27.Bölüm

17.6K 932 24
                                    

Öncekine göre daha sakin bir bölümle karşınızdayım. Tempoyu aynen devam ettireceğim ama bu bölüm biraz geçiş bölümü tarzında oldu. Sonraki bölüm telafi etmeye çalışacağım. 

İyi okumalaar! Umarım beğenirsiniiz!

Binadan çıktığımda saate baktım. On ikiyi geçeli çok olmuştu. Ve bir sürü cevapsız aramam vardı. Gözlerimi devirdikten sonra ekranı kaydırdım ve baktım. Elbette tahminim doğruydu, hepsi Bartu’dandı. Birkaç da mesaj vardı merak ettiğine dair.

Sıkıntıyla iç çekip arama tuşuna bastım. Beni bu kadar sıkıyor oluşu rahatsız ediciydi ama henüz bu konuyu açmayacaktım.

“İşim yeni bitti.” dedim telefonu açtığında.

“Neredesin? Merak ettim, telefonunu neden açmıyorsun?”

Endişeli sesine rağmen sinirlenmiştim. Motoruma binerken telefonu kulaklığıma geçirdim. Gazlarken de konuştum. “Çatışmanın ortasında nasıl telefonumu açmamı bekliyorsun? İşim var dediğimde bunun masa başı bir şey olduğunu falan mı sandın?”

“Sen de haklısın ama… Merak ettim işte Deniz. Yaralanmadın, değil mi?”

“Saçmalama Bartu, tabii ki yaralanmadım ve kazandık. Sorun yok. Merak etmene de gerek yok. Benim hayatım bu.”

“Değer verdiğim insanları merak ederim ben, sevgilim.” dedi sert sesiyle son kelimeye basarak.

Sinirden daha da hızlanırken konuştum. “Benim hayatım bu diyorum, kendini alıştırsan iyi edersin.”

“Gerginsin sanırım Deniz. Kavga etmek istemiyorum.”

“İyi o zaman.” dedim ve kulaklığın tuşuyla telefonu suratına kapattım. Şu an onunla uğraşamayacaktım zaten yorgundum yeterince. Motorumu evime doğru sürdüm. Vardığımda binaya ilerledim ve kapımı açtım.

Tam içeri adım attığımda yine telefonum çalmaya başlamıştı. Gürhan arıyordu.

“İhaleyi aldık, çatışma olmuş herhalde. Sorun var mı?” diye hemen konuya girdi. Onlar da benden alışmışlardı.

Ben de uyumaya hazırlanırken cevapladım. “Evet, çatışma oldu ama sorun yok. Hallettik.”

“Teşekkür ederiz Kurşun. Bu arada bugün Berke’ye sen bakmışsın. Bizin kerata yine kaytarmış.” dedi gülerek.

Ben de gülerek cevapladım. “Sorun yok ya, ikisi de benim kardeşim sayılır biliyorsun. Ha ben bakmışım Berke’ye, ha Anıl.”

“Sen olmasan ne yapacaktık acaba Deniz.”

Gürhan’ın içten söylediği cümle depreşmeme sebep olmuştu. Yine eskiler aklıma dolmaya başladığında duvarımı çektim. “İyi geceler Gürhan.”

Sevgi gösterisine böyle bir cevap verdiğim için gülse de “İyi geceler.” dedi ve telefonu kapattım. Silahımı komodinime koydum. Bıçaklarımın da çoğunu çıkarıp bıraktım ve yatağıma girdim. Yarın ne yapacaktık acaba…

Kendi kendime uyanmayı bekleyerek uyumuş olsam da telefonumun melodisiyle uyanmıştım. Hava bile aydınlık değildi neredeyse. Gözlerimi daha tam açamadan telefonu elime aldım ve kim olduğuna bakmadan açtım.

“Aysun doğuruyor hemen hastaneye gel!”

Yüzüme kapatılan telefonu umursamadan anında yataktan fırlamış pijamalarımı etrafa fırlatmaya başlamıştım. Doğuruyor muydu? Şu an mı?

KURŞUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin