16

3.5K 162 6
                                    

Multimedia: Lily 

Clariss, John’un uyuyan bedeninin yanından kalkarken oldukça dikkatliydi. Onun gibi zor uykuya dalan birini uyandırmak istemezdi. Yavaşça yerden gömleği aldı ve üzerine geçirerek kapıdan çıktı. Evde sessizlik hâkimdi. Geldiklerinde akşamüstü olmuştu. Ve hepsi odalarına çekilmişti. Clariss kapının kapalı olduğunu gördü. Gülümseyerek merdivenlerden aşağıya indi ve mutfağa yöneldi. Kahvaltı gevreklerinden birine uzandı ve dolapta ki süt kutusunu da aldıktan sonra masaya oturdu.

Gevreğinin son kaşıklarını yerken, saatine baktı.

08.00

Bu saate kadar uyumayı nasıl başarıyorlardı? Günün erken saatinde kalkıp, tüm günü değerlendirmek Clariss’in en sevdiği şeylerden biriydi. Gevreğinin son kaşığını da aldıktan sonra kâseyle kaşığı tezgâha bıraktıktan sonra karşısında ki açık camdan gölü gördü. Üzerine baktı. John’un gömleğini yere bıraktıktan sonra şu anlık bikini görevi gören iç çamaşırlarıyla arka kapıya yürüdü. Göle inen küçük merdiveni görünce oturdu ve ayaklarını oradan suya uzattı. Su tam istediği gibiydi. Serinletecek kadar soğukluğu vardı ve sabah güneşi suyu ılıklaştırmıştı. Ayaklarıyla su da daireler çizerken sırtında ki soğuk elleri hissetti ve kendini suyun içinde buldu. Kafasını sudan çıkardığı anda yüzüne yapışmış sarı saçlarıyla karşısında John’u gördü. John yüksek sesle Clariss’e gülerken, Clariss onu, omuzlarına çıkarak suya batırdı.

“Bana bunu yaptığına inanamıyorum, John!” dedi John’u serbest bırakırken. “Oldukça sakin ve huzurlu bir güne başlayacağımı hissediyordum.”

John ona yaklaştı ve belinden tutarak onu su da kendisine çekti.

“Sakin olacağını söyleyemem ama huzurlu bir güne başlaman konusunda yardımcı olabilirim,”

Clariss gülerek onu itti ve merdivenlerden çıkarak oturduğu yere geri döndü. John gölde yüzerken Clariss arkasından gelen ayak seslerini duydu ve bu sefer hazırlıklı oldu. Brandon ve Wendy yanına geldiklerinde hiçte uyanmış gözükmüyorlardı.

“Hey, neden kalktınız?”

 

“Çığlıkların. Yüzünden. Clariss.”

Brandon saçlarını karıştırarak üzerinde ki t-shirti çıkardı ve göle atladı. Wendy,  Clariss’in yanında ki yerini alırken gülümsüyordu. Clariss bunu hemen fark etmişti.

“Dün gece mi aklına geldi yoksa Wen?”

 

“Ne? Clariss! Neden bahsediyorsun?”

 

“Ah, pekâlâ. Konuşmam-ama-çok-iyi-yaparım durumları. Anlıyorum. Evet.”

 

“Clariss! Hiçbir şey olmadı. Sadece öpücükler falan filan. İleriye gitme gibi bir durum olmadı. Kendi geceni bana yansıtma.”

SoulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin