Ölmeliydi....Keşke Ölseydi

26.8K 1.6K 932
                                    

1 Ay... Tam bir aydır hiçbir şey olmamıştı. Ekinle her gün okuldan çıkıp bir yerlere gidiyor ya da evinde oturuyorduk. Bir ay boyunca hiç onun evinde kalmadığım gerçeğiyle birlikte akşamları beni eve geri bırakıyordu. Onunla sabaha kadar uyumayı da özlemiştim ama bu aralar bir garipti. Sınıfta kalmamam için durmadan bana ders çalıştırması yetmiyormuş gibi eğer onu dartta yenersem o günlük ders çalışmayı bitireceğini söyleyerek beni durmadan yeniyordu. Bir kez bile kazanamamıştım. Sonuç olarak notlarım yükselmişti ama sıkıntıdan da ölüyordum. 

"Bir filtresiz kahve bir de Americano." Ekin artık ne içtiğimi bildiği için hızla siparişi verip telefondan benim ders notlarımı incelemeye devam etti.

"Fiziğin ilk sınavından 9 almayı nasıl başardın." Sıkıntıyla nefesimi verdim ve peçeteyi parçalarken konuştum.

"Senin resmini çizdim." Gülümseyerek konuştu.

"Yükseltiriz sorun etme." Telefona geri dönüp notlarıma bakmaya devam ettiğinde ağzım şaşkınlıkla beş karış açıldı.

"Ekin?" Sesim kısık çıkmıştı. Ekin bakışlarını telefondan bana kaldırdı.

"Hı?" Peçetiyi masaya fırlatarak sinirle konuştum.

"Yeter artık bir aydır hiçbir şey olmuyor ya sadece ders çalışıyoruz bir şeyler yapalım." Ekin telefonu masaya bırakarak nefesini bıkkınca dışarı üfledi.

"İyi böyle Hilal sesiz sakin." Yüzümü asarak kollarımı masaya dayayıp başımı ellerimin arasında aldım.

"Tamam bari ders konuşmayalım zaten durmadan ders çalışıyoruz, bıktım." Kafasını olumlu anlamda sallayarak yanındaki sandalyeyi çekti.

"Hadi gel yanımda otur." Tam ayağa kalktığımda kapıdan giren Serdarla geri oturdum. 

"Serdar geldi." Ekin arkaya bakıp Serdara elini salladı. Serdar yanımıza oturduğunda siparişimizi getiren kadına kendi istediklerini söyledi. 

"Valla olanları şaşkınlıkla izliyorum doğrusu." Serdarın sözleri üzerine Ekinle birbirimize baktık. Heyecanla konuştum.

"Ay olay mı oldu?" Serdar dudaklarını birbirine bastırıp iç çekerek konuştu.

"Ben senin götün kurtlu yerinde duramazsın sanıyordum ama bir aydır yerinden kalkmadın bile." Omuzlarım düşerken Ekin benim içeceğimin içine iki tane şeker attı bunun üstüne bende onun kahvesinin yanında verilen kaşığı alarak karıştırmaya başladığımda Serdar yüzünü buruşturdu.

"Bu ne böyle amk PTT memuru emekli çiftlere dönmüşsünüz." Yaptığımızı fark edip konuşmaya başladım.

"Ne yapalım bir aydır her gün yan yanayız." Ekin ben içeceğimden bir yudum alırken benim sözlerimi devam ettirdi.

"Sonuç olarakta birbirimiz hakında çoğu şeyi biliyoruz." Elimde tuttuğum fincanı geri koyarken konuşmasını ben devraldım.

"Ve ona göre davranıyoruz." Serdar ikimizin arasında dönen konuşmayı şaşkınca izledikten sonra içten bir şekilde bağırdı.

"OHA!" Ekinle ikimiz kaşlarımızı çatıp birbirimize baktığımızda Serdar Ekinin yanından kalkıp benim yanıma ilerleyerek diz çöküp ayaklarıma kapandı.

"Hilal seni değiştirmesine izin verme lütfen. Şu an karşımda iki tane Ekin var gibi. Sakın onun gibi olma Hilal ne olur." Resmen ayaklarıma kapanmış ağlıyordu. Duraksadım.

"Sakin ol Serdar Ekine dönüştüğüm falan yok." Serdar sözlerimle ayaklandı ve yanımdaki sandalyeyi çekerek hızla oturup bana döndü.

"Anlamanın tek bir yolu var sorularıma hızlı cevap ver." Kafamı olumlu anlamda salldım.

Sınıf Tam Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin