"Abim, kendisine dokunulmasından korkar. Eğer size alışmışsa ancak o zaman dokunmanıza izin verir. Bu yüzden gündüzleri onu dışarıda göremezsiniz çünkü etraf kalabalıktır ve abim sürekli tedirgin hisseder. Bu yüzden Jimin hyung bile abimden bayağı bir dayak yemiştir."

Yoon Ji'nin son cümlesi ile hafifçe gülümsedim.

"Cidden haklı. Bir kere hakikatlı bir yumruk yemiştim Yoongi hyungtan. Bana alışana kadar da az dayak yemedim, dokunmamdan korktuğu için ben de ona vuramazdım. Yediğim dayak ile kalırdım."

"Ben de az dayak yemedim ha. Yoongi hyung pert ediyordu bizi ama alıştırdık bir türlü kendimize."

Jimin ve Jungkook yüzlerindeki hafif gülümseme ile konuştular. İlk tanıştığımız zamanları anımsadım. Elimi tutmuştu ve titrediğini hissetmemiştim kesinlikle. Ama bana söylemediği için kızdım ona. Yardım edebilirdim Yoongi'ye. Hayatın her zorluğunu kendisi çözmeye çalışıyordu. Bu bir yerden sonra patlak verirdi, ve vermişti de. Sonra kendime kızdım. İrdelememiştim hiçbir şeyi. Yoongi iyi sanmıştım, omuzlarındaki yüklerin hafiflediğini düşünmüştüm ama Yoongi ne iyiydi ne de omuzlarındaki yük hafiflemişti aksine Yoongi onların altında nefes alamaz hale gelmişti ve biz bunu görememiştik. Hepimiz suçluyduk.

"Fobisi babam yüzünden. Bu-bunu size anlattığım için abim bana kızabilir ama abimin hepimizin yardımına ihtiyacı var."

"Ne yapmış baban?"

Hoseok'un sorusu ile derin bir nefes çekti Yoon Ji.

"Abim küçükken kaçırıldığı için o fobiye sahip. Ve bu kaçırılma işi tamamen babamın işiymiş."

Hepimiz duyduklarımızla şok ile bakakalmıştık. Bir insanın babası kendi öz oğluna bunları yapacak kadar zalim olabilir miydi? Bir insan bu kadar zalim olabilir miydi? Bir insan nasıl küçük bir çocuğa kıyabilirdi? Aklım almıyordu böyle bir şeyi.

"Na-nasıl?"

Jungkook'un kekelemesini önemsemedik. Sadece sorduğu soruya alacağımız cevap önemliydi.

"Babamın eskiden başka bir kadınla ilişkisi varmış ve bu, duyulmuş. Bilirsiniz iş adamı için skandallar onların bitişleridir. Babam da ilişkisini yalanlamış ama hâlâ inanmayanlar olduğu için abimi kaçırtıp başka bir skandala sebep olmuş. Sonra da o kadınla bu yüzden birlikteydim demiş. Oğlum içindi hepsi demiş..."

"Yoon Ji alınma ama baban şerefsizin önde gideniymiş," dedi Hoseok sinirle. Böyle bir şeyin olduğunu bilmek bile delirtirdi insanı. Ve bunları yakınınız yaşadığı zaman kan beyninize sıçrıyordu.

"Min Amca'yı biz nasıl tanıyamadık?"

Jimin daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi.

"Size babamın yaptığı şerefsizlikleri anlattım çünkü abim bunları kaldıramayacak kadar kötü. Ve hep bizden ayrı kalmasının sebebi de babamken onun yardıma ihtiyacı olacak. Hayatımdaki en değerli varlığımı kaybedemem."

"Yoongi hyung uyanmalı," diyen Hoseok'a karşılık olarak, "Ama uyanmıyor, ona sevgimi hissettiremiyorum," diye fısıldadım.

"Rose, Yoongi hyung gitmek isteseydi o depoda giderdi. Demek ki hala savaşıyor. Gitmeyecek, uyanacak. Umudunu sakın yitirme."

O gün Hoseok'a inanmıştım ama Yoongi'nin gideceğini nereden bilebilirdim ki?

------------

Jungkook

Kafede Yoon Ji'nin anlattıkları yüzünden şok geçirmemizin üzerinden altı gün geçmişti ama hâlâ anlatılanları sindirebilmiş değildim. Zaten bunları sindirmek o kadar kolay değildi. Babanıza yıllar boyu güveniyordunuz, sırlarınızı veriyordunuz ama bir gün bir bakıyordunuz, güvendiğiniz babanız size en çok ihanet edenmiş. Böyle bir durumda kim olsa başa çıkamazdı. Eminim Yoongi hyung duyduğunda yaşadığı acılar gelmiştir gözlerinin önüne.

HaptofobiKde žijí příběhy. Začni objevovat