☀ special

5K 436 200
                                    

Medya: Tamino-Habibi

Salondan gelen ayak seslerinin beni derin uykumdan çekip çıkarmasına huysuzlanırken yatağın diğer ucuna elimi attığımda hissettiğim boşluk ve serinlik beni ürpertirken tüylerim diken diken olmasına rağmen üzerimdeki örtüyü yavaşça kaldırıyorum.Uyku mahmuru gözlerimle yatmadan yaktığım mumların ışığının aydınlattığı ahşap odaya bakıyorum.Söndürmeyi unuttuğum için bana kızacağını düşündüğüm kişiyi odada bulamıyorum,kendi elleriyle inşa ettiği ve her bir zerresini kendi dokunuşuyla büyülü bir şatoya çevirdiği için,bu  ahşap evi yakıp kül edeceğimden daima korktuğunu biliyorum.

Ayaklarımın yere temas ettiğinde köşedeki buz mavisi sabahlığa uzanıyorum ve üzerime geçiriyorum.Saçlarımı içinden çıkarırken ipeğe temas eden uzun saçlarımın hissi hoşuma gidiyor ve kollarımı kendime dolayıp çıplak ayaklarımın zeminde bıraktığı etkiyi hafifleterek yavaşça en köşedeki odaya ilerliyorum.Koridora çıktığımda, kapıları bilerek sıkı sıkı kapatmış olduğunu fark ediyorum,uyanmamı istemediği için,evi inşa ederken piyanoyu yatak odasından en uzaktaki köşede yaptığı küçük odaya yerleştirdiğini biliyorum.Ne zaman uyuyamasa ya da bir kabus görse kalkıp oraya gitme huyundan onu vazgeçiremediğim için tekrar öfkeleniyorum ve olabilecek en sessiz şekilde kapıyı açtığımda evin içine dolan soğuğun bu odadan geldiğini anlıyorum.

Odanın duvar boyu camını tamamen açmış ve karşısında duran o izlemeyi çok sevdiği kocaman mavi göle karşı hafifçe piyano çalıyor.Tek eli sol tarafında oturduğu yerde sabit durmasını sağlarken sağ elinin tombik ve yüzüklü parmakları piyanonun üzerinde bekleye bekleye hareket ediyor.

Kapıyı arkamdan çekiyorum ve cereyanın odada dalgalandırdığı rüzgarla benim kokumu aldığını belli etmemek için çabalasa da sırtının gerginleştiğini ve dikleştiğini görüyorum.Bazı geceler,gerçekten yalnız kalmak istediğinde onu burada kendi başına bırakıp kapının önünde beklediğimi biliyor,yine öyle bir gecede olduğumuzu düşünüyor olmalı ki arkasına dönüp bana bakmıyor,yalnızca çaldığı hüzün dolu yavaşlıktaki şeyin yerini biraz daha hızlı bir şeyler alıyor.Oturduğu yerin alt kısmında bir şarap şişesi gördüğümde,bardak almakla uğraşamayacak kadar keyifsiz olduğunu anlıyorum.

Çıplak adımlarımı yönlendirip tam arkasında duruyorum ve çalmayı bırakmasını bekliyorum,ama, gördüğü kabusun hangisi olduğunu anlıyorum.Yine de bu kez onu bırakmak istemiyorum.Ellerimi yavaşça omuzlarına yerleştirip sıkıyorum,incecik tişörtünün altındaki gergin kasları hissederek yumuşatmaya çalışıyorum.Başta bana direniyor olsa da bir süre bunu yaptığımda başını hafifçe elimin üzerine yatırıyor ve yanağını elimin üstüne yaslıyor.

"Mumları söndürmeyi yine unutmuşsun...Doğru söyle, bu evi gerçekten yakmak mı istiyorsun?"

Onun sağ tarafa eğdiği başı sayesinde açıkta kalan boynuna dudaklarımı uzatıp masum bir öpücük konduruyorum ve kollarımı dolayıp sımsıkı sarılıyorum,vücudunun buz gibi olduğunu hissediyorum ve benim bedenimden geçen ısının onu bu soğukluktan kurtarmasını umarak kıkırdıyorum.Cevap vermeden bir kez daha ona masum bir öpücük kondurduğumda gülümsüyor ve sağ elini piyano üzerinde kıpırdatmaya devam ediyor.Hafifçe geri çekilip ne kadardır burada camın önünde durduğunu bilmesem de boynu dahi buz kesmiş olduğu için tekrar sıcak dudaklarımı çenesinin altına bastırdığımda kıpırdanıyor.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?  Neredeyse beni baştan çıkarmaya çalıştığınızı düşüneceğim savcı hanım-"

Yaptığı yanlışı fark ettiğinde birden susuyor,bedeni kıpırdamaksızın durakladığında piyanonun sesinin eksikliğiyle odada daha güçlü bir dinginlik hakim olduğundan boynundan çekilip arkasında duruyorum.Başını düzeltiyor, karşıdaki gölü izliyoruz.Ellerimi omuzlarının önünden doluyorum.Sağ elim sol omzunu,sol elimse sağ omzunu tutacak kadar çaprazlayıp saçlarının arasından derin bir öpücük alıyorum.

Cafuné ☽ park jiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin