➿Bölüm 37➿

8.2K 291 89
                                    

Gördüklerimin bir kabus olmasını o kadar çok istiyordum ki, hala kendime gelebilmiş değildim. Bu kız onun neyi olabilirdi ki?
O kadar samimi hareketleri vardı ki uzun zamandır tanışık olduklarını belli ediyordu.

Onlar içeri girinceye kadar ağladığımın farkında bile değildim, Markoz fazla umursamaz bir karaktere sahipti ve ben onu böyle kabul etmiştim ancak bu kadar umursamaz olmamalıydı. Benim de bir onurum gururum vardı, beni aldatacak kadar düşmüş olamazdı değil mi?

Gerçekten kafayı yiyecektim, kendime hakim olmam gerekiyordu. Onu takip ettiğimi anlamaması lazımdı, kendisinin söylemesini bekleyecektim. Söz konusu Markoz olunca bazen konuyu kestiremiyordun, her konuda bir şekilde o haklı çıkıyordu. Bu yüzden susmayı tercih ediyordum, elbette kötü bir şey yapıyorsa eninde sonunda ortaya çıkardı.

Mecburen eve geri dönmüştüm, aklıma gelen şeytani fikirle yüzümde bir sırıtış belirmişti, biraz çocuksu bir plan olsada en iyisinin bu olacağını düşünmüştüm.
Döndüğünde beni evde bulamayacaktı.
Evin arkasına geçip çalı parçalarının arasına oturmaya başlamıştım, nede olsa eninde sonunda eve gelecekti.
Bakalım beni evde bulamayınca ne yapacaktı?

Aradan üç saat kadar geçmişti ve ben hala ısrarla yerimden kımıldamamıştım, üstelik sürekli kolum çiziliyordu. Bir araba sesi duymamla çaktırmadan evin önüne bakmıştım.
Gelmişti... Daha sonra arabadan inip eve girmişti, muhtemelen ya beni soruyordur yada beni arıyordur. Bundan o kadar emindim ki!

Sonra bir bağrış sesi duymamla dudağım yukarı doğru kıvrılmıştı, bu bir zafer gülümsemesiydi. Benim yaşadıklarımı oda yaşayacaktı.

"Nerde lan Açelya? Biriniz de evden çıkarken nereye gidiyorsun diye sormadınız mı lan? Delirtecek misiniz beni?"

Evden hızla dışarı çıkmıştı ve öfkesine hakim olamadığı için hızlı hızlı bir ileri bir geri yürüyordu, bu kadar sinirleneceğini tahmin etmiyordum.
Bundan sonra benden bir şey saklıyorsa bende öyle yapardım, bana güvenmeyenle ben hiç uğraşamam.

Telefonda birileriyle konuşmaya başlamıştı ve şaşırtıcı bir şekilde sesi titriyordu.

"Yok ortada, ya başına bir şey geldiyse. "

Benim için endişelenmesi çok tatlıydı ama intikam soğuk yenen bir yemektir. Daha çok endişelenirsin!
Ama kıyamam...Konuşurken sesi titriyordu, benim için çok endişelenmişti.
Az bile ! O yaparken sıkıntı yok ben yapınca mı sıkıntı?

Kendimle tartışmam bittiğinde hala evin önünde çaresizce yerinde duraksadığını fark etmiştim, oyunum ortaya çıkarsa Markoz sinirle beni kesinlikle eve kitlerdi ve bir daha çıkarmazdı.
Böyle manyak birisiydi!

"Ben yerimde duramam onu sokak sokak arayacağım, anlamıyorsun lan o çok naif birisi. Ona zarar verirler. "

Yaptığım basit bir oyunun onu bu kadar etkileyeceğini görmek cidden beni duygulandırmıştı, yerimden kımıldamıyor sadece onu izliyordum. Uzaktan ellerinin titrediğini görebiliyordum ve endişeden ne yapacağını şaşırmış hali aşık olduğum adamın sadece içinde yaşadıklarının bir kısmınının yansıtılmış haliydi. Bir ileri bir geri yürüyor ve kendi aklınca fikir yürütmeye çalışıyordu, içimden ya aklına kardeşinin olayını hatırlattıysam diye geçirmeden edememiştim.

İntikamın canı cehenneme.

Yerimden ona doğru yürüdüğümde gözleri beni fark etti, yerinde çivilenmiş gibi bana bakıyordu. Sonunda ben olduğumu iyice idrak ettiğinde hiç yapmayacağı bir şey yaptı, koşarak yanıma kadar geldi ve beni göğsüne çekti.
Onun hızlı kalp atışlarına kendi kalbimde eşlik ediyordu, bu huzurlu anın bozulmasını istemiyordum fakat aklımda hala soru işaretleri vardı. Lütfen, canımın diğer yarısı.
Ben senin eline hiç düşünmeden kalbimi teslim ettim, onu acımasızca parçalayacağına sol tarafına yerleştir.

MARKOZ    Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin