BÖLÜM 8

3.3K 164 6
                                    

KAİ 

Jun içeriye girdikten sonra kapıyı kapattı. Parayı getirmiş olmalıydı. Bu iş için ona güvenmiştim. Jun K benim sadık adamlarımdandı. " Parayı getirdiler efendim. " 'getirdiler' . Sehun'un geleceğini tahmin etmiştim. Zavallı Lulu'sunu yalnız bırakamazdı. Jun yanıma gelip elinde ki çantayı masama bıraktı. Bakışlarımı çantaya çevirdiğimde kendime hakim olamayıp sesli bir kahkaha attım. Duymuş olmalılardı. Bu...Sehun'un okul çantasıydı. Bana geldiği gün taktığı ve benim giderken şişkin bulduğum. Paramın yokluğunu fark ettiğim anda onun aldığını zaten anlamıştım. Çantanın içini açtığımda paralarımı gördüm. Sinirli hissediyordum. Eğer Sehun boktan parayı benden çalmamış olsa şimdi onların da getireceği miktarla birlikte Top'a olan borcumu kapatabilirdim. Luhan, Sehun'u bu lanet işe bulaştırmamalıydı. Bana karşı gelmişti. Bana Sehun'u istediğini söylemişti. Beni tehdit etmişti. Hatalarının sorumluluğunu tek başına almalıydı. Ayağa kalktım. Jun hemen başını hafifçe eğerek saygıyla kapıyı açtı. " Ah, hayır Jun, önden sen çık. " Sehun'un direk şoktan gebermesini istemiyordum. Önden çıktı ve yarı karanlıkta bile beyaz teniyle belli olan Sehun'a doğru yürümeye başladı. Arkasından çıktım. Sehun gözlerini bana dikmişti ancak gözleri kısıktı. Kim olduğumu anlayamıyor gibiydi. Ona gittikçe yaklaştım. Bulunduğu yer odanın diğer kısımlarından daha aydınlıktı. Bu nedenle aramızda birkaç adım kala durdum. Gülümsüyordum. Sehun birden gözlerini kocaman açtı. Farkında olmadan ağzı da şaşkınlıktan açılmıştı. " Benden çaldığın parayla bana olan borcunu mu ödüyorsun hunnie? " alaycı bir ses tonuyla konuştum. Az önce şaşkınlıktan kalkan kaşları şimdi çatıktı. Ağzını da hemen kapatıp kendini toparlamıştı. Hay sikim. Bana benden iğreniyor gibi bakıyordu. Bu hiç hoşuma gitmemişti. Can düşmanı olduğum halde bana hiç bu kadar tiksintiyle bakmamıştı. " S-sen...nasıl? Hayır, NEDEN? " Luhan şaşırmamıştı. Aksine öfkeliydi. Hem de çok. Şu an içten içe kendine gelmiş olmalıydı. Kime kafa tuttuğunu fark etmişti. Annesine olanlardan dolayı kendisine kızgın olmalıydı. Ve tabi birazdan yaşanabilecek şeylerdende. Bakışlarımı Sehun'a çevirdim. " Ahaha ne dersin Luhan, belki de bu soruyu sen cevaplamak istersin. " Bunu ona bakmadan sormuştum. Yoksa beni bakışlarıyla sikebilirdi. Yaşananları Sehun 'un öğrenmesi onun korktuğu şeydi. Luhan'ın tek taraflı aşkı hakkında bir fikri yoktu. " Sehun, dışarıda bekler misin? " biricik Lulu'muz kolay olan yolu seçmişti. Sehun kafasını Luhan'a çevirdi. " O-oh neden Lulu, onun öğrenmesini istemediğin şeyler mi var yoksa?" sırıttım. " Neler oluyor Luhan? Kai? KAHRETSIN. BURADA NE SIKIM DÖNÜYOR? " Luhan sinirle dişlerini sıktı. " Sana yemin ederim her şeyi anlatacağım Sehun. Ama şu an dışarı çık. " Sehun itiraz etmek için ağzını açtı. "ÇIK DIŞARI OH SEHUN" ağzını kapatıp, ağır küfürler mırıldanarak dışarıya çıktı. Kendisine tam adıyla hitap edilmesini sevmezdi. Aralarının bozulduğunu gördüğümde daha çok sırıttım. " Bu kadar ileriye gidebilecek kadar orospu çocuğu muydun? Annem. Sehun. Amacın hayatımı sikmek mi?!” Artık sırıtmıyordum. " Yapabileceklerimi fazla küçümsedin Luhan. Sehun'u benden asla koparamazsın. " yanıma gelerek yakalarımı tuttu. Jun müdahale etmek için bize doğru bir adım attı. Elimi kaldırıp onu durdurdum. " Onu sevmiyorsun Kai. O senin ona verdiğin değerden daha fazlasını hak ediyor. Senin gibi bir pezevenk ona layık değil. " ellerini tutarak yakamdan çektim ve onu omuzlarından geriye ittirdim. " Senin basit sevginin onun umurunda olduğunu mu düşünüyorsun seni gerizekalı. Gözlerini aç ve gerçek dünyaya dön. Ona istediği her şeyi verebilirim. Para, zevk.. " Luhan sıkılı yumruğunu suratıma geçirdi. Kafamı tekrar ona çevirdim. " Git ve Sehun'un gözlerinin içine bak Luhan. Arzuladığı kişi sen değilsin. Benim. " Luhan yumruğunu tekrar suratıma sertçe geçirdi. Gülümsedim. " Yenilginin kuyruk acısını bu şekilde çıkarmak istiyorsun sanırım. Pekala. " ona biraz daha yaklaşıp yumruğumu sertçe karnına geçirdim. Acıyla inledi. Kafasını kaldırmasına fırsat vermeden sağ ayağımla bacak arasına tekme attım. Acıyla yere düşüp iki büklüm oldu. Onu fazla hırpalarsam Sehun'la aralarını açmak için yaptıklarım benim üstüme geri teperdi. Yerde iki büklüm yatan çocuğa hafif bir tekme daha geçirip dış kapıya yöneldim. Jun arkamdan bağırdı " Ne yapalım? " arkamı dönüp " Onu rahat bırakın, açıklama yapmak için güce ihtiyacı olacak." dedim. Dışarıya çıktığımda kolumu bir elin kavradığını hissettim. Kafamı ona çevirdiğimde suratıma bir yumruk yedim. " Bunu ona neden yaptın kai? " gerçek adımı söylememişti. Oyunculuk yeteneğimi zorlamam gerekiyordu. Kendimi sıktım. Saniyeler içinde gözlerim yaşlarla dolmuştu. " Hiçbir şey bilmiyorsun hunnie. O piçin beni nasıl tehdit ettiğini bilmiyorsun. Hepsini senin için yaptım sehun, lanet olsun. " kendimi zorlayarak ağlamaya başladım. " Timsah gözyaşları? " aşağılayıcı sözlerini duymazdan geldim. Onu inandırmalıydım. " Seni elimden alacağını söyledi. Seni..kaybetmek istemiyorum. " gözlerinin içine baktım. Daha sonra ona sıkıca sarıldım. Başımı omzuna gömüp, kokusunu içime çektim. Ufak bir öpücük bıraktım. O sırada kapı açıldı ve Luhan dışarıya çıktı. Onu görünce yüzümü buruşturup Sehun'dan ayrıldım. Son kez gözlerine baktım. İnanmıştı. Arkamı dönüp gitmeye başladım. Biraz uzaklaştıktan sonra gözümde ki yaşları sildim ve gülümsedim. Bu sahneden sonra Luhan ne derse desin Sehun'u masumluğuna inandıramazdı. Sehun, benimdi. Kimse onu sahiplenmeye kalkışamazdı. Sadece benimdi. Sadece. Benim. 

KRİS

" Hemen buraya gel. Sana ihtiyacım var. " Top'tan gelen mesaja son kez bakıp giyinmek için ayağa kalktım. Her şeyden nefret eder hale gelmiştim. Beni bu hale getiren o'ydu. Hazırlandıktan sonra kapıyı kilitleyerek yola çıktım. Arabayı olabildiğince yavaş kullanıp bunu geciktiriyordum. Sol elimi pencereden dışarıya sarkıttım. Kafamı toplayamayacağımı anlayınca direksiyonu sol elime alıp sağ elimle yan koltukta ki sigara paketine uzanıp bir dal çıkardım. Yaktıktan sonra ağzıma götürüp içime çektim. Birkaç sene önce sigarayı bırakmıştım, ancak son günlerde tekrar başlamıştım. Varana kadar iki dal bitirmiştim. Bardan içeriye girip odaya doğru yürümeye başladım. Kapıda ki korumalar acımayla karışık saygı duyan bir ifadeyle kapıyı bana açtılar. İçeriye girip birkaç adım attım. Oda her zaman ki gibi karanlıktı. Arkamdan bir çift elin belime dolanıp, boynuma ıslak öpücükler bırakmaya başladığını hissettim. Zevk alıyordum. Boynuma saldırması bana inanılmaz derece de zevk veriyordu evet, ancak eksikti. Bıkkın bir surat ifadesiyle erkekliğini bana iyice yasladığın da ona istediği inlemeyi verdim. Onun kölesi olduğum zamanlarda sadece bir robot gibi onun vermemi istediği tepkileri veriyordum. Sadece birkaç gün olmuştu, ancak sayısız kez kullanılmıştım. Önüme geçip dudaklarıma yapıştı. Bir yandan diliyle ağzımı taciz ederken diğer yandan elleriyle gömleğimin düğmelerini çekiştirip açıyordu tamamen açtıktan sonra belimden tutarak beni sertçe duvara yasladı. Çıplak tenim soğuk duvara değdiğinde irkilip ani bir refleksle Top'a yapıştım. Kısık sesle güldü. " Sakın ol bebeğim sana istediğini vereceğim. Birde sen sigara mı içtin? " nefesini enseme doğru verdi. " Bu hoşuma gitti. “ Saniyeler içinde ikimizin de pantolonu iç çamaşırıyla birlikte yerdeydi. Beni kucağına alıp hafifçe yana kaydırdı. Sırtımın pencereye değdiğini hissettim. Beni büyük pencerenin önünde ki ufak girintiye oturttu. Yanımda duran kayganlaştırıcıya uzanıp penisine sürmeye başladı. Hazırlık yoktu. Tek eliyle sol göğüs ucumu sıkıştırırken bacaklarımı kaldırarak omuzlarına aldı. Sesli inlemeler bırakıyordum. Aniden penisi yarısına kadar içime girdi. Hiçbir şekilde kendimi tutmaya gerek duymayarak sesli bir şekilde bağırdım. " AAĞHH!" Top beni susturmak istermiş gibi dudaklarıma yapıştı. Hafifçe gel-git yaptıkça ağzına inliyordum. Tek elini kalçamdan çekip pencereye dayayarak kendini tamamen içime kökledi. Dudakları odayı sarsacak bağırışımı engelleyememişti. Kafasını boynuma gömüp sert bir şekilde içime girip çıkmaya başladı. " IIIĞHH" " AHH!" ikimizin inlemeleri birbirine karışmıştı. Kalçalarımı oynatarak onun ritmine uyum sağladım. Bedenlerimizin çarpış sesi hızlı nefes alıp verişlerimize karışmıştı. Uzun bir süre daha bu tempoyla devam ettikten sonra Top boşalmaya yaklaşmıştı. Bu süre boyunca ben de bir kere boşalmıştım. Boynuma gömdüğü başını kaldırdı. Büyük bir inleme ve hırıltıyla içime boşaldı. İçimden çıkmadan üzerime yığıldı. İkimizde arkamdaki pencereye yaslanmıştık. Nefeslerimizi kontrol etmeye çalışırken kapı çaldı. Top alnıma dudaklarını bastırdı ve fısıldadı " Teşekkürler bebeğim. " kafasını çalan kapıya çevirdi. " Evet? " kapının önünde ki korumalardan biri konuştu. " Efendim, Bay Kim burada. Sizinle görüşmek istiyor. " Top kafasını bana çevirdi. Gözleri beni anlamaya çalışır gibiydi. " Ne? Bir şey mi oldu? Bay Kim- SİKTİR KIM JONGIN MI?" Top elini ağzıma kapattı. "Yakalanmak istemiyorsan kapat çeneni" diye tısladı. İçimden hemen çıktı. Ben yerde ki bana ait kıyafetleri toplarken, oda üstüne kendininkileri geçirdi. " Bir dakika! " beni kolumdan tutup sürükleyerek odada ki tek kapıya sürükleyip içeriye attı ve kapıyı kapattı. Burası ceket askılıklarının olduğu iki adımlık bir odaydı. Ve aşırı derece de Top kokuyordu. Ayak seslerinden Kai'ın içeriye girdiğini anladım. Kapıyı hafifçe aralayıp onları izlemeye başladım. " Ne o yine birini mi beceriyordun Top? " dedi. Top masada oturuyordu. Bakışları ifadesizdi. " Bu seni sikim kadar ilgilendirmez Kai. Parayı getirdin mi? " Kai birkaç adımda masanın yanına geldi. Elinde ki çantayı masaya attı. Bu.. Sehun'un çantasıydı. Neler oluyor? Seni gerizekalı dedim kendime aynı çantadan sadece Sehun'da mı var. İzlemeye devam ettim. Top çantayı açıp içine kısa bir süre göz gezdirdi. " Bu para eksik. " Kai hemen konuşmaya başladı. " Yarısı var burada. Tamamlayacağım. Biraz daha zaman verirsen-" Top sözünü kesti. " Ben zaman tanrısı değilim Kai. Ne zaman insanlara acıyıp, ek süre verdiğimi gördün? " Kai telaşlanmıştı. " Üzgünüm Top, bir şeyler ters gitti. Planım güzel işliyordu sonra Sehun olaya dahil oldu ve ben..-" Top tekrar onun sözünü kesip bağırmaya başladı. Sinirlenmişti. " SENİN LANET SARIŞININ SENİ NASIL BAŞTAN ÇIKARTIP PARANI ALDIĞIYLA İLGİLENMİYORUM KAİ! " Kai başını öne eğdi. " Sana düşmanlarına güvenme demiştim kai. Onunla yatma demiştim. Beni dinlemedin ve cezasını çekeceksin. " Zorlukla yutkundum. Kai.. Sehun'la mı birlikteydi? Hassiktir.

The DevilWo Geschichten leben. Entdecke jetzt