12

719 35 4
                                    

Haftasonu boyunca Ali en az yüz kere Deniz'i aradı ve mesaj attı. Deniz ise haftasonunu uyku gözlükleriyle ve yatağıyla geçiriyordu. En sonunda dayanamayıp Ali'nin telefonunu açtı.

''ne var!''

''Deniz konuşmamız lazım lütfen benimle buluşabilirmisin?''

''ne konuşucakmışız?''

''lütfen deniz. on dakika sonra aşağı in.''

Deniz böyle kaçarak bi yere varamayacağını bildiği için gidip konuşmaya karar verdi. Acele bir şekilde üzerine bir şeyler giydi.

''anne ben yürüyüşe çıkıyorum'' dedi ve kapıdan çıkıp aşağı indi. Asansorden iner inmez Ali'yi gördü ve yanına gitti.

''sadece beş dakikan var bir an önce konuşmaya başlasan iyi edersin.''

''bak Deniz şuan çok sinirli olduğunu biliyorum. Evet belki Berk'e bunları söylemem doğru değildi ama seni onla görmeye tahammül edemiyodum ve senin onu artık eskisi gibi sevmediğini de biliyordum.''

''ya demek öyle nerden çıkardın bunu''

''çünkü eğer sevseydin ona gerçeği söylerdin, sonuçta aramızda hiçbişey olmadı, sadece ortak arkadaşlarımızla film izledik''

''başkası olsaydı söylerdim ama Berk senden nefret ettiği için gereksiz yere kıskançlık yapıcağını biliyordum''

''o zaman neden geldin? en başından ben gelemem diyebilirdin ve bunların hiçbiri olmazdı.''

Deniz'in buna bi cevabı yoktu çünkü gerçekten Ali'yle bir şeyler yapmayı çok istemişti.

''daha fazla inkar etme Deniz. Berk'i hiç öyle çok büyük bir aşkla sevmiyodun. Sadece uzun süredir birlikte olduğunuz için onu kırmak istemiyodun. ben sadece gerçekleri görmene yardımcı olmak istedim ama seni böyle üzüceğimi bilseydim asla yapmazdım. özür dilerim.''

Gerçekten bir an Ali'nin gözlerine pişmanlığı gördü ve onu affetmeyi düşündü ama onu affetmekten korkuyordu. Belki de asıl korktuğu sey Ali'nin söylediklerinin doğru olma ihtimaliydi.

''tamam artık özür dilemene gerek yok yarın görüşürüz''

''ne yani gerçekten beni affetinmi''

''hayır sadece olanları kabullendim. ağlayıp bağırmanın bi faydası yok, bana biraz zaman verirsen belki eskisi gibi arkadaş olabiliriz.''

Deniz cevabı beklemeden arkasını dönüp koşar adımlarla binanın içine girdi. Eve girer girmez de kendini tekrar yatağa attı ve bi süre durum değerlendirmesi yaptıktan sonra Güneşi arayıp olanları anlattı. Uzun süre Ali'nin söyledikleri hakkında konuştuktan sonra Can ve Güneş hakkında konuşmaya başladılar. Güneş, Can'dan hoşlandığını kabul ediyordu ama onunla bir ilişkiye başlamak yerine hep böyle kalmak istediğini söylüyordu.

''seni anlıyorum Güneş gerçekten. zaten sevgili olmak dünyanın en boktan şeyi ama ben senin Can'la mutlu olacağına inanıyorum.''

''bakalım zaman neler göstericek, belki fikrimi değiştirecek bişey olur.''

Güneş telefonu kapattıktan sonra bi süre ders çalıştı ve sonra annesine yemek konusunda yardım etti. Yemekten sonra ise ailecek film izlediler. Güneş duşunu aldı ve erkenden yattı.

Yorucu ve zor bir hafta kizlari bekliyordu.

Romantik KomediKde žijí příběhy. Začni objevovat