final

9.1K 703 320
                                    

Kapı çaldığında, Jimin üzerini değiştiriyordu. Geçen seferki gibi pijamalarıyla ve vasat haliyle karşılamak istemediğindendi bu Taehyung'u.

Biraz da ona 'kaybettiğin çocuğa dön bir bak' demek içindi tabii.

Bekletmeden kapıyı açtı, fakat olduğu yerde kalakaldı, çünkü karşısında gördüğü insan beklediği insan olmasına rağmen, hali hiç de hayal ettiği gibi değildi.

Altında eşofman ile bakkala bile gitmeyen Taehyung, onun kapısına siyah sporcu atleti ve marvel baskılı pijamasıyla mı gelmişti? Yoksa gözleri ona oyun mu oynuyordu?

Taehyung da Jimin gibi şaşırmıştı. Evden nasıl çıktığını bir o bir tanrı biliyordu ya, karşısında da kendi kılığında bir Jimin bekliyordu fakat siyah dar kotu ve ince parlak gümüş rengi gömleği ile dikilen çocuk sanki onu bekliyor gibi değil, birazdan herhangi bir barda striptiz yapmaya gidecek gibi görünüyordu.

İstemeden yüzünü buruşturdu. "Ne bu kılığın?"

"Aynı soruyu ben de sana sormalıyım. Bakkala diye çıkıp bana mı geldin?" Jimin de aynı ifadeyi takınmıştı yüzüne.

Taehyung minik bir küfür mırıldandı ve Jimin'i itip içeri geçti. Jimin ile evleri yakın değildi ve bunca yolu bu halde gelmiş olması bozuk olan sinirlerini iyice germişti.

"Sana içeri gel demedim." Jimin arkasından söylene söylene gelirken kendini çift kişilik koltuğa attı Taehyung.

"Dondurmalı puding var mı ya?"

Jimin ayakta dikilerek bir süre Taehyung'u süzdü, yorgun göz altlarından gün boyu tarak vurulmadığı belli olan saçlarına, esmer kollarına değdi gözleri. Sonra hiçbir şey söylemeden mutfağa yöneldi.

Tabii ki dondurmalı puding vardı! Fark etmeden dünyanın en güzle tatlısını keşfetmişti ve keşfinin sevilmesi tribinden daha önemliydi.

Dolaptan dolu bir kase aldı oturma odasına yöneldi, odaya geldiğinde kaşık almayı unuttuğu ancak aklına gelmişti.

"Bekle, kaşık almayı unuttum." diye mırıldandı.

Fakat Kim fırsatçı Taehyung topu doksana sallamanın tam zamanı olduğunun farkındaydı.

"Öyle mi? Ben geçen seferki gibi yeriz diye düşünmüştüm. Kaşığa ihtiyacımız kalmaz böylece."

Yüzündeki arsız gülüş Jimin'i delirtiyordu. Böyle şeyleri mesajda bile konuşmaktan utanırken Taehyung'un ayaküstü sexting yapabilecek kapasitede biri olması onu delirtiyordu.

Taehyung onu delirtiyordu.

"Tek kelime daha et ve dondurmalı pudingi kendi kafandan yalamak zorunda kal Taehyung."

"Tamam ya, bir şey demedim." Taehyung ayaklarını yere sürüye sürüye mutfağa giderken arkasından kıkırdadı Jimin fakat onu duyamayacağı bir şekilde yaptı bunu.

Tribinin geçtiğini düşünmesini istemiyordu çünkü.

"Şimdi düşündüm de," Taehyung boş kaşığı ağzına sokup konuşmuştu. "Sana yalvarsam belki getirirdin bi kaşık. Bilirsin alışığım ben yalvarmaya." yaptığı gönderme Jimin'in tasını attırmaya yetmişti.

"Belki de ben sana ilk mesajı atmalıydım, buna ne dersin?" sesini yükseltip konuştuğunda bir an sessizlik oldu ve birbirlerine bakakaldı ikili. Taehyung boğazını temizledi, ağzındaki kaşığı çıkardı ve Jimin'e doğrulttu yüzünde şüpheci bir ifade ile.

"Bu neydi şimdi?" diyip kaşığı savurdu sonra.

"Ne bileyim aklıma laf gelmedi. Ayrıca, ıy! Kaşıktaki tükürüklerin yüzüme sıçradı, pisliksin ya."

He blocked me! × vmin ✓Where stories live. Discover now