-KANDIRILDIK-

3.3K 55 9
                                    

BÖLÜM 3

ÖNCELİKLE BURDAN EYLÜL YILMAZ(THEBESTMİXEREVER)'A TESEKKURLERIMI ILETIYORUM ÇOK YARDIMLARI DOKUNDU :* ♥

KÜTÜPHANENİZE EKLEMEYİ UNUTMAYIN :*

"Ne!?" ve o an aniden dudağıma yapıştı. Ne yapacağımı şaşırmış bir biçimde  sadece ellerim havadaydı öylece. Ve kendimi zar zor geri çektiğimde  kısa bir bakışmanın ardından bu tokadı haketmişti. Ve bu cümleyide:

"İğrenç bir yaratıksın."  dedim ve ormana doğru yürümeye başladığımda birden kendimi Akın'ın sırtında buldum.

"Ya bırak beni! Kime diyorum ben? Bütün erkekler böylesiniz. İğrenç bir yaratıksınız."  beni önemsemediği o kadar belliydi ki ben ne kadar sırtına yumruklar geçirsem de sanki sırtında ben yokmuşum gibi sakin bir şekilde kulübenin içine girdi. Beni indirdiğinde ben tekrar kapıya doğru giderken en sonunda tahta kapıyı kilitledi.

"Sen anahtarı nereden buldun?" dedim. Ve anahtarı baksırının içine attığını gördüğümde tiksinerek arkamı dönmek zorunda kaldım.

"Sanane. Ne tiksiniyorsun? En azından burada anahtar daha güvende." dedi gözünü kırparak ve ateşin önüne oturdu. Ben şaşkınca Akın'a bakıyordum. Gerçekten bu çocukta bir sorunlar olmalıydı.

Saat 12'yi geçmişti..  Ailem çok merak etmişmiydi acaba beni? Annem, Vildan.. deliye dönmüşlerdir şimdi. Kim bilir ne kadar çok aramışlardır. Belkide telaşlarından polise bile haber vermiş olabilirler. Onlara küçük bir haber vermek beni ne kadar mutlu ederdi halbuki.. Şimdi uykusuz kalacaklar.. Beni düşünecekler.. Oysa ki ben burda çok rahatım.. Aslında pek rahat sayılmam da o kadar çünkü yanımda bir ''sapık''  var bunun ne yapacağı hiç belli olmaz. Yavaş yavaş gözlerimin kapandığını hissettiğimde kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Kuşların cıvıltısıyla bir orman sabahına uyandım. Gözlerimi hafif açtığımda uzanmış bir biçimde Akın'ın kollarındaydım. Birden yerimden kalktım.

"Kalk çabuk! Kalk!" dedim Akın'a o ise uyanmamakta direniyordu. En sonunda vura vura uyandırmayı denediğimde yavaş yavaş hareketlenmeye başladı.

"N'oluyor kızım bu saatte ya?" dedi hafif gözlerini açarak, gözlerinin fazla şişmiş olması onu komikleştirmişti. Ama şu anda farklı telaşlar içerisindeydim. Çünkü aklımda bana birşey yapabilmiş olasılığı mevcuttu. Ve hala onun kucağındaydım, hemen kalktım:

"Kes sesini! Bana gece fırsattan istifade birşey yapmadın, değil mi?" birden oda kalkınca uykulu ve şiş gözleri açılıp yüzü gülünç bir hal almıştı. Kahkahası kulübeyi inletecek bir şekilde:

"Çok ateşli bir gece geçirdik, yalnız tek sorun gögüslerinin küçük olması." dedi göğüslerimi işaret ederek. Ben bir tedirginlikle gögüslerime bakarken pekte küçük olmadığını öne sürerim ki.. Gözlerimi göğüslerimden çektiğimde hala karşımda bana sırıtarak bakan bir "sapık" görünce benimle resmen dalga geçtiğini farkettim:

"Neden bu kadar safsın?" dediğinde birden duraksadım. Etrafımdaki herkes  bana saf diyordu. Gerçekten o kadar safmıydım? veya tipim mi öyle gösteriyordu? ya da konuşmam? aslında tipim hiç saf gibi değil. Sadece bu çocuk biraz kördü ya da çok bakıp az düşünüyordu.

"Peki, sen neden bu kadar kabasın?" dedim tonumu sert tutmaya çalışıyordum. 

"Yaşanmışlıklar diyelim." dedi saçlarını eline götürerek ben ise merak etmiştim. Neydi bu iğrenci bu kadar kaba yapan şey? bu öbür erkeklerden daha da fazla kabaydı sanki ya da bütün erkekler böyleydi ama bu çocuktan daha iğrenç daha kaba daha sapık .. olmamalıydı bu Evren'de bu Dünya'da..

SERT VE SAFIMSIWhere stories live. Discover now