Wendy, Lily’nin yanağına bir öpücük kondurarak salondan ayrıldı ve evden çıktı. Brandon az önce yaşanan şeyin gerçek olup olmadığını anlamak için suratına yavaşça vurdu. “Aman Tanrım, gerçekmiş. Dünya’nın sonu geliyor olmalı.”

Lily güldü ve Brandon’a sarıldı.

“Deehan soyadı her neyse, bunu sağladı. Şeytanlıkları az da olsa işe yarıyor. Onu daha hızlı öldüreceğim, teşekkür olarak bu yeterli olacaktır.”

“Wendy sana kimleri ziyaret edeceğini söyledi mi?”

 

“Hayır. Neden ona sormuyorsun?”

 

“Çünkü Göl Evinde yaptığınız şeyler yüzünden konuşmuyoruz. Onları kovdunuz ve ben sizi sakinleştirmeye çalışırken, geri döndüler. Ona engel olamadığım için gitmesini istediğimi sanıyor. Siz onlarla barış imzalarken düşman tarafına ben geçiyorum yani Lil,” Brandon kaşlarını çattı. “Gerçekten çok garip şeyler oluyor.”

“Barışmamızı isteyen sendin, şimdi böyle düşünmen garip. Brandy, sonsuza dek küs kalamazsınız. Olaylar bittiğinde düzgün bir konuşma ve sarılmayla, olay çözülür.”

Brandon cevap vermeyerek başıyla onayladı. Lily salondan çıktıktan sonra camın önüne geçerek dışarıya baktı. Wendy arabasının önünde telefonla konuşuyordu. Daha gitmemişti. Onunla konuşmak için iyi bir zaman mı, bilemiyordu ama düşünmeden kapıdan çıktı ve yanına doğru ilerledi. Brandon’ı gördüğü zaman telefonu kapattı ve ona döndü. Gülmüyordu.

“Wendy, konuşabilir miyiz?”

 

“Acelem var. Daha sonra.”

Wendy’nin telefonu tekrar çalmaya başladı. Arabanın kapısını açarken telefonu omzuyla kulağının arasına sıkıştırarak arabaya bindi.

“Jas, geliyorum.”

Arabayı çalıştırdı ve evin önünden uzaklaştı. Jason’ın yanına gidiyordu. Brandon sinirden sıktığı dişlerini serbest bıraktı ve eve tekrar girdi. Wendy’nin peşinden gitmek istiyordu, onunla konuşmak, tekrar ona sarılmak istiyordu. Jason’ın yanında olmasını istemiyordu, onun yanında olmasını istiyordu ama tek yaptığı sinirden koltuğu tekmeleyip evde kalmak oldu.

Wendy ile aralarında olan şey, çabuk gelişmişti ve sonunun nasıl olacağını hiç düşünmemişti. Aslında, bir sonunun olmasını istemiyordu. Ama büyük bir yanlış anlaşılma yüzünden ondan uzaklaşıyordu. Brandon’ı görmezden geliyordu ve konuşmuyordu. Bu, Wendy tarafından ona verilebilecek en büyük cezaydı. İkincisi ise, onun duyacağını bile bile, Jason’ın yanına gittiğini belli ederek onun adını söylemesiydi. Belki Wendy, Brandon’ın –yapmadığı bir şey yüzünden fazla düşünmüştü. Belki de Brandon’ı artık önemsemiyordu. Çabuk gelişen şeylerin çabuk bittiğine inanırdım hep, diye düşündü. Jason onun 6 seneden daha fazla uzun bir süredir arkadaşı. Öylece silip atmayacaktı elbette.

SoulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin