Bölüm-17

764 50 24
                                    

luannacumberbatch bi yeni bölüm yaz da mutlu olayım aşkım ya 😂😂

Magnus sarhoştu. Sanırım 5 şişe içmişti yada 7 ne fark eder ki.

Sarhoştu işte, neredeyse sürünerek ve arada lamba direklerine çarparak yürüyordu.

Nereye mi?

Alexander'ın evine doğru yürüyordu. Sarhoş olmasa böyle bir şey yapma cesaretini bulamazdı kendinde. Ama sarhoş olmanın iyi yanlarından biriydi bu.

Sonunda Alexander'ın evine varabildi. Gerçekten görkemliydi. Ve büyüktü. Alec'in odasının bulunduğu pencereye doğru gitti. Ve eline ufak bir taş alıp cama attı. Ardından bağırdı.

"Alec! Bana bak!" ama ses seda yoktu. Ardından bir taş daha attı.

"Rapunzelim sal saçlarını aşağıya!" yine ses yok. Bu sefer daha sert bir şekilde attı taşı ve cam kırıldı.

"Siktir! Sanırım az önce camı kırdım"

Ardından başı döndüğü için yere bağdaş kurup oturdu. Yaklaşık 10 saniye sonra Alec camda belirdi.

"Magnus? Ne yaptığını sanıyorsun sen hayvan!"

"Ne hayvanı hani nerde?!"

"Sarhoş musun?"

"Evet, hem de senin aşkınla sarhoşum"

"Bayat laflar bunlar. Neden camımı kırdın?"

"Sen benim kalbimi kırdın, bende senin camını kırdım"

"Sana boşuna salak demiyorum. Defol git buradan ailem evde"

"Bi kere bu benim hakkım"

"Ne hakkı?"

"Kayınvalidem ve kayınpederimle tanışmak benim hakkım!"

"Evli değiliz geri zekalı hatta sevgili bile değiliz"

"Ama ilerde o da olacak"

"Of tamam tamam git şimdi"

"Sen aşağı inene kadar olmaz!"

"Ya Magnus yalvarırım..."

"Ben bitti demeden bitmez!"

"Bir şey başlamadı ki bitsin"

"Gel lan buraya öpücem seni"

"Alexander?" Alec Magnus ile uğraşırken korktuğu başına geldi. Kocaman açtığı gözleriyle arkasına döndü.

"A-anne?" bütün ailesi odasında ve şaşkınca ona bakıyordu. Alec bir açıklama düşünürken Magnus'un sesi yankılandı.

"Bebeğim nereye gittin? Hayır yani da yiyeşemedik bile hemen kayboldun"

"Alec, nediyor bu herif? Neden kapımıza kadar dayanıyor?"

"Şey baba bende bilmiyorum sarhoş işte"

"Mavişim gel artık özledim lan!!" Alec içinden Magnus'a küfretti.

Jace pencereye yaklaşıp Magnus'a baktı.

"Kardeşimden uzak dur be!"

"Hıh, sen kimsin ya? Alexander sen benim üzerime gül mü kokluyorsun?"

"Alexander sen yoksa?" annesi eliyle ağzını kapatıp şok olmuş bir şekilde Alec'e baktı.

Alec hafiften titriyordu ama yinede kesin bir şekilde konuştu.

"Anne saçmalamayın hem ben gay bile değilim. Adam kendi kendine efkar yapmış"

"Alexander doğru söylüyor Maryse, benim oğlum öyle pis ve rezil insanlardan biri değildir"

Alec başını eğdi. Pis ve rezil. Evet öyleydi Alec. Bir an kendisini camdan atmak istedi.

"Ya sen bana bunu nasıl yaparsın Alec! Ben seni hayvan gibi seviyordum be! Senin ateşinle kavrulurken sen başkasıyla mı yatıyordun?"

Alec daha fazla dayanamayıp aşağı Magnus'un yanına indi. Ailesi de camdan onları seyrediyordu.

"Seni geri zekalı...Magnus? Sen ağlıyor musun?"

"Ya sen nasıl yaptın bunu bana!"

"Ben kimseyle olmadım. O benim kardeşim"

"Ha öyle mi? Tamam o zaman"

"Tamam hadi git şimdi. Yeterince rezil oldum"

"Seni kaçırayım mı?"

"Hayır"

"Tamam gel öpeyim seni" ardından Alec'e doğru yürüyerek Alec'i dudaklarından öpmeye başladı.

Alec şok olmuştu. Ne karşılık veriyordu ne itiyordu. İlk öpücüğüm böyle mi olacaktı?

Magnus içki kokuyordu. Ama dudakları çok yumuşaktı. Alec kendini mayışmış hissetti.

Magnus Alec'i iyice kendine çekip beline sarıldı. Alec Magnus'un tadını alıyordu.

Magnus'un elleri yavaşça kalçalarına kayarken Alec hızla Magnus'u itti. Ama fazla itmiş olmalı ki yere düşmüştü. Alec başını kaldırınca ailesinin her şeyi gördüğünü anladı. Hepsi kocaman açmış gözlerini Alec'e bakıyordu.

Acaba ölsem canım yanar mı?

Yine reklam sokayım araya

My angelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin