•|30|•

13.4K 1.1K 94
                                    

İFRİN

Otuzuncu Bölüm

Ezgi telefonunu çalışma masasının üzerine bırakıp odasından çıktı. Ablası bu sırada kapının önünden yeni ayrılıyordu. Karşı karşıya gelen iki kardeşten ilk konuşan Ezgi oldu.

"Abla,"dedi samimiyetle gülümseyerek.

Evrim hafif bir tebessüm ile,"Acelem var Ezgi, söyleyeceğin bir şey varsa acele edersen harika olur."dedi ve odasına doğru yürümeye başladı.

Ezgi ablasının arkasına takılıp, odasının kapısında durdu. Duvara yaslanıp,"Hiç, sen kapıyı öyle çarpınca, bir şey oldu sandım..."diye geveledi lafı.

Bu sırada ablasının kitaplıkta duran defteri alıp büyük sırt çantasına yerleştirdiğini görünce ister istemez tedirgin olmuştu.

Ablası arkasına dönüp, koyu kumral saçının bir tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı ve kısık gözlerle kardeşine baktı," Bu evde hızlı kapanan kapılardan sadece annem rahatsız olup işkillenir."İma ile gülümsedi."Onun gibi konuştun aynı. Kasıtlı olarak yapmamıştım Ezgi hanım."

Sonrasında kardeşinin yanından geçip kapıya doğru yürüdü, kapıyı açarken."Annem nerede, evde değil mi?"diye sordu.

Ezgi, o anda evdeki sessizliği hissetti. Sahi, annesi neredeydi."Bilmiyorum, görmedim."

Evrim o konuşurken ayakkabılarını giymiş kapının kolunu tek eliyle kavramıştı.

"Odandan çıkmıyorsun ki göresin."

Kardeşine söylediği bu sözlerin ardından kapıyı çekerek kapattı. Ezgi kapanan kapıya karşı gözlerini devirdi ve odasına girdi.

Ablası, her zamanki gibiydi. Ezgi, bu kadar korkmakla saçmaladığını düşündü. O resimler dışında hiçbir anormallik yoktu, bu da onun lanetlendiğini göstermezdi.
________________

|5|8|18|22|27|

Sonsuzsiyah_

İFRİN | Texting ލ(TAMAMLANDI) Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt