kale vardı bu planda. Tabi ki benimde bir planım vardı.

** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** 

-Evet  çocuklar,

Kural 1- Savaş saat 09:00'da başlar, 18:00'da sona erer. Bu saatler dışında her hangi bir saldırı yapanlar savaş dışı kalacaktır.

Kural İki- Bu kesinlikle eğlence içindir. İnsanlara zarar verecek aletler kullanmak yasaktır. Ne bileyim, kar topu değilde buz topu gibi şeyler kesinlikle yasaktır. Kullananlar mahkeme karşısına çıkacaktır.

Kural 3- Kural 1 ve Kural 2' ye uymayacaklar şimdiden gidebilirler.

Takım eşleşmesine geçince, ikizleri bir kişi olarak saydığımızdan, onlar 4, biz 6 kişi olmuştuk. Bizim takımda general bendim. Karşı takımında henüz belli bir generali yoktu. Dört Göz karşı takımda olduğu için kaleyi onlar inşa edecekti. Tabi bizde yardım edecektik.


Çok yorgundum ve dinlenmeye ihtiyacım vardı. Kulübeme girdim. Evet, kulübem diyorum çünkü bu ev sadece benim. Annem genellikle kasabada olmazdı, kendisi şehirdeki şirketiyle uğraşırdı. Çok zengindi. Her geldiğinde bana bir kaç şey getirirdi. Koskoca bir şirketi vardı. Bir gün o şirketin başına geçeceğimi söylerdi. 

Bu kulübe ise babamın. Yalnız kalmak istediği zamanlarda buraya gelirmiş. Çok bir şey yoktu zaten içinde, bir yatak, bir çalışma masası, buzdolabı ve tuvalet. Yatağı görünce, bir kere daha esnedim ve kendimi yatağa bıraktım.

** **  ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** ** 

-Düşmanları gördün mü Jack?

-Evet generalim! Saat 12 yönünde marketten çıktılar!

-O zaman hadi planımızı uygulayalım! ASKERLER İLERİ!!!

Borazanımı çaldım ve herkes sessizce ilerledi. Borazanı duyan karşı takım, bir şeyler olacağını hissetmiş gibi etrafa bakıyordu. Ama dahiyane bir plan yapmıştım, anlamalarına imkan yoktu. Normal bir yoldaydılar. Dört Göz ve Chuck. Chuck'ın köpeği garip bir şeyi çekiyordu. Ve Chuck ve Dört Göz ona tutunmuştu. Planım köpek üstüne kuruluydu. Köpek, toplarla oynamayı çok seviyordu. Jack'i gizlice arkalarına gönderdim. Sonra aniden önlerine koşup, topu fırlattım. Tabi köpekte hemen topun peşinden koştu. Dört Göz ve Chuck köpeği tutmuş oldukları için sürükleniyordu. Biz ise çılgınlar gibi gülüyorduk. Şimdi işin eğlenceli kısmına gelmiştik. Kasabadaki her çocukta kartopu silahı vardı. Çıkartıp onları taramaya başladık. Sonra onlar eğildi. Arkalarındaki kişide onlardan biri sanıp taramaya devam ettim. Birden kar bulutu kalktığında... Karşımda bir çift sinirli mavi göz vardı.


VOTE VOTE VOTE

Kar SavaşıWhere stories live. Discover now