23. Bölüm

6.1K 165 34
                                    

MEDYA TOLGA

Not: Bu bölüm final olacak

Ateş'den:
Silahları son kez kontrol ettikten sonra adamlarıma 'hazır' işareti verdim. Ne mi oluyor, 1 Saat sonra baskına gidiyoruz. O piçin de orda olduğuna eminiz. Annemin öcünü alacağım. Belime sarılan iki kol hissedince vurucaktım ama sonra o şahane kokusundan bunun Meriç olduğunu anladım. Bende başımı onun omzuna koydum. Yalandan bir öksürük duyunca ayrıldık. Sence kim? Tabikide benim mal ikizim. Göz devirdim.

Kaan: Hazırmı herşey?

Büşra: Bunu sormaman gerekirdi aşkım.

Ateş: Ulan ne zaman gördün benim işleri zamanında yetiştiremediğimi? Piç Kurusu!

Meriç: Valla sıçtın kardeşim.

Ateş: Gelmiyorsun lan baskına!

Kaan: Ne! Bunu yapmicaksın demi?

Ateş:Tabiki yapmicam! Mal beyin annemizin katilini bulucaz sensizmi gidicem ben?!

Kaan: İşte benim ikizim.

Ateş: Tabikide bizi dışardan koruyacaksın.
Dedim ve arkamı döndüm. Giderken Kaanın birşeyler zırvaladığını duyunca gülümsedim. Sonra aklıma Haluk geldi. Kaşlarımı çattım.

-HALUK BARUTÇUNUN EVİNDE-

Şuan dışardan ve içerden Ateş açıyoruz. Benim kolumdan bir mermi sıyırdı, öbürlerindeyse pek birşey yoktu. Böyle olmasındanda mutluyum. İlerde Meriçle birlikte odadan çıkan Haluku gördü gözlerim. Silah sesleri kesilmişti. Eğlence erken başlıyor anlaşılan. Önce bana Pansuman yapıldı. Dışarı çıkınca Meriç Haluğu benim arabama koydu. Ben bu hareketine şaşırsamda pek belli etmedim ama neyse yani. Biz iki çete olarak beraber bir Depo satın aldık ve ilk kurbanımız Haluk. Depoda işkence aletlerini görünce istemsizce sırıtmaya başladım. Bu bebekleri özlemiştim. Meriçe bakınca onunda benden bir farkı olmadığını gördüm. Sonra bana baktı, ben daha önce hiç yapmadığım birşey yaparak onu şaşırttım. Ne mi yaptım? En içten olan Tebbesümümü yolladım ona. Meriç bana parlayan gözlerle bakıyordu. Ben utandığım için başımı Haluğa çevirdim.

Haluk: Vaay duygusuz az önce tebessümmü etti yoksa banamı öyle gelyior?

Meriç: Eder etmez sanane?

Haluk: Ateşi tanıdımda sen kimsin? Çıkaramadım.

Meriç: -Piskopatça bir Kahkaha- Meriç, Meriç Güçlü.

Haluk: Haa sen şu öbür duygusuz çocuksun. İkinizin bir arada olma ihtimaliniz nekadar?

Ateş: Sanane ulan! Ne karışıyon?

Haluk: Zavallı anneni bana böyle karıştığı için gebertmiştim.
Diyince bende şarteller attı. Meriçe baktım önce onay istercesine. Bana bir tebessüm yollayınca elime ilk gelen aleti aldım. Çakı haa? En sevdiğim.
---Kaldıramıyacak olanlar okumasın---

Haluğun koluna derin ve uzun çizikler atıyordum. Birde içine kolonyağı döküp onun çığlıklarını dinliyordum. Ama sonra sıkıldım ve Meriçin ne yapacağını izlemeye başladım. Önce bir Kerpetenle tırnaklarını sökdü. Adamın her çığlığında ikimizinde sırıtmasına ne demeli? Sonra elini masanın üstüne koydu ve ütü ile elinden geçti. Sağ elindeki orta parmağını kesti. Sonra sıkılmış olmalıki ayağa kalktı. Ben elime gelen şeyi aldım. Hımm. Çekiç. Güzeeeeeel. Hemen bir çivi aldım. Önce eline yerleştirdim çiviyi. Sonra Çekiçle üstüne vurdum. Bunu elinde bir yer kalmayıncaya kadar sürdürdüm.
----------Bitttttiiiiiuuuğğğğ----------
Yine sıkıldığımda ayağa kalktım ve eserimizi incelemeye başladım. Bayılmıştı ve ölüme yakındı peki şeyimdemi? Hayır! Meriçe baktım "bitti"der gibi bana bakıyordu. Meriçe sarıldım. Bu hareketimle affallasada çok geçmeden bana sarıldı. El-ele Depodan çıktık. Üstümüz başımız kan olmuştu. Ama kimin umrunda. Arabalarımız ayrı olduğu için yolda ayrıldık. Dağ evine gelmiştim babamıda bayadır görmiyordum. Bir uğramam lağzım onada. Evde hızlı bir şekilde banyo olduktan sonra. Eşofman takımımı giydim. Telefonumu ve Kulaklığımı alıp çıktım. Arabayla gitmiyecektim. Burdan babamın evine koşarsam 2-3 Saate varırdım. Pek umrumda değildi. Rastgele bir şarkı açtım. Şarkı çok hoşuma gidiyordu. ( Edis - Yalan )
Birsürü şarkı geçip gitmişti ve ben babamın evine varmıştım. Kapıyı çalınca hiç tanımadığım biri açtı kapıyı. Üstünde hizmetli kıyafetleri vardı ve bana iğrenerek bakıyordu. Muhtemelen terledim diyedir.

Kız: Kime bakmıştın?

Ateş: Tuna Soylu.

Kız: Kendisi rahatsız edilmek istemiyor sonra tekrar gelin.
Kadın suratıma kapıyı kapatıcakken kapıyı tuttum. Kızın saçından sürükliyerek babamın çalışma odasına girdim.

Tuna: Merve! Ben sana rahatsız edilemek istemiyorun demedimmi?

Merve: Dediniz ahh Tuna bey yardım edin ahh.

Tuna: Ne olu- Ateşimm.
Babam gelip bana sarıldıktan sonra bana 'neden kızın saçını tutuyorsun hala' bakışı atmaya başladı. Böyle bir bakış varmı onuda bilmiyorum.

Ateş: Kovuldun.

Merve: Siz beni kovamassınız.

Tuna: Yanılıyorsun Merve kovabilir. Tanıştırayım kızım Ateş.

Merve: Hahah Ateş diye kız ismimi olurmuş.

Babama lütfeeeen dermişcesine bakıyordum. Nemi yapıcaktım kızı dövücektim. Babam tamam dermişcesine kafa salladığnda kıza bir yumruk attım ve saçından sürükleyerek dışarı attım. Tabi saçından çok sert çekmiştim elimde saç vardı. Onlarıda yere attıktan sonra içeri geri girdim. Babamla felan tüm olayları konuştum. İlk Meriç konusunda kızsada hemen yumuşadı. Canım babam yaa. Babam süpriz biri gelicek dediğinde odamdan siyah sırt ve göğüs dekoltesi olan mini bir elbise giydim. Ayağımada siyah uzun topuklularımı giydim. Aşağıya indiğimde Meriç, Kaan, Büşra, Ece, Mehmet, Nazlı, Berk, Onur ve Aylini gördüm. Erkeklerin arkasında babaları ellerinde çikolata ve çicek vardı. Sizde anladınız demi ne olduğunu? Olum bizi istemeye gelmişler. Hay amk benim niye haberim yok. Kızların yanına gittim. Kızlarda bilmiyormuş bizi istiyeceklerini. Büşra ve Kaanda biraz değişik oldu. Büşranın Ailesi yok buyüzden ben onay verecem. Kendimi acayip yaşlı hissediyorum şuanda. Hepimiz istendik verildik felan filan. Sıra Kaan ve Büşraya geldi.

Tuna: Allahın emri Peygamberin kavli ile arkadaşınız Büşrayı oğlum Kaana istiyorum.

Ateş: Efenim Kaan ve Büşra görüşmüş anlaşmış, birbirlerinide çok seviyorlarmış. Eh bize laf düşmez ama yinede bir Büşraya sorayım. Büşracım. Seviyormusun sen bu hayırsız ikizimi?

Büşra: Seviyorum hemde çok seviyorum.

Ateş: Ozaman bende verdim gitti.

Herkez kahkaha atarak birbirlerine sarılıyor felan. Haa kahvelere ne kattığımızı biliyormusunuz? Tuz,Karabiber, Pulbiber ve Nane. Hepsi babalarının yüzüne püskürttü kahveleri. Nişan felan hepsi oldu derken düğün günü geldi. 5-li nikah yapıcaktık. Nikah masasında sıra sıra evet diye bağırdık ve en sonunda artık evliyiz.

Bundan sonraki hayatım aynı başka hikayeler gibi sessiz sakin geçmedi. Nede olsa ben bir Mafyayım. Ama mutsuz geçmedi. Mutluydum hemde deliler gibi ve ben bunun sonsuza dek sürmesi için elimden geleni yapacağım.

------KİTAP BİTMİŞTİR------

Arkadaşlar. Kitabım bittiii. Nasıldı. Benim Bölüm pek içime sinmedi ama yayınlamak istedim. Yeni bir Kitap yazmayı düşünüyorum. Aklımda çok güzel fikirler var. Beğendiyseniz Vote ve Yorum bırakmayı unutmayın. Yeni kitabımı en yakın zamanda yayınlayacağım.

Mafya Liderlerin Aşkı [TAMAMLANDI]Kde žijí příběhy. Začni objevovat