39.Bölüm

14K 793 55
                                    


Finale bir bölümümüz kaldı. Ve finalden sonra muhtemelen iki yeni hikayeyle karşınızda olacağım. Finalin sonunda paylaşacağım notta detaylarını söyleyeceğim size. Hepinize teşekkür ederim her şey için.

İyi okumalaar! Umarım beğenirsiniiz!

5 yıl sonra

“Saçmalamayı kes! Benim de artık çalışmam gerek, senin, sizin için her şeyimi bırakıp buraya geldim ve yıllardır evde tıkılıyorum! Yeter. Ayrıca bu onun için de iyi olur, insan içine çıkmalı!”

“Bunun için ilk defa şikayet ediyorsun Deniz, yeter ama. Ne olmuş yani? Geçimsel bir sıkıntımız yok ve ben senin yorulmanı istemiyorum. Ne gerek var? Hem Barış evde seninle gayet mutlu!”

“Arkadaş edinmesi gerekiyor Bartu! Gideceği yer hapishane değil, okul. Bir şey olmaz merak etme! Ayrıca bütün yaz oradaydı, şimdi neden sorun ediyorsun ki!”

“Çünkü çalışmanı bahane ediyorsun, alakasız şeyleri birbirine bağlama!”

Kapıdan gelen çıtırtıyla dikkatimiz dağılmıştı, gözlerimiz oraya çevrilmişti. Kapıdaki minik beden sevimli bir şekilde bize bakıyordu. Bir yandan gözlerini ovuştururken “Beni uyandırdınız.” dedi çocuklara özgü sesiyle.

“Üzgünüz oğlum.” diyerek onun yanına gittim ve küçük vücudunu kollarıma alıp havaya kaldırdım. Bartu da hemen yanımıza gelmişti. Alnına hafifçe dağılmış saçlarını geriye çekip oğlumuzun başına bir öpücük kondurdu.

“Günaydın aslanım.”

Barış hep yaptığı gibi kollarını ikimizin de boynuna sardı sanki kaçacakmışız gibi ve neşeyle bağırdı. “Günaydın!”

Bartu oğlumuzu kucağımda alırken havaya kaldırmıştı daha da. “Neden kavga ediyordunuz?” dedi Barış babasına.

Bartu bana bir bakış atıp koltuğa oturdu ve Barış’ı dizine oturtup ciddi bir sesle sordu. “Okula gitmek istiyor musun oğlum, hani şu bütün yaz gittiğin kreş var ya, o kışın da devam ediyormuş. Annen gitmek isteyebileceğini düşünüyor.”

Barış heyecanla el çırptı. “İsterim isteriim! Orada Cem var, Berk var, Onur var, Ahmet var ve şey, Buse de var. Gideyim mi baba lütfeen?”

Bartu oğlumuzun bu hevesli haline şaşırsa da sevinmiş gibiydi. Yeniden alnına bir öpücük kondurdu ve “Pekala.” dedi. “Madem bu kadar istiyorsun, gidebilirsin.”

Barış heyecanla babasına sarıldı ve sonra kucağından yere atlayıp bana doğru koştu. Anında bana da sarılmıştı. “Annee, okula gidiyorum! Okula gidiyorum! Ben büyük oğlan oldum artık değil mi?”

Gülerek ona sarıldım. “Elbette, hayatım. Çok büyüdün sen.”

“Anne, okul ne zaman başlıyor?”

“Bugün.”

“Bugün mü?” dedi Bartu yine sinirlenmiş gibi. “Ve benim bundan okul sabahı mı haberim oluyor? Deniz, ne zaman her şeyi kafana göre yapmaktan vazgeçeceksin? O bizim oğlumuz, beraber karar vermeliyiz.”

Barış’a döndüm Bartu’ya bir şey söylemeden. “Kahvaltın hazır, hayatım. Hadi hemen gidip hepsini ye ve güçlen ki okula gidebilelim. Tamam mı? Hadi bakalım, aferin benim büyük oğluma.”

Barış heyecanla mutfağa geçerken ayaklanıp Bartu’nun karşında dikildim. “Çocuğun zaten kaydı vardı okulda, eğer bugün gitmezse gidip sildirecektim. Senden habersiz bir şey yaptığım yok.”

KURŞUNWhere stories live. Discover now